Komşuda iç savaş var. "Bize sıçraması olmaz" diyenler var.
Zaten buna izin vermeyiz.
"Su uyur düşman uyumaz"
Orta Asya Türk diline göre "Asker uyur, düşman uyumaz"
Mehmetçik ayakta.
Tedbir alınmış.
Esat ektiğini biçiyor.
Ettiğini çekiyor.
Yaptığı zulümler ayağına dolaşmaya başladı.
Ülkesini ateş sardı.
Bugün yarın ülkesini terk edip ailesiyle birlikte kaçtığını duyarız.
"Nereye kaçar acaba?" diye fikir yürütmeye kalksak ilk anda "Rusya'ya" deriz.
Ama Putin bunu istemez.
Onun Esat ile uğraşacak ne hali ne zamanı var
Kendi derdine düşmüş durumda.
"Esat kaçsa kaçsa destekçisi İran'a kaçar" diye akla gelir ama orada da can güvenliği olmaz.
Tüm kaçak liderler genellikle Fransa'ya kaçıyorlar.
Millet Esat'ı değil Suriyelilerin ne yapacağını merak ediyor.
Türkiye ayakta.
"Gene kapılar ardına dek açılır da ya Suriyeliler ülkemize sığınırlarsa!"
Bu göç olası değil.
Gelenler geldi.
Artık gelen, kaçan, sığınan olmaz.
Orada terör örgütleri hezimete uğrar.
Türkiye bir askeri harekât yapar mı?
Yapması, otuz kırk kilometre değil yüz kilometre içeri girmesini çok isteriz.
Merhum Özal Amerika'nın "By Özal, Irak'a girin, biz destek veriyoruz" demesine rağmen otuz yıl önce girmedik.
Hata ettik.
Ayağımıza gelen fırsatı teptik.
Yoksa şimdi Musul, Kerkük, Süleymaniye yönetimimiz altındaydı ve Kandil olayı bitmişti.
Bugün Amerika sessiz kalarak aynı şeyi otuz yıl sonra bu defa ima ederek bize "Suriye'ye girin" diyor.
Tam zamanı.
Orada ne devlet var ne asker var ne savaşacak, ülkelerini savunacak kişiler var.
Suriye'ye girecek olsak bize direnecek olan sadece terör örgütleri var ki onları da Mehmetçik siler süpürür.
Kimsenin de sesi çıkmaz.
Çıkanın da sesini keseriz.
Zaman ve olaylar tamamen Türkiye lehine.
Bu fırsat kaçırılmamalı.
Bizi tarih çağırıyor.
Çağrıya cevap adettendir.
Haydi.
Ya Allah bismillah, Allahu Ekber...