Yaşanabilir Kent Nasıl Olunur?

Dünyanın en yaşanabilir şehirleri belli oldu.

Abone Ol

The Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından her yıl yapılan araştırmanın sonuçları açıklandı.

173 ülke arasında beş kategori değerlendirmesi sonunda, 

2023 yılı küresel yaşanabilirlik endeksinde ilk 10’da yer alan şehirler: 1.Viyana, Avusturya, 2.Kopenhag, Danimarka, 3. Melbourne, Avustralya, 4. Sidney, Avustralya, 5. Vancouver, Kanada, 6. Zürih, İsviçre, 7. Calgary, Kanada, 7. Cenevre, İsviçre, 9. Toronto, Kanada, 10. Osaka, Japonya olurken, 

Aynı endeksin son 10 sırasında yer alan şehirler ise:  164. Douala, Kamerun,165. Kiev, Ukrayna,166. Harare, Zimbabve, 166. Dhaka, Bangladeş, 168. Port Moresby, Papua Yeni Gine, 169. Karaçi, Pakistan, 170. Lagos, Nijerya,171. Cezayir, Cezayir, 172. Trablus, Libya, 173. Şam, Suriye , oldu.

Peki bu beş kategori ne: İstikrar- güvenilirlik, sağlık hizmetleri, kültür ve çevre, eğitim ve altyapı.

İsviçre ve Avusturalya’dan iki, Kanada’dan ise üç şehir ilk 10’a girmiş. Direkt olarak apayrı bir değerlendirme ve örnek alınması gereken bir durum aslında. Demek oluyor ki bu işi çözmüşler ve yavaş yavaş kentlere yayılan bir refah, yaşam, sürdürülebilir yönetim, anlayış, şekil ve sistem geliştirmişler.

 İlk 10’da Avrupa’nın ağırlığının azalarak,  daha az şehirle temsil edilmiş olması ise Ukrayna-Rusya savaşının Avrupa’ya verdiği siyasi, ekonomik, insanı etki ve zarar olarak tarif ediliyor.

Savaş gördüğünüz gibi sadece kendi coğrafyasını değil, etrafındaki komşu coğrafyaları da olumsuz etkiliyor.

Biz bunu Irak ve Suriye savaşlarında bizzat yaşamış ve yaşamaya devam eden bir toplum olarak, ülkemizde barındırdığımız dünyanın en fazla sayıdaki mültecisi ile bu listelere uzaktan bakabiliyoruz.

Sınırlarımızda olup bitenlere seyirci kalmayışımız, gündemimiz ve içişlerimizi etkilediği gibi siyasal, sosyal ve ekonomik olarak ta ülkemizi büyük bir cendereye sokuyor.

Şimdi bir de listenin son sıralarındaki şehirlere bakalım ve aradaki farkları anlamaya çalışalım.

Cezayir'in Cezayir, Libya'nın Tripoli ve Suriye'nin Şam şehirleri dünyanın en az yaşanabilir üç şehri olarak sıralanmış.

Son üç şehrin de Ortadoğu coğrafyası olması, dinlerinin İslam ve çoğunluğunun Müslüman olması üzücü. Ülkelerdeki siyasi atmosfer ve rejim sıkıntıları, savaş yaşayan topraklar olmaları ise ayrıca belirgin.

Din belki bir koşul olarak ele alınmamış ama değerlendirme sonucunda çıkan tabloya daha dikkatli bakarak, görülebilir.

Görülüyor ki Müslüman ülkelerin kalkınmasındaki engeller, buradaki siyasi ve ekonomik atmosferin kimler tarafından kontrol edildiği ve bu gerilemenin küresel sebepleri muhakkak araştırılmalı.

Zira en üst sırada yer almak isteyen ülkelerin, sonlarda yer alan ülkelerin kaynaklarıyla kendi refahını sağladığını hepimiz biliyoruz.

Yaşanabilir ve sürdürülebilir kent olmanın kuralları belirgin ve bilim insanları tarafından ortaya konulmuş kriterleri zaten var. Ancak dünyanın gelir dağılımındaki farklar, ülkelerin bu konuda eşit davranmasını ve eşit büyümesini engelliyor.

Yine küresel odaklar ortak değerler üzerinden sıralama yapıyor ama kaynaklarını kullandıkları ülkelere aynı katkıyı yapmıyorlar.

Yani sadece gelir dağılımı adaletsiz ve eşitsiz değil.

 Dünyanın en zengin görünen ülkeleri, bir anlamda sonlarda yer alan ülkelerin sonlarda olmasından da net olarak sorumlu.

Hepimizin bildiği bir gerçeği, her yıl yapılan bu araştırmalar aslında gözümüze sokuyorlar ama yerimizde sayıp duruyoruz.

Yaşanabilir kent nasıl olunur biliyoruz ama olmak için gerekli kaynağı maalesef, (kaynaklarımız sömürüldüğü için) sağlayamıyoruz.

{ "vars": { "account": "G-2WKLC3DMKW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }