İngiltere'de, Covid-19'un Omicron varyantının alt türevi olan Eris'in (EG.5.1) ülke genelinde yayıldığı duyuruldu. Covid-19'un yeni varyantının görülmesi akıllara “Eris, Türkiye’ye de yayılır mı?” sorusunu getirdi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan Eris varyantını ve Türkiye’ye de yayılır mı? sorusunu Lider Haber canlı yayınında Murat Er’e cevaplandırdı.
Eris varyantı hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Şimdi bir varyant dediğimiz zaman bu bir tane değil geçen salgın süresi boyunca yüzlerce varyant ortaya çıktı. Ama bunların sadece ya çok hızlı artış gösterini ya da çok ağır klinik seyri olanlar dikkat çekti. Eris Varyantı’nda da bu iki özellikten bir tanesi olduğu için dikkat çekildi. Bunlar bir defa Omicron Varyantı. Son 2,5 yıldır salgının dominant varyantı olan Omicron’un mutasyona uğramış şekli.
Klinik seyir açısından çok bir fark yok. Aynen Omicron gibi genellikle sağlıklı insanlarda hafif bir solunum yolu enfeksiyonu şeklinde geçiyor. Genellikle risk grubundaki insanlar için hayati önem taşıyor. Ancak burada dikkati çeken şey bu varyantın çok hızlı yayılması. Henüz 1 ay daha geçmeden ilk tespit edildiği dönem Mayıs ayı civarında ama Asya’da esas batı ülkelerine doğru yayılımı Temmuz’un sonuna doğru oldu. Bu kadar süre içerisinde Amerika’da birinci varyant yani en sık görülen varyant haline geldi. Aşağı yukarı her yüz vakanın 17,5’unun nedeni bu varyant.
Avrupa’da özellikle İngiltere’de her 7 vakadan 1 tanesi bu varyant. Ama hızla bu oranlar artıyor. Test yapan bütün ülkeler bu varyantı görmeye başladı. Şimdiye kadar 36 ülke kendilerinde görüldüğünü söyledi ama tahmin ediyorum bu sayı daha yüksek aslında. Varyant analizi yapmadığınız zaman bunu fark etmeniz mümkün değil. Çünkü bir klinik özelliğiyle ayrılmıyor” dedi.
Eris Varyantı’n ülkemizde görülüp görülmediğine sorusuna Mehmet Ceyhan şu yanıtı verdi, “ Şöyle bunu bilmemiz mümkün değil. Bunu sağlık Bakanlığı’nın da bilmesi mümkün değil. Çünkü bir sürveyans programı yapmıyoruz. Yine hala eski kriterlerle ki o kriterlerin belirlendiği dönem covidin çok ağır seyrettiği dönemdi. Daha çok ağır bir klinik tablo ile gelen kişilere test yapabiliyorduk. Artık o şekilde ağır seyretmediği için covid test sayıları çok azaldı. Ancak özel laboratuvarlara kendileri ücretlerini karşılayarak test yaptıranlardan görebiliyoruz covid 19’un varlığını. Azımsanmayacak kadar bu bile çok az değil özellikle bu mevsim de insanların tatile gittiği, işyerlerinin okulların kapalı olduğu bir dönem de bile oldukça sık rastlıyoruz” şeklinde konuştu.
“SALGININ MEVSİMİ OLMAZ”
Kış aylarının gelmesi ve okulların açılmasıyla Eris varyantının görünebilmesi ihtimalini de değerlendiren Ceyhan, “Öncelikle bu tartışma salgının başında yapıldı. Birçok arkadaşımız yaz gelince bu salgının biteceğini söyledi. 2020 yılından bahsediyorum. Çünkü bu virüslerin her bir sıcaklıkta şu kadar öldüğüne dair açıklamalar yaptı. Oysa salgının tarihine baktığınız zaman salgının mevsimi olmaz. Salgın dikkat ettiğiniz de Deltada da böyle oldu. Tam da yazın ortasında pik yaptı. Vaka sayıları arttı. Dolayısıyla salgının mevsimi olmaz. Bir de şunu düzeltmek lazım. Bu varyantın yayılması için soğuk hava ayrıca bir özellik taşımıyor. Halkın sandığının tam tersine sıcak sistemimizi soğuktan daha fazla bozar. Ancak kış gelince iki önemli olay olur. Birincisi okullar açılır. İkincisi artık insanlar tatillerden iş yerlerine döner ve kalabalıklaşmalar olur. Havalandırması olmayan ortamlarda otururlar. Yani kapalı yerlerde daha çok bir araya gelirler. Dolayısıyla bu iki faktörün etkisiyle böyle bir durum beklenebilir. Sonbahar’dan itibaren özellikle okullar açıldıktan sonra bunun yayılımının artacağı şeklinde bir beklenti bilim insanlarında da var. Dolaysıyla da bazı tedbirler almak lazım. Tabi bu şu anlama gelmesin yeniden eski pandemi mi olacak falan, o çapta bir pandemi olmaz. Ancak diğer bir sıkıntı da şu aşı veya hastalığı geçirerek kazandığımız bağışıklık çok uzun sürmüyor. Son doz aşılarımızın üzerinden de epey zaman geçti. Dolayısıyla o dönemdeki kadar bağışıklı ve dirençli değiliz. Eğer yeni bir varyant yayılım gösterirse bağışıklık sistemimiz nedeniyle bunu kolay atlatacağız düşüncesi yanlış” ifadelerini kullandı.
“DİKKATLİ OLACAĞIZ AMA KORKUYLA DA YAŞAMAYACAĞIZ”
Yeniden bir aşılanma sürecine girilir mi sorusuna ise Prof. Dr. Mehmet Ceyhan şu yanıtını verdi, “Şuanda öneri veren kuruluşların hiçbiri bu yönde bir öneri vermiyor. Ne Dünya Sağlık Örgütü ne de diğer kurumlar yeni bir aşılama yapın demiyor. Çünkü olayın nasıl seyrediyor olacağından emin olmak istiyor herkes. Eğer bir yayılım gösterirse mevcut aşılar hala Eris varyantında da etkili. Dolayısıyla özellikle risk grubundaki kişiler için gelebilir. Ama biz en azından kendimiz el temizliğimize dikkat edelim. El çoğu zaman solunum yoluyla bulaşan hastalıklar da aracıdır. Kalabalıklara giren ve risk grubundaki kişiler. Yanlış anlaşılma olmasın herkese önermiyoruz. Ama risk grubundaysa, 65 aş üstü kronik hastalıkları olan kişilerin o durum da maske takması koruyucu olabilir. Bu hastalığa karşı dikkatli olacağız ama korkuyla da yaşamayacağız.”