CHP’de sular durulmuyor.

Merhum Baykal CHP genel başkanlığında güçlü bir isimdi.

Uzun yılların siyasetçisiydi.

Bir şekilde istifa etti, gitti.

Kılıçdaroğlu getirildi.

"Yeni lider" dendi.

Yılların partili siyasilerini sildi, süpürdü Kılıçdaroğlu.

Yeni bir CHP oluşturmak istedi.

Olmadı.

Bir kongre ile gitti.

"Delegeler karar veriyor" deniyor.

O mu?

Şu mu?

Bu mu?

Bir ara güçlü isim Muharrem İnce bastırdı liderlik için.

Cumhurbaşkanlığına dek oynadı.

O da olmadı.

Sildiler İnce'yi.

Yok saydılar.

O öyle güçlü bir genel başkan yardımcısıydı ki...

Mecliste gür sesiydi CHP'nin.

Onu da istemediler.

Hâlbuki mecliste tıpkı Özel gibi grup sözcüydü bir zamanlar.

Alkışlarla destek veriliyordu.

Sonra Ekrem İmamoğlu ismi öne çıkmaya başladı bir anda.

Kılıçdaroğlu'nu mu destekliyordu yoksa kendini mi?

Yoksa Özgür Özel'i mi?

İşler karıştı.

Bir şeyler oldu sonra.

İmamoğlu sindi, Kılıçdaroğlu gönderildi Özgür Özel getirildi CHP'nin başına.

Şans mı?

Kader mi?

Sürpriz mi?

Ne olduysa oldu!

Bir şeyler oldu.

İmamoğlu derken Özel çıktı CHP genel başkanlık makamına.

Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığı kaybedeceği hiç aklına gelmemiş olacak ki:

"Arkamdan hançerlendim" dedi.

Liderlik gitmişti.

Kabullenemiyor bu durumu hâlâ.

Büyük bir hırsla Eylül'ü bekliyor.

İmamoğlu CHP'nin başına geçer mi?

Kılıçdaroğlu delegelerin oyunu alır mı?

Özgür Özel CHP genel başkanlığı gibi bir koltuğu kaptırır mı?

CHP liderini arıyor.

Kılıçdaroğlu gitti.

İnce olmadı.

İmamoğlu temkinli.

Özel şanslı.

Bir anda kendini genel başkanlıkta buldu.

Eylül ayı yaklaşırken birden Tunç Soyer ismi dolaşmaya başladı genel başkanlık için.

Tabi bir de Mansur Yavaş ismi var.

Liderlik için öne çıkanlar bu isimler.

Kulis faaliyetleri olağanüstü devrede.

Eylül ayına bir şey kalmadı.

"CHP liderini arıyor."