Zeytinyağı üreten ülkeler iklim etkileriyle üretimin düşmesi sonrası zor günler geçiriyor. Avrupa ülkelerinde üretim düşerken Türkiye’de üretim arttı. Yurt içinde fiyatların yükselmesi sonrası bakanlık önemli bir adım atarak 3 ay süreyle zeytinyağı ihracatını yasakladı.

“İHRACAT YASAĞINI DOĞRU BULMUYORUZ”

İhracata gelen yasakları doğru bulmadığını ve kesinlikle olmaması gerektiğini söyleyen Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, “Biz özellikle yaş meyve ve sebze ve diğer ürünler olarak ihracat yapan bir kentiz. Gerek uluslararası ticarette gerek yurt içi ticarette yasaklamanın tümüne karşıyız. Şubat ayının başında fiyatların artması nedeniyle ihracatın yasaklanmasını domateste de yaşamıştık. Özellikle ihracat ihtiyacı olan bizim gibi ülkelerin ilmek ilmek ördüğü bu pazarların ani kararlarda yok olan bu kararları doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.

Zeytinyağı fiyatlarındaki artışı önlemenin yollarının olduğunu söyleyen Başkan Ali Çandır, “Alınan fonlardan içerideki zeytinyağı tüketen halka destek verebiliriz. Toptan yasaklamak yerine vergi artırımı ile sınırlamak daha doğru olacaktır. Ya da başka enstrümanları kullanmalıyız. Dış ticarette toptan yasaklama seçeneğini artık rafa kaldırmalıyız. Yani ihracatçının dolaylı olarak üreticinin para kazandığı bir dönemde, belirli bir takvim sunmadan ihracatı aniden yasaklamak sektöre ciddi zarar vermektedir” dedi.

“MARKALAŞMA KONUSUNDA EKSİĞİZ”

Zeytinyağı ihracatın yüzde 90 İspanya’ya yapıldığına değinen Çandır, “İspanya’ya dökme zeytinyağı ihracatı yapmak yerine kendi markalarımızı oluşturarak ve değerini yükselterek pazarlamamız lazım. Çünkü İspanya bizden aldığı ürünü markası altına alıyor ve diğer ülkelere şişeli biçimde katma değerini artırarak ihraç ediyor. Bakıldığında perakende satışla ilgili bir yasak yok. Dolayısıyla halen bir fırsat var. Markalaşma konusunda eksiklerimizi tamamlar ve zeytinyağımızı dünya piyasalarının istediği kalitede ve ambalajda sunabilirsek ciddi paralar kazanabiliriz. Örneğin Antalya’mızın elinde tavşan yüreği gibi Manavgat Beylik gibi sağlık açısından muhteşem içeriğe sahip yerel çeşitlerimiz var. Bunlara sahip çıkıp, markalaştırıp, dünya mutfaklarına sunmamız lazım. Antalya’da geçtiğimiz yıl 80 bin ton zeytin üretimi vardı. 15 bin ton da zeytinyağı üretmiştik” ifadelerine yer verdi.

ATB Başkanı Ali Çandır, zeytin rekoltesinin iklim koşullarına bağlı olduğunu ve bunun 15 ağustos sonrası belli olacağını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

“Zeytinde görülen periyodiste yani hal tabiriyle var yılı yok yılı yaşanır. Geçtiğimiz yıl var yılıydı. Bu yıl yok yılı olarak tabir ediliyor. Ancak rekolte Ağustos 15 sonrası yaşanan iklim koşulları ve eylül sonu ekim başı gibi yağacak yağmurlara bağlı olarak belli olarak. Borsa olarak ulusal çapta yapılmakta olan rekolte tespit heyetinde yer alıyor ve raporluyuz. Sanırım ekim ayı başında tahmini bir rekolteyi sizlerle paylaşabiliriz”