Adreslerimiz değişse de birçoğumuz berberimizi terzimizi tamircimizi pek değiştirmeyiz. Hatta alışveriş yaptığımız bakkalı pazardaki manavı bile aynı kalır. Hep aynı yerlerden alışveriş yaparız. Zamanla taraflar arasında dostluk başlar.
***
Ben 2002 yılında Akşam Gazetesi’nde çalışmaya başladığımda, ofisimizin hemen karşı caddesinde bir berber vardı. O yıllarda yeni açılmıştı ve gencecik bir esnaftı. Destek olmak için saçlarımı orada kestirmeye başlamıştım. O günden beri berberim adresini hiç değiştirmedi. Aynı yerde tek başına mesleğini sürdürüyor.
Benim çalıştığım Akşam Gazetesi’nin Antalya bürosu kapanalı 12 yıl oldu. Sonrasında başka ajanslarda ve gazetelerde çalıştım ama berberimi hiç değiştirmedim. Neredeyse çeyrek asırdır aynı berbere tıraş oluyorum. "Beraber yaşlandık" desem yeridir.
***
Geçtiğimiz günlerde yılın son tıraşını olmak için yine berberime gittim. Akşam saatleriydi ve dükkanda müşteri yoktu. Bizim berberin yüzünden düşen bin parçaydı. O gün asgari ücret açıklanmıştı ve ben üçüncü müşterisiymişim. Üç tıraşla bırakın geçinmeyi dükkânın giderlerini karşılaması bile mümkün değil. "Keşke asgari ücrete daha fazla artış yapılsaydı. Bu bana bile yansırdı. İnsanlar artık tıraş olacak para bile bulamıyorlar" dedi.
***
Çoğu insan parasızlıktan marketlerden elektrikli tıraş makinesi alıp kendi tıraşını evde yapmaya başlamış. Eski müşteriler bile bu yüzden berberden uzaklaşmış. Bunları anlattıktan sonra sokaktan geçen birini işaret etti. Yan binadaki simitçiymiş. Adam, neredeyse her akşam mahallede ihtiyaç sahiplerine simit ve poğaça dağıtıyormuş. Çünkü elinde kalan ürünler ertesi güne bayatladığı için satılamıyormuş.
***
Karşıdaki balıkçı dükkanı da birkaç kez el değiştirmiş ve adı değişmiş. Berberin yanındaki telefon tamircisi ise dükkânını kapatıp ABD’ye göç etmiş. Şimdi orada başka bir tamirci var. Elektrikçi ve emlakçı dükkânları da kapanmış. Sokakta anladığım kadarıyla eskilerden bir tek bizim berber kalmış. Herkes değişmiş.
***
Bunları görünce yıllar önce Konyaaltı’daki evimin yanındaki bakkalı hatırladım. O bakkal bir gün dükkânına "satılık" tabelası asmıştı. "Hayrola" diye sorduğumda, "Mahallede nüfus yaşlandı. Çoğu emekli. Aldıkları maaş kiraya ve faturalara anca yetiyor. Eskisi gibi gelip alışveriş yapamıyorlar.
***
Kiminin şekeri var kiminin tansiyonu kiminin de dişi yok. Gençlerin ve gelir düzeyi yüksek kesimin yaşadığı, insan sirkülasyonunun fazla olduğu bir yere taşınacağım" demişti. O dükkân birkaç kez el değiştirdi ve şimdi orada bir erkek berberi açıldı. Gelip geçerken görüyorum; tek tük müşteri gidiyor.
***
Ancak benim berberin yeri Antalya’nın en işlek caddelerinden biri olan Yener Ulusoy Bulvarı'nda, her gün on binlerce insanın geçtiği bir yerde. Eğer burada bile esnaf ayakta duramaz hale geldiyse ve sürekli el değiştirme durumu yaşanıyorsa, bu çark nasıl dönecek?