Bayramlarda en güzel giysiler giyilir, kolonya ve şeker ikram edilir.  Eski bayramların tadının damaklarımızda hoş bir lezzet olarak durduğu ama o bayramların geride kaldığı, o tadın artık alınamadığı konuşulur. 
***
Dini bayramlar Allah-ü Teala’nın bizlere bahşettiği özel günlerdir. Her ikisinin de farklı anlamları ve karşılıkları vardır. Biz bunları ne kadar idrak edip tatbik edebiliyoruz o tartışılır.
***
Okyanusta yaşayan balığın akvaryuma düşmediği sürece suyun değerini bilemeyeceği gibi bizler de mensubu olduğumuz mükemmel dinimizin ne yazık ki kıymetini bilemiyoruz.
***
Sonradan Müslüman olanların ya da hayatının belli bir kısmından sonra gerçek anlamda dininin gereklerine göre yaşamaya başlayanların daha tutkulu ve daha samimi olduklarını görürsünüz.
***
Din zorlu kural ve kaideleri olan bir şey değildir. Müslümanlık dünyaya lanse edildiği gibi deve, peçe ve terörizm değildir. Bu şekilde gösterenlerin de çok iyi bildiği gibi İslam ve terör asla yan yana gelemeyecek iki kelimedir.
***
Din, insan hayatını düzenleyen kurallar bütünüdür. Günlük yaşantımızda bize rehberlik eder ve güncelleme gerektirmez, hep günceldir, zamansızdır. Bize nasıl ‘iyi insan’ olunacağını anlatır.
***
Bayram, özünde Allah-ü Teala’ya şükretmek için bizlere bahşedilmiş çok güzel bir fırsattır. Ama burada bizlerin bayramlardan ne anladığı çok önemli. Mensubu olduğumuz muhteşem dinimizden ne anladığımız çok önemli.
***
Konuşurken hepimiz çok iyi ve çok dürüst insanlarız. Bizim dışımızdaki herkesin kusurları, hataları ve yanlışları var. Örnekleriyle de fazlasıyla anlatabiliriz ve hatta sürekli de anlatıyoruz.
*** 
Başkalarının yaptığı kusur, hata ve yanlışlar sanki bizim için geçerli değilmiş gibi. Tövbe haşa dinimizde, Kur’an-ı Kerim’de yazanlar bize yazılmamış, bizi istisna tutmuşlar gibi. Velhasıl inanç başka, yaşamak başka.
***
Aynı şekilde gelelim bayramlara. Yeni uğurladığımız Kurban Bayramı’nda hisseli kurbanlarda yaşananlar amacımızın dışına çıkıyor. Paylaşım esnasında birinin kalbine düşen ‘adaletsizlik’ hissi konuyu kökünden kapatıyor.
*** 
Bireysel kesimlerde de ‘Sizin et kaç kilo geldi? Yağlı mıydı? Eti güzel görünüyor. Seninki de çok zayıfmış’ gibi söylemler de aynı şekilde. Kurban kahve dili olmamalı, amacına uygun yapılmalı ve yaşanmalıdır.
***
Her iki bayramda da eşlerin ailelerine gitme sırası, orada kalma süresi gibi pazarlık, kavga ve önden verilen talimatlar bayramların amacına uygun davranışlar değildir. Bayramların ne olduğunu açıp okumalı ve idrak etmeliyiz.
SON SÖZ
Bayramların eski bayramlar tadında olmamasının sebepleri teknolojinin ve dünyanın hızla değişmesi midir? Yoksa örf, adet, gelenek ve inançlarımızdan sapıp kalplerimizin nefislerimize yenik düşmesi midir?