506 Sayılı Kanun kapsamında, 4447 sayılı kanun ile 08.09.1999 tarihinden önce, 4/A kapsamında sigortalı olanların, emekli aylığına hak kazanabilmeleri için sigortalılık süresi ve prim günü koşullarının yanında yaş sınırı da getirilmiştir. Ancak, bu durumda olan sigortalıların emekli aylığına hak kazanma koşullarından biri olan yaş sınırı kaldırılarak sadece çalışma süresi ve prim gününün tamamlanması yeterli görülmüştür.
***
Sigortalılık süresini ve prim günü sayısını tamamladığı inancı ile emekli aylığı bağlanması isteği ile SGK’ya başvuran bazı sigortalıların, primlerinin eksik ödendiği veya çalışma süresinin eksik bildirildiği gerekçeleriyle bu istekleri kabul edilmeme durumu ile karşı karşıya kaldığı görülmektedir.  Gerek çalışma süresi ve gerekse prim günü eksikliği, genel olarak 5510 sayılı Kanun’un 4/A  (SSK) bendi kapsamında olan sigortalılarda söz konusu olmaktadır. 
4/b kapsamında (Bağ-Kur) olanlar ise bildirimlerini kendileri yapmakta ve primlerini de kendileri ödemekte ve 4/c kapsamında (Emekli Sandığı) olanlar da kamu çalışanı olduklarından bildirim yapılmaması ya da prim ödenmemesi gibi bir durum olmamaktadır. Ancak, 4/A kapsamında sigortalı olanların SGK’ya bildirilmesi ve primlerinin Kuruma ödenmesi görevi doğrudan işveren ait olduğundan ve Ülkemizde kayıtlar düzenli tutulmadığından ya da hiç tutulmadığından bunların çalışma süreleri de ya da prim günlerinde eksiklik olabilmekte, bu yüzden de emekli aylığına hak kazanamamakta veya aylık bağlanması için uzun süre beklemek zorunda kalmaktadırlar.
***
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun sigortalılar yararına getirdiği en önemli değişiklik, sigorta hak ve yardımlarından yararlanmak için sigortalılık süresine ait primlerin ödenmesi koşulunun olmamasıdır. Yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Kanun ile 01.10.2008 tarihinde tüm hükümleriyle yürürlüğe giren, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin karşılaştırılmasını yaparak bu değişikliğin önemi daha da iyi açıklık getirilmesine çalışılacaktır. 
***
Yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Kanunda sigorta haklarından yararlanmak için belli bir süre prim ödeme koşulu aranmakta olduğu hepimizin malumudur. 506 sayılı Kanunda emeklilik ve diğer sigorta yardımlarından yararlanmak için primlerin ödenmesi koşulu arandığı halde, 5510 sayılı Kanunda primlerin ödenmesi değil primlerin bildirilmesi koşulu aranmaktadır. 
***
Örneğin, sigortalının çalışması SGK’ya bildirilmiş, çalışmasına devam etmekte, aylık prim bordroları düzenli verilmekte,  fakat, bazı aylarda primleri ödenmemiş de olsa, ödenen ve ödenmeyen primlerin toplamı emekli aylığı bağlanmasına yeterli ise emekli aylığına hak kazanacak ve kendisine yaşlılık aylığı  bağlanması imkanına kavuşacaktır. SGK’ya işe giriş bildiriminin yapılması ve primlerin yatırılması görevi doğrudan işverene ait olup, bildirimin yapılıp yapılmadığının ve primlerin yatırılıp yatırılmadığını kontrol etmek, yatırılmamışsa yatırılmasını sağlama görevi ise SGK’nındır. 
İşveren ve SGK’nın yasalar tarafından kendilerine verilen görevlerini yapmamalarının sonucundan sigortalının zarar görmesi her şeyden önce sosyal güvenliğin temel ilkelerine aykırıdır. Kanunda bu konularda sigortalıya hiçbir yükümlülük getirilmemiştir.