Yerel seçimlere 90 gün kaldı…
AK Parti’de ‘Aday kimler olacak?’ sorusu halen yanıt bekliyor.
Yine Cumhur İttifakı’ndaki görev dağılımın nasıl şekilleneceği de bir başka merak konusu.
Kulislere kapıların kapandığı günler içerisindeyiz.
İl teşkilatları ve genel merkezlerden neredeyse su sızmıyor.
Bazı iddialar duyulsa da doğrulatma ihtimali hep düşük kalıyor.
Bu seçimlerin en önemli adresi hiç şüphesiz İstanbul ve Ankara. Cumhur İttifakı’nın bu iki büyükşehirde yönetimi yeniden almak için özel olarak çalışılıyor.
Kamuoyuna açık olan en net ifade: ‘İnce eleyip sık dokuyoruz.’
Bu tutum, tüm illerdeki hesaplamalarda sergileniyor.
AK Parti, bir yandan kazanma denklemini kurmaya çalışırken öte yandan parti tabanı ve ittifakı dengede tutacak bir formül arıyor.
14 Mayıs’ta yaşanan ittifak içi oy geçişlerinden muhalif seçmenin eğilimine kadar birçok başlıkta matematik işletiliyor.
Seçimi rahat kazanacağı bölgelerde bile yüzde 0,5’lik dilimlerin kaybedilmesine müsaade etmeyen bir yaklaşım sergileniyor.
Henüz adaylar ortada yokken teşkilatlar çeşitli programlarla sahada seçime dönük çalışmalarını sürdürüyor.
Partililere en çok ‘adaylar kim olacak?’ sorusu yöneltiliyor. Yanıt ortak: ‘Biliyorum diyen yalan söylüyordur.’
İttifak paydaşlarının, aday ve görev dağılımı belli olmadan sahada disiplin içinde faaliyetlerine devam etmesi takdir topluyor.
Hiç şüphesiz bu seçim de tıpkı 14 Mayıs gibi kritik görülüyor ve birtakım handikaplar olduğu biliniyor.
Ekonomik zorlukların başı çektiği bu handikaplar düşünüldüğünde seçim kampanyasının yeni bir ölçüde şekillenmesi bekleniyor.
Öyle sanıyorum ki bu dönemde aday isimlerinden çok belediyeciliğe yönelik yeni bir yaklaşım ve strateji ön plana çıkacak.
Kuşkusuz, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığı görevinde ortaya koyduğu belediyecilik yöntemini referans alan yeni bir vizyon ve yol haritası çizilecek. Bu, özellikle büyük kentlerde hem ekonomik hem de toplumsal rahatlamayı tesis edecek…
Adaylar konusuna gelince 6 Ocak Cumartesi günü Büyükşehir adaylarının açıklanması bekleniyor.
İl ve ilçe belediyelerinin ise 13 Ocak’ta belli olma olasılığı yüksek görülüyor.
Elbette bu tarihlerde Sayın Cumhurbaşkanının takvimi ana belirleyici olacaktır.
Seçim kazanma şampiyonu Sayın Cumhurbaşkanının bu seçimlerde de 3 dönem kuralı ve değişimden taviz vermesi beklenmezken tabanı motive eden bir yenilenme adımı atacağı öngörülüyor.
Yine gençlerin ve kadınların yerel yönetimlerde etkin görevlendirileceği düşünülüyor.
***
Bursa özelinde ise en çok büyükşehir adayının kim olacağı merak ediliyor.
Siyaset çevreleri, iş dünyası ve basından bazı isimler kendi pencerelerinden yorumlarda bulunuyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, en güçlü aday olarak görünüyor.
Adaylık belirsizliğine rağmen çalışmalarını aralıksız sürdürüyor olması, bu kanaati güçlendiriyor.
Yine seçime doğru aday açıklanmadan geçen her günün Başkan Aktaş’ın adaylığını güçlendirdiği düşünülüyor.
Zira kalan 80-85 gün içerisinde yeni bir ismi tanıtma ve kabul ettirmenin zorlu göz önünde tutuluyor.
İkinci olasılık popüler bir isimde odaklanıyor. Bu noktada da Meclis aritmetiğini koruma veya dışardan bir ismin Bursa’da tepki çekme olasılığı düşünülüyor.
Esasen önümüzdeki 5 yıl açısından kentlerimiz için isimden çok yeni bir strateji ve yol haritasının ortaya konulması daha önemli diye düşünüyorum.
Geride kalan 5 yılda Başkan Aktaş’ın Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nde sergilediği gibi kente dair yeni bakışlara ihtiyaç var.
Özellikle sahil bandındaki ilçelerde ve Nilüfer’de çevre temelli yeni bir yaklaşım sergilenmeli.
Tarım ve turizm kimliğini muhafaza ederek hem sosyokültürel hem de sosyoekonomik gelişime katkı koyan yöntemler devam ettirilmeli.
Deprem riskini vatandaşın kabulünün sağlandığı dönüşüm projeleriyle azaltma çalışmaları sürmeli.
Ulaşım konusunda kentin yarasına dönüşen projeler nihayete erdirilmeli, yenileri eklenmeli.
Bursa, önümüzdeki 5 yılı kenti tanıma ve tanışma ile geçirmemeli. ‘Türkiye Yüzyılı’nın ilk senelerinde hedefe odaklanma sağlanmalı.
Saygıyla.