Antalya’da yıllardır herkesin konuştuğu ‘kıyı işgalleri’ meselesi var. Özellikle Lara kıyı bandı ve falezler üzerinde yaşanan İŞGALDEN öte doğa KATLİAMI ve TALANI! 
Tabi bu konu yeni değil. Yıllara dayanan bir sorun. Geçişte kimin ne yaptığından çok mevcut idarecilerin ne yapacağı önemlidir. Biri gelir ve bu oyunu bozar.
Hani ne demişler, “Devlet bazen de ölü taklidi yapar. Zannedersin ki devlet yok çöktü. Şımardıkça şımarırsın. Sonra üzerine birden bir ağırlık çöker. Sonrası yok” gibi.
Yıllardır bürokrasi ile iç içe çalışmalar yapar, haberlere imza atarım. Her defasında devlet aklının galip geldiğini gördüm. Her ne kadar birileri zarar vermeye yeltense de.
Devlet yönetim sistematiğinin gereği, devlet işlerinin bir nizam ve düzen çerçevesinde yürütülebilmesi için tüm kamu kurum ve kuruluşlarında,  hiyerarşi mutlaka olmalıdır! Var mıdır yok mudur bu ayrı bir tartışma konusu.


Devletin yaptığı tüm işlerinde, kanun ve yasaya uygunluk zorunludur. Yoksa makama gelen her kişi kendi düzenini kurar. Devletin tüm işlerinde; kanun ve kurallara kesinlikle uymak zorundadır. Devlette, kanun, yasa, düzen ve nizamın olmadığı durumlarda ise sisteme kaos hakim olur!
Devlet adına görev yapan aklıselim yöneticiler asla ve kat’a kaosa izin vermez. Çünkü Devlet, kimsenin babasının ÇİFTLİĞİ değildir! Devletin kurumları bazen görmezden gelir yapsa da mutlakta her şeyi kayıt altına alır.


Böyle durumlarda; devlet nasıl olsa görmüyor, duymuyor şeklinde düşünceye kapılanlar mutlaka olacaktır. Tıpkı FALEZLERİ KATLEDENLER gibi! Hatta farkında olmadan haddini bile aşanlar olacaktır! 
İşte böyle bir ortamda devlet sadece UYUYOR ROLÜ yapar! Lakin, devlet,  devlet ve millete yapılan hatayı ihmal etmez,  sadece mühlet verir! Vakti zamanı geldiğinde cezasını keser! Devlet, nizam, düzen, kanun ve adalet demektir!  
Devlet acele etmez! Kendine, millete karşı yapılan tüm ihmal ve hataları yarına bırakır fakat kimsenin yanına bırakmaz! Bir başka deyişle; devlet ve onun adına görev yapanlar, milletin malına, özellikle de tüyü bitmemiş yetim hakkına tecavüz eden ve göz dikenlerden bir gün hesabını sorar ve cezasını çat diye keser!
Bunları niye mi anlattım? Onu da açıklayayım. Antalya’ya ZIPKIN gibi, CİVAN gibi bir Vali Hulusi Şahin atanmıştı ya! İşte onunda SESSİZ alacağını ve ÖLÜ TAKLİDİ yapacağını sananlar vardı. Vallahi de billahi de yanıldılar. Hem de öyle böyle değil.


Vali Şahin bir süredir bu KIYI İŞGALLERİ ve FALEZ KATLİAMI’nın üzerine gitmeye başladı. Önce bir inceleme yaptırdı, sonra ilgili kurumlara gereğinin yapılması için talimatları gönderdi.
Kimileri işini savsaklamak istese de buna izin vermedi Vali Şahin. Israrla işin üzerine gitti, “DEVLETTEN BÜYÜĞÜ YOKTUR” hatırlatması yaptı. Önce Aksu Çayı etrafındaki kaçak yapılaşmalara el atıp kaldırttı. 
Sonra FALEZLERDE uzun yıllara dayanan ve göreve başlayalı kısa bir süre olmasına rağmen kucağında bulduğu KATLİAMI durdurmak İÇİN düğmeye bastı. Dün de bu konularla ilgili bürokratları bir masa etrafında topladı.
Vali Hulusi Şahin başkanlığında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünde gerçekleştirilen toplantıya, Vali Yardımcıları Yalçın Sezgin ve Aydın Abak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdür Vekili Ceyhan Öğren Eciş, Milli Emlak Daire Başkanı Yusuf Karataş ve birim müdürleri katıldı.


Vali Şahin, “Devlet ve hazine arazileri üzerinde yapılan işgal ile kaçak yapılarla ilgili taviz verilmeden gereken işlemleri yapacağız. Özellikle kıyı kesimindeki işgallerin önüne geçecek ve kamu arazisini işgal edenlerden geçmişe dönük işgaliye bedelini alacağız. Önceliğimiz kamu menfaati. Hiç kimsenin kamu arazisini izinsiz kullanmasına, işgal etmesine ve üzerine kaçak yapı kondurmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz” dedi.
Sonrasında ise, kaçak yapılar ve işgal edilen kamu arazileri için uygulanacak iş ve işlemler için operasyon takvimi de belirlendi. Neymiş; “Devlet ihmal etmez sadece tehir edermiş” değil mi?
Evet, bugün itibarı ile hesap vakti geldi. Ölü taklidi yapan devlet silkelendi ve kendine gelip düğmeye bastı. Bakalım bu saatten sonra kim ve kimlerin üzerine ağırlık çökecek, hep birlikte göreceğiz.