Ordumuz İkinci Viyana Kuşatmasında üç yüz bin askerle yola çıkmıştı fakat Merzifonlu Mustafa Paşa, paşalarla istişare toplantısında söz alan İbrahim Paşa ve Kırım Hanının fikirlerini kabul etmeyip onları toplumda aşağılayıcı ifadeler kullandı.
***
Her ikisi de savaşın en kritik zamanında ihanet ettiler. Düşman orduları rahatça merkeze saldırıp ordumuzun hem büyük zayiat vermesine hem de dağılmasına sebep oldu.
***
İletişimsizlik, çekememezlik gibi kişisel egolara yenik düşülmüştü. Osmanlı ordusunun kırılma noktasıdır. Ve bu savaştan iki yüz otuz beş sene sonra 1918’de Osmanlı Devleti tarih sahnesinden çekilmiştir.
***
Öğrenci sekiz aylık ciddi bir çalışmanın neticesi olarak takdir belgesi almış, sevinçli ve mutlu. Bazı öğrencilerin öncelikleri ise ders değil. Bugün futbol, yarın kafe, ertesi gün yeni tanıştığı kızlarla takılma derken derse zaman ayıramamış
***
Doğal olarak notlar kırık gelince çalışanlar sevinç çığlıkları atarken onlar mahzun, üzüntülü, sessiz. Arkadaşlarının yüzüne bile bakamamış, dertli. Ne ekersen onu biçiyorsun.
***
Unutmayalım ki birileri gezerken, eğlenirken, uyurken birileri de çalışıyor. Bir gün gelip karşı karşıya gelecekler. İşte o zaman çalışan kazanacak, çalışmayan da kaybedecek.
***
Su dolu tencere kaynarsa sıcak buhar çıkar. İş başarmak isteyen insanlar fırsatları bir nimet kabul edip yerinde duramaz halde hareket ederler, planlı yaşarlar.
***
Bazı insanlar ikna edici sözleri, kırgınları birbirine yakınlaştıran maharetli halleri, ihtiyacı olan insanlara ve çocuklara cömertlikleri ile barış güvercini gibidirler. Bazıları da şahıslar arasında laf getirip götürmekte, milletin arasında topluluk içinde kavga ve fitne çıkarmakta uçurumlar gibidir.
***
Müslüman ateş gibi olmalıdır. Nasıl ateş yakıcı ise Müslüman da Allah ve Resulüne teslim olup hedefi Rabbinin rızası ve Peygamberinin şefaati olmalı. İslami emirleri yapıcı, günahlardan kaçıcı olmalı.
***
Çünkü onlar kör şeytanı düşman bilip ondan korunmaya, meleklere özenip onlar gibi günahsız yaşamaya çalışmalıdır. Kalbinde iman ateşi ile yanmalı, günahlardan kaçınmalıdır.
SON SÖZ
Rabbimiz bizi yarattığı zaman ruhundan üflemiştir. Onun için diğer canlılardan hem farklıyız hem de kabiliyetliyiz. Eğer biz de yaptığımız işlere ruhumuzu verirsek o zaman Edirne Selimiye Cami’si gibi muhteşem eserler meydana gelir.