2019 yılında hayatımıza giren koronavirüs sonrasında normallerimizi değiştirerek yeni normallerimize adapte olduk.

Her insanın yaşam tarzında ufakta olsa bir değişiklik yaşandı.

İnsanların yaşam tarzının yanında birçok ülkede ekonomik sıkıntılar da baş gösterdi.

Pandemi öncesine kadar her şeyin yolunda gittiği Türkiye’de pandemiyle birlikte sosyoekonomik olarak çıkmaza girdik.

Alım gücümüz günden güne geriledi. Enflasyon çift haneli rakamlara ulaştı.

Pandemi belası yüzünden hem sağlığımızdan hem de paramızdan olurken bir de üzerine Kahramanmaraş merkezli depremler hayatlarımızı yıktı geçti.

***

Dünya üzerinde zaten ekonomik bir buhran varken Rusya – Ukrayna ve İsrail – Filistin arasında devam eden savaşlar bölgesel olarak da Türkiye’nin ekonomik gidişatını olumsuz yönde etkiledi.

Bir beladan kurtuluyorken diğer bir belayla yüzleşmek zorunda kaldık.

Böyle olunca insanın aklına tek bir şey geliyor.

Coğrafya gerçektenmiş kadermiş…

***

Yaşadığımız bu sıkıntılar elbette hepimizi üzüyor, derin sıkıntılara sürüklüyor ama bunların üzerinden anca birlik olarak gelebiliriz.

Birlikten kuvvet doğar diye boşuna dememişler zamanında büyüklerimiz.

Özellikle Türk milleti birken güçlüdür. Bir değilken hiçbir şeyin üstesinden gelemeyiz.

***

Evet, şu anda bir enflasyon belası yakamızı bırakmıyor.

Alım gücümüz gerçekten düştü ki artık hükümet kanadından bu yönde açıklamalar yapılıyor. Bunun üstesinden gelineceği de söyleniyor ki genel seçimlerden sonra o doğrultuda bir ekonomi politikasına geçildi.

Akılcı ve gerçekçi bir ekonomi politikası…

Etkileri ne kadar vatandaşı yıpratsa da yapılan hamleler ekonominin üzerindeki ağır yükü atmasında işe yarıyor.

Yapılması gerekenin kemer sıkmak olduğu biliniyordu ve o yönde hareket ediliyor.

Tüketim çılgını toplumumuzun bu alışkanlığının önüne geçersek bu enflasyonunda üstesinden geleceğiz.

***

Genel seçimlerden sonra Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın başına getirilen genç, dinamik ve başarılı ekonomist Hafize Gaye Erkan, ekonominin ne kadar kötü olduğu gösteren bir açıklama yaptı.

Erkan’ın sarf ettiği bu sözler beni oldukça şaşırttı.

Türkiye ekonomisinin başındaki isimlerden birinin bunları diyebilmesi bir şeylerin farkında olduğunu gösteriyor.

İstanbul'daki ev kiralarının yüksekliğinden dert yanan Erkan, "İstanbul, Manhattan’dan pahalı olur mu?" diyerek ev bulamadıklarını ve annesinin yanına yerleştiklerini açıkladı.

***

Ekonomimizin başındaki isim olan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de aldığı sıkı tedbirlerle ekonominin belini doğrultmak için uğraşıyor.

Türkiye’nin harcamalarını kısarak, kredi kartları üzerinde yapıcı önlemler alarak ve daha birçok tedbiri hayata geçirerek ekonominin kötü gidişatının önüne geçmeye çalışıyor.

Şu ana kadar Şimşek başarılı oldu mu peki?

Evet, bence başarılı oldu.

Şimşek’in ekonominin başına gelmesinden sonra her ne kadar döviz kuru yükselse de Türkiye’de bir şeyler rayına oturmaya başladı. Mesela konut fiyatları geriledi. Otomotiv sektöründe fahiş fiyat balonu sönmeye başladı…

***

Şimdi sıra yeni yılda uygulanacak olan asgari ücretin emekçiyi mağdur etmeyecek bir şekilde belirlenmesinde…

Bugün Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2’nci toplantısını yapacak.

Bu toplantıdan sonra yapılacak olan 3’üncü toplantının ardından yeni asgari ücret açıklanmış olacak.

Yani bu toplantıda rakam aşağı yukarı belli olacak…

Hükümetimiz, işçi ve işveren temsilcileri şapkasını önüne alıp son kez iyice düşünmeli.

İşçi mağdur edilmemeli, 1 yıl boyunca rahat bir şekilde geçinebilmeli.

Umarım asgari ücret bu sefer gerçekten akılcı bir rakam olur ve işçi hiç olmazsa şu dönemde biraz nefes alabilir.