Her seçim sonrası bunlar oluyor.

Türk siyasi hayatında biz neler gördük neler duyduk neler yazdık, neler.

Çok genç yaşlarda aile içinde başlayan siyasi münazaralar ile bugünlere geldik.

Seçim zamanları ilginç, acayip, tuhaf, garip şeyler olur.

Oluyor da.

Özellikle, muhalefette kalmaktan sıkılan CHP kanadında eğer biraz fazla oy alınırsa hemen erken seçim istekleri ortaya çıkar.

“Yok, şöyle olursa böyle olur!”

“Yok, böyle olursa şöyle olur!”

Bastırdıkça bastırırlar erken seçim olsun diye.

Neymiş efendim biraz “fazla oy almışlarmış da millet kendilerini hükümet olarak görmek istiyormuş.”

Her defasında böyle erken seçim hovardalığı yapılır, ortalık kızıştırılır.

Taraflar heyecanlandırılır.

Aradan epey bir zaman geçer.

Erken seçim kazanının altına odunlar atıldıkça harlanır alev.

Alev harlandıkça, kazan fokurdamaya başlayıp ta hükümet:

“Hadi, gelin bakalım, şu tarihte seçim var” deyince etekler tutuşur.

Adaylar yer kapmaya… 

Kampanyalar coşmaya…

Minibüsler sokaklarda olmaya…

Kahvelerde siyaset bilgiçleri çoğalmaya başlar.

Seçim yapılır, sandıklar açılır veee…

Hay Allah!

Gene olmadı.

Hani erken seçim olunca iktidar olunuyordu?

Ne oldu?

Böyle yapmayın.

Siyaseti milletin içine girerek tarafsız halkla birlikte halkın nabzını tutarak yapın.

Kim, neden, niçin oy vermiş veya vermemiş veya oy kullanmaya gitmemiş iyi tahlil edin.

Milletin asıl mesajı ne?

Kime, ne için bu mesaj verilmiş iyi okuyun.

Yoksa erken seçim hovardalığı kazandırmıyor.

Geçmişte kazandırmadığı gibi…