Ekim ayıyla birlikte milyonlarca üniversite öğrencisi de ders başı yaptı.
Depremzedelerin tahliye ettiği KYK yurtlarına öğrenciler geri döndü. Otogarlarda, tren garlarında ve hava limanlarında bakanlık yetkilileri KYK yurtlarına yerleşen öğrencileri karşılayıp transferlerini yapıyorlar. Ya yerleşemeyenler?
Okumak için gittiği şehirde kalacak yeri olmayanlara bazen belediyeler de yardımcı olabiliyor. Bu konuda siyasi partiler de çalışmalar yapıyor. Örneğin CHP’liler bu konuda Antalya’da harıl harıl çalışıyor. Amaçları gerekirse bu gençleri partiye kazandırmakmış! Fakat vatana millete hayırlı bir insan olmaları için üniversite tahsili için başka şehirlere gönderdiğimiz evlatlarımız barınacak yer ararken bazen terör örgütleri başta olmak üzere farklı odakların kucağına da düşebiliyor.
Örneğin 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünü gerçekleştiren FETÖ üniversite öğrencilerinin barınma meselesinden doğan bir yapılanmadır. Adliye muhabirliği yaptığım dönemde elime birçok dosya geçti. Bunlardan biri de bir zamanlar Fetullah Gülen’in en yakın yol arkadaşlarından birinin 10 Nisan 2015 tarihinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde verdiği ifadesi. Bu ifadede Gülen’in eski yol arkadaşı bu örgütün nasıl doğduğunu, finansmanı nereden ve nasıl sağladığını, 5,6 ve 7’inci sayfasında özetle şöyle anlatıyor.
“Fethullah Gülen'le biz 1966' da tanışmıştık. Fethullah hoca Kestane pazarı kuran kursunda çekyatın üzerinde kalıyordu. Bende İzmirliyim. Evim de kestane pazarına yakın, oradaki tanışmamızdan sonra başlayan bir arkadaşlık oluştu. O zamanlar çoğu yerde yurt yoktu. Yoksul Anadolu çocukları eğitimden eşit pay alamıyordu. Fethullah Gülen, ‘bu çocuklara yardımcı olarak Anadolu insanının okuma hakkına yardımcı olalım. Bu çocukları köy hayatından, çoban olmaktan, eğitimsiz kalmaktan kurtaralım’ sloganı ile bizi ikna etti ve millet çölde kalmış susamış bir insan gibi bu işe malını öyle bir verdi ki, üniversitede okuyan arkadaşlara 1970 te İzmir'de On tane kiralık ev tutmuştuk. On tane evimiz olsa beşer kişiden elli kişiye yardımcı olabiliyorduk ki, bende o işin doğru olduğunu inanıyordum. Önce bir demek kurduk, 1977 yılına kadar bir tane yurt yapabildik. İzmir' de yurdu beş senede bitirdik. Bu yurt yapım sırasında öğrenci evleri 60-70' e kadar çoğalmıştı. Fakat şunu vurgulamak istiyorum. 77 yılından 81 yılına geldiği zaman Türkiye'de 100 ün üzerinde yurt vardı Gerçekten Türkiye'nin ihtiyacı olan bir boşluktu. 1981 senesinde Türkiye genelinde 100’ün üzerinde Üniversite talebelerine yönelik yurtlar açıldı. Ancak parası, imkanı olan insanlar, şehirlerde ev tutup çocuklarını üniversitede okutabiliyorlardı.
“Fethullah Gülen'in yurt yapma projesine, insanlar hiç şüphe etmeden arsasını, kamyonunu, sığırını ineğini, emekli maaşının yansını veren, kulağından küpesini çıkararak hiç tereddütsüz bağışlayan samimi insanlar ile bu işe başladı ve büyük bir patlama oldu. Fakat hiç kimse bu işin ileride devleti ele geçirecek illegal bir örgüt yapılanması olabileceği ihtimalini düşünmedi. Yani bu hayırlı evlatlar devletin anne babanın evladı olması lazım. Fethullah Gülen'in köleleri, zombileri ve bağımlıları olmamalıydı. İşin hatalı noktasındaki ince ayrıntı püf noktası budur. Fakat Fethullah Gülen'in bunları alıp kendine bende yapması, kendine hipnozlayıp bağlaması işte devletle milleti karşı karşıya gelen iki büyük güç haline, çarpışacak noktaya kadar geldi dayandı. Fethullah Gülen'in illuminati teşkilatı, Cizvit papazlarının yaptığı bir usulle çok küçük yaştan aldığı eğittiği insanları, karşı cephenin içerisine gizli ajanlar halinde sokmasına benzer usulü olabileceğini biz düşünemezdik. Halk da düşünemezdi. Fakat bu noktaya gelindi.”
İfadesinde bu yapının devlet kurumlarına nasıl sızıldığını da anlatan Gülen’in eski yol arkadaşı 1995 yılında İstanbul Altunizade’deki FEM’de salonda yapılan gizli toplantıya dikkat çekiyor. FEM’in üstündeki salonda Fetullah Gülen’in devlet mekanizması içerisinde ilk görev alacak duruma gelmiş grupla yaptığı gizli toplantıda “Devletin Kan Damarlarına girin, Devleti askeriyeyi, Mülkiyeyi, adliyeyi, yargıyı ele geçirin’ diye talimat verdiğini ileri süren Gülen’in eski yol arkadaşı, bu toplantıya katılanların arasında Üsteğmen, Teğmen, Yüzbaşı, Binbaşı seviyesinde Deniz Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri mensupları ile Kaymakam adayları ve Kaymakamlar, yeni Emniyet mensupları ve yargı mensuplarının olduğunu ileri sürüyor.
Bakın bu ifade 15 Temmuz darbe teşebbüsünden bir yıl 3 ay kadar önce alınmış. Bu kişinin anlattıkları doğruysa, niyet o günlerden belli. Nitekim 10 Nisan 2015 tarihinde bu ifade alındıktan bir yıl sonra o yurt meselesinden doğan bu yapılanma darbe teşebbüsünde bulundu. Bir daha böyle meselelerle karşılaşmak istemiyorsak, terörün kökünün kazınmasını istiyorsak, öğrencilerin yarım asırdan daha fazla süredir devam eden barınma sorununu kökten çözmemiz gerekiyor.