Yıllar önce adliye muhabirliği yaptığım dönemde, şu anda emekli olan bir savcı, lojmanların karşısındaki Antalya Adliyesi'nin bahçesinde bulunan ATM’ye gece vakti kartını kaptırmıştı. Kartının başkasının eline geçip işlem yapılmasından endişe eden savcı, olayın ardından bankanın müdürünü telefonla gece yarısı olay yerine çağırmıştı. Banka görevlileri gelinceye kadar, adliyedeki polisleri de ATM’nin başında nöbet tutturmuştu. O savcı kartına kavuştuktan sonra sakinleşmişti. Ne zaman dolandırıcılıkla ilgili bir olay duysam, gözümün önüne o savcının gece yarısı yaşadığı panik gelir.
***
Şöyle çevrenize bir bakın; insanlar telefonlara bile bakmaya çekiniyor çünkü dolandırılmaktan endişe ediyorlar. Bu nedenle bilmedikleri veya telefonlarında kayıtlı olmayan numaralardan arandıklarında yanıt vermiyorlar. Bankalardan ya da kamu kurumlarından arandıklarında bile dolandırıcı sanıp açmayanlar oluyor. Bu nedenle yasal takibe düşenler bile oluyor. Çoğu kimse, TC kimlik numarasını bile vermek istemiyor. Telefonla arandığında “Şu kişiyle mi görüşüyorum?” dendiğinde “Evet” demeye korkuyor bazılarımız. Yapay zekayla yapılan konuşmaların dolandırıcılıkta kullanılmasından endişe edenler de var. İnsanların ruh sağlığı bile dolandırılma korkusundan bozulmaya başladı.
***
Geçtiğimiz 19 Şubat günü bir markette dolaşırken 50’li yaşlardaki bir adamla bir genç kızın konuşmasına kulak misafiri oldum. Genç kız, marketin alışveriş kartı için bu adamı form doldurmaya ikna etmeye çalışıyordu. Yerel şivesiyle; “Endeki kağıda TC kimlik numaramı yazdığımda, benim adıma belki de şirket kurulacak. Ben tanımadığım yerlerden gelen telefonlardan arandığımda bile yüreğim ağzıma geliyor. Kızım uyardı. Beni aradıklarında adımı sorduklarında ‘Evet benim’ demiyorum,” dedi. Adam dolandırılmaktan korktuğunu söyledi. Sonra da o kart pazarlayan kızın yanından çekip gitti.
***
Beni de telefonla birçok kez dolandırmaya çalıştılar. Arkadan polis telsizi sesi dinletip hesabımın terör örgütlerinin eline geçtiğini söyleyip operasyon bahanesiyle para talep edenler oldu. Hepsini de şikayet ettim ama üzülerek belirtmeliyim ki hiçbirinden sonuç alamadım. Bir keresinde babamı da operasyon bahanesiyle telefonla dolandırmaya kalkmışlardı. Rahmetli annem olayı bana bildirince, bankadan parasını çekip dolandırıcılara vermeye gitmek için yola çıkan babamı yoldan zor döndürmüştüm. Ama bazen gazetecilerin yakınları da dolandırılabiliyor.
***
Geçtiğimiz yıl Lider Gazete’nin Yazı İşleri Müdürü sevgili kardeşim Faruk Çelik’in babasını arayan telefon dolandırıcıları, bankadan aradıklarını söyleyerek yaşlı adamın yaklaşık bir milyon lirasını dolandırdılar. O olaydan da halen sonuç alınamadı. Üzüntüsünden yemeden içmeden kesilen yaşlı adamın böbrekleri iflas etti ve diyalize mahkum oldu. Yine bir başka gazeteci arkadaşımın kuzeninin adını kullanan bir dolandırıcı, geçen yıl acil paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek piyasayı yüklü miktarda dolandırmıştı. Şimdi de Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in adını kullanarak piyasadan para talep edilmeye başlanmış. Başkan Böcek, sosyal medya hesabından adını ve fotoğrafını kullanarak bir telefon üzerinden insanların dolandırılmaya çalışıldığını duyurdu.
***
Ancak bu dolandırıcıların yakalanması pek kolay olmuyor. Çünkü dolandırıcılar ve suç örgütleri, yakalanmamak için başkalarına ait telefon hatlarıyla banka hesap numaraları kullanıyorlar. Hesabını ya da telefon numarasını verenler de dolandırıcıların kurbanı oluyorlar. Çünkü polis önce onları buluyor. Suç onların üzerine kalıyor, çünkü dolandırıcılar çoğu zaman kayıplara karışıyorlar. Para ise buharlaşıyor. Bir de telefonla arayıp internet taahhüt sözleşmesinin yenilenmesi bahanesiyle dolandırıcılık yapanlar türedi. Ben şüpheli numaralardan gelen tüm numaraları engelliyorum. Telefonumda yüzlerce engelli numara var. Birçoğu da şüpheli numaraları internetten sorguluyor.
***
İnternet siteleri, dolandırıcılara ait olduğu iddia edilen telefon numaralarıyla ve yorumlarla dolu. Kimi, bu numaraların CİMER’e şikayet edilmesini, kimi de savcılığa ya da karakollara ya da 112’ye ihbar edilmesini tavsiye ediyor. Ama dolandırıcıların da dolandırıcılık mağdurlarının da sonu gelmiyor. Telefona yanıt vermekten bile korkar hale gelen vatandaşlar, her sabah Türkiye’nin huzuru etiketiyle operasyon haberlerini paylaşan Sayın İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın bu konuya da bir el atmasını istiyorlar. Öte yandan dolandırıcılıkla ilgili suçlara verilen cezaların ağırlaştırılması gerekiyor.