Cumhurbaşkanlığı muhabirimiz Dilhan Türker ile birlikte merak ettiklerimizi sorduk.
Yeni bir parti kurma motivasyonu neydi?
Partinin kuruluş ve teşkilatlanma süreci nasıl gidiyor?
Diğer parti liderleriyle görüşmeler var mı?
Bu sorulara ve daha fazlasına yanıt aldık.
Ardından genel merkezi baştan aşağı gezip çalışmaları inceledik.
Önce soru ve cevapları yazımın sonunda ise genel merkezdeki çalışmaların son durumunu aktaracağım.
-Türkiye'de çok fazla siyasi parti varken neden yeni bir parti kurdunuz eleştirilerini alıyorsunuz. Türk siyasetinin 161. partisi olarak sizin yeni bir parti kurma motivasyonunuz neydi?
"Bazen televizyonlarda görüyorum. Efendim çok parti var diyorlar. Çok olmasının mahsuru yoktur. Hiç olmamasının mahsuru vardır. Yani hiçbir parti kurulmasa, bu şu demektir: Daha iyisini yapma, iştiyakı kimse taşımıyor demek; daha iyisi için kimse mücadele etmeye niyetli değil demektir. Daha fazla parti olması daha fazlasını yapabilmek için dertlilerin bir araya gelip doğru yanlış ne biliyorlarsa organize olarak bir gayret göstermesi demek. Bu gayretin arkasında bir memleket hayali var. Ben memleketin şimdisini zor görüyorum. Şimdiki zamanlarımızdan daha iyi zamanlarımız oldu. Tabii ki çok daha kötü zamanlarımız da oldu. Ama Cumhuriyet 101. yılına girdi. Bu karne 101. yıl karnesi olmamalıydı. Çok daha fazlasına ülkenin takati yeterdi, imkânları yeterdi. Bundan çok daha fazlasına müktesebatı yeterdi. Akademik birikimi yeterdi, girişimcilik kapasitesi yeterdi. Maddi manevi yeraltı zenginlikleri vardır, ruhu da vardır. O ruhunun arkasında, işte bu ruhunun kamçısıyla memleketin istikbaline koşacak, üretecek, alın teri dökecek evlatlar da vardır. Bundan çok daha fazlasını bulabilirdik, bulamadık. Buradaki muhasebelerin doğru yapılması lazım. Şimdi biz ikinci yüzyılın başındayız. İkinci yüzyılın başında doğru planları yapabilmeliyiz. Doğru muhasebeleri yapabilmeliyiz. Doğru planlar ve muhasebelerden doğru hedeflere yürüyebilmeliyiz. Bunları da bizim bulduğumuzdan daha iyi bir memleket, daha iyi bir vatan, daha güçlü bir ülke, daha güçlü bir devlet bulsun diye çocuklarımıza teslim etmeliyiz. Bizim yok. Bunu bir parti kavgasına kurban etmeyeceğiz mesuliyetimizi. Bir memleketin büyük potansiyeline yürüyeceğiz. Türk milletinin kalbine yürüyeceğiz."
-Anahtar Partiye ilgi nasıl? Teşkilatlanma süreci nasıl ilerliyor?
"Ben Türkiye'nin şu andaki siyasi konjonktürünü 2000-2001 yıllarına benzetmeye başladım. O zamanlar benzer bir siyasal iklim var. Siyasete karşı bir memnuniyetsizlik, siyasete karşı bir ilgisizlik varken şimdi A parti, bu kadar sorun olan bir ülkede yeni umut merkezi haline geliyor. Her yerde eğilimine, siyasi aidiyetine, mensubiyetine bakılmaksızın memleketin bundan daha fazlasını hak ettiğini düşünen herkesin gözünün ucunda, ümidinin ucunda bir anahtar parti var. Yürüyoruz milletin kalbine, bunu bir parti gibi bir partiyi millete tanıtır gibi değil, bir milleti ayağa kaldırır gibi taşıyoruz. İlgiyi çok iyi görüyorum. Sahada güzel karşılanıyoruz. Teşkilatlanma hızımızla da herkes bunu görecektir. Kasım ayının sonuna kadar teşkilatlanma barajını yani 41 vilayet 326 ilçeyi tamamlarız. Birkaç ay içinde de tüm Türkiye'de teşkilatlanırız. Yani 81 ilde ve bütün ilçelerde teşkilatlarımızı kurarız. Peşinden birkaç ay içinde de yaza kalmadan büyük kurultayı yapmak istiyoruz. Çünkü memleketin şartları siyaseti nereye getirip belli olmaz. Hazır hale geleceğiz. Şöyle bir şey var, onun bilinmesini çok arzu ederim. Biz milletimizin kalbine kurulmasını istiyorduk. Partiyi böyle kurunca kolay kurulur. Daha önce tecrübe ettik. Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip bey de böyle diyordu. Biz partiyi kurmadık, millet partiyi kalbine kurdu. O yüzden çok rahat teşkilatlandık diyordu.
-Şu anki siyasi konjonktürü Ak Parti'nin kuruluş dönemine denk gelen 2000-2001 yıllarına benzetiyorum dediniz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerine atıf yaparak partinizin teşkilatlanma sürecini Ak Partinin teşkilatlanma sürecine benzettiniz. Sosyal medyada bazı açıklamalarınız hitabet ve söylem anlamında Erdoğan'ın o yıllardaki konuşmalarına benzetiliyor. Bu benzetmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Kendi adımıza da milletimiz adına da, siyaset adına da mahcubiyet çıkarıyoruztaşıyoruz. Hep aynı şeyleri vaat etmek zorunda kalmak. Yani Türk milletine 2024 yılında adalet vaat etmek, Türk milletinin evlatlarına iş vaat etmek, enflasyonun olmadığı, yolsuzluğun yaşanmadığı bir ülke vaat etmek siyasetin mahcubiyetidir. Bizim hissemize 2024 yılında milletimize bunları vaad etmek düştü. Adnan Menderes'in dediklerini Süleyman Demirel, Demirel'in dediklerini Turgut Özal, Özal'ın dediklerini Necmettin Erbakan, Erbakan'ın dediklerini Tayyip bey, Tayyip Beyin dediklerini de ben diyorum. Adnan Menderes de enflasyonu düşüreceğim diyordu. Bugün Yavuz Ağıralioğlu da aynı şeyi diyorsa bu aradaki 60-70 yılın muhasebesini yapmak lazım. Bu ayıbı biz üstleniyoruz. Bir duamız var. Sorunları çözmek bize nasip olsun da bizden sonrakiler Türkiye'nin sorunlarını değil dünyanın sorunlarını çözsünler. Biz bu dünyanın hali ne olacak diyen bir millettik. Bu milletin hali ne olacak der hale geldik. Gelecek eğer umutsa geçmişte ne olduğu sadece muhasebemizdir. Oraya takılıp kalmak geçmişle yaka paça olmak kavga halinde olmak bizi de o geçmişin bir parçası haline getirir."
-Diğer siyasi parti genel başkanları ile görüşmeleriniz ne düzeyde? Partinizi kurduğunuzda hayırlı olsun dileklerini iletmek için arayanlar oldu mu?
"Oldu ama isimlerini zikretmeme gerek yok. Parti genel başkanlarından siyasi nezaket hattında pek çoğuyla görüştük. Milletvekillerinden, kabineden, muhalefet partisinden arayanlar var. Hasımlık hattında durmuyoruz. Devlet ve millet düşmanları hariç herkesin bir mesuliyeti var ve beraberiz. Her ailenin içerisinde farklı parti mensupları var biz de ülkemizi bir aile gibi gördüğümüz için biz olanı biteni her şeyi bir aile gibi görüyoruz. Ak Parti’nin MHP’nin CHP’nin politik varlığını, DEM Parti'ye kaptırdıklarımızı bile kendi mesuliyet alanımızda biliyoruz."
-İttifak konusunu konuşmak biraz erken ama Anahtar Parti bir ittifaka dahil olur mu? Diğer partilerden teklif gelirse nasıl bir yol haritası çizersiniz?
İttifak yok. Hiç kimsenin B planı değiliz. Biz milletinizin A planıyız. Allahtan gayrısına eyvallah etmeyiz. Milletten başkasına hesap vermeyiz. Hiçbir siyasi hesabın uzun vadede Bastonu ya da desteği olmayız. Biz milletin ayağa kalkması devletimizin daha güçlü bir hale getirilmesi için ortaya koyacağı muvazaasız iradenin temsilcisiyiz. Cumhur ittifakı beka probleminin çözümü için Erdoğan'ın üçüncü kez başkan seçilmesine razı olun diyor. CHP'nin başını çektiği muhalefet ise adalet istiyorsanız DEM Parti'ye zımnen razı olun diyor. Bu ikisine de mecbur değiliz. Yeni bir siyasi iradeye ihtiyaç var. Bu siyasi irade: al bayrağın altında kendini bu millete ait hisseden ben bu vatanın evladıyım diyen herkes hangi din mezhep meşrep hareket grubundan olursa olsun bu milletin ayrılmaz bir parçasıyım diyenlerle ikinci yüzyıla yürüyeceğiz"
Ağıralioğlu ile sohbetimizden sonra genel merkez binasını gezdik.
Öncelikle dikkatimi çeken ilk şey: Yavuz beyin odası hiç boş kalmıyor.
Ziyaretçiler çok fazla. Çatkapı gelenleri de geri çevirmiyor. Herkesi kabul ediyor.
Üstelik makam odası henüz hazır değil. İnşa süreci devam ediyor.
Kendisi için geçici olarak hazırlanan odada ziyaretçilerini ağırlıyor Ağıralioğlu.
Vatandaşların hayırlı olsun ziyaretlerinde partisini kendi deyimiyle "memleket hayalini" anlatıyor.
Gazetecilerin de sık geldiğini ifade ediyorlar genel merkeze.
Medya ve Tanıtım Başkanı Ali Işıner Hamşioğlu ise medya kuruluşları ve basın mensuplarıyla ilişkiler konusunda çok titiz çalışıyor.
Genel merkezin bir katına basın mensupları için bir ofis hazırlanıyor.
Parti içi yayınların yapılacağı stüdyo kurulmak üzere...
Basın açıklama odası ve gazeteciler için kurulacak çalışma ofisi için yoğun bir mesai var.
Partimizi kamuoyuna anlatabilmek ve vatandaşa ulaşabilmek için medyanın öneminin farkındayız diyorlar.
İlerleyen günlerde Ağıralioğlu saha çalışmalarının yanısıra medya aracılığı ile vatandaşa ulaşacak.