İnsanlık tarihi boyunca yaşanmış en güzel rejim cumhuriyet rejimidir.
Büyük lider Atatürk ile kavuştuğumuz bu rejimin kıymetini ne kadar biliyoruz?
Bu tartışılır…
Yüz yıldır cumhuriyet ile idare edilen bir düzenimiz var.
Ancak birileri cumhuriyetin ne olduğunu hâlâ kavramış...
Anlamış...
İçine sindirmiş...
Kabullenmiş değiller.
O birileri hâlâ cumhuriyete sahip çıktıklarını sanarak cumhuriyete zarar veriyorlar.
İncitiyorlar.
Eğer o birilerine yetki verilse "Bu cumhuriyette neyin nesi ki?" diyecek rafa kaldıracaklar.
O birileri cumhuriyetimizi kendi hava ve heveslerine göre olsun istiyorlar.
Cumhuriyet, halkın kendi kendini idare etmesi, halkın seçtiği kişiler ile cumhuriyetin getirdiği, verdiği yetkileri, yasaları kullanarak devletini, ülkesini, milletini idare etmesi, yönetmesidir.
Ancak işte o birileri bunu kabullenemiyorlar.
Sınıflara ayrılmış halklar tabakası oluşturup kendilerine göre bir cumhuriyet olsun istiyorlar.
Kılık kıyafet serbestliğinden hukuk önündeki eşitliğe dek, yaşam şekillerinden ticaret alanına dek sınıfsal farklılık istiyorlar.
Oysa cumhuriyet bunu reddediyor.
"Bu ben değilim" diyor.
"Beni yanlış biliyorsunuz" diyor.
"Beni kendinize benzetmek istiyorsunuz" diyor.
Cumhuriyete ihanet ediyoruz.
Hatta öyle ki Atatürk'ten sonra hemen hemen on veya on beş yılda bir cumhuriyetin boynuna askeri kement atıp, sarmış, sarmalamış, tutuklamış "öyle cumhuriyet olmaz, böyle cumhuriyet olur" demişiz.
Cumhuriyeti elimizde oyuncak etmişiz.
Öyle veya böyle, yüz yıldır orasına burasına vura vura, darbelerle sakatlayarak kendimize göre bir cumhuriyet oluşturmuş onunla idare edip yolumuza gidiyoruz.
Gerçek bir cumhuriyet özlemiyle böyle bir cumhuriyet bayramımız kutlu olsun.