İşte 2024 yılının son köşe yazısını yazıyoruz. Her yıl başı öncesinde olduğu gibi, yine acısıyla tatlısıyla, iyisiyle kötüsüyle bir yılı geride bırakıyoruz diye başlarız aslında yazılarımıza. Evet, gerçekten de koskoca 365 günü geride bırakıyoruz ama daha dün gibiydi geçtiğimiz yıl bu günler. Göz açıp kapayıncaya kadar geçti diyebiliriz, klasik tabirle.
***
Elbette gelecek yıl da aynısı olacak. Bir bakmışız ki 2026 yılı hazırlıkları başlamış. Burada önemli olan, akıp giden zaman içinde neler yapabildiğimiz. Gök kubbede hoş bir seda bırakmak önemli olan, öyle değil mi? Biz o hoş sedefi bırakabildik mi? Yaşadığımız iyi günlerin keyfini sürerken, açılan veya kötü günlerden ders çıkarabildik mi? Eğer o dersi almadıysak, vay halimize.
***
Çünkü dün yaşandı ve bitti, bugün yaşanıyor ama yarın meçhul. Hem olup olmayacağımız, hem de nasıl yaşayacağımız meçhul. O yüzden geçmişe takılmadan, ama dersimize iyi çalışarak yarına bakacağız, bakmalıyız. İnşallah sadece bizlerin kişisel düşünceleri, tüm toplumlara hakim olur ve dünyaya sevgi, dostluk ve barış hakim olur. Çünkü her haliyle baktığımızda, özellikle 2024 gerçekten afetler, felaketler, gözyaşları ve oluk oluk kanların döküldüğü bir yıl oldu.
***
Dünyanın dört bir yanında yaşanan savaşlar sebebiyle milyonlarca insan diken üstünde yaşamak zorunda kaldı. Bunun elbette en önemli sebebi, egemen güç olduklarını iddia eden tek dişi kalmış canavar olan toplumların bir türlü bitmek bilmeyen ihtirasları ve doymak bilmeyen gözleri. Ne diyelim, inşallah toprak doyursun.
***
Tabi ki dünya için böylesini dilerken, ateş çemberindeki ülkemiz için de en iyisini dilemek gerekiyor. Millet olarak huzur ve refaha eriştiğimiz, acının, gözyaşının hiç olmadığı, mutlulukların katlanarak arttığı, sevdiklerimizin sağlıklı bir şekilde yanımızda olduğu bir yıl geçirmeyi yüce Allah'tan temenni ediyorum. 2025 yılı Türkiye yüzyılının en güzel adımlarının atılacağı günlerin başlangıcı olsun.
***
Bir yılın sonunda geriye bakarken insan ister istemez, yapmadığı şeylere, gerçekleşmeyen hayallere de odaklanabiliyor. Ancak önemli olan, bu tür kayıplar karşısında ne öğrendiğimiz ve geleceğe dair nasıl bir yol haritası çıkardığımız. 2024’ün bizim için ne kadar zorlayıcı olduğunu kabul etmek, ama bunu kişisel büyüme için bir fırsata dönüştürmek de elimizde.
***
Yaşadığımız her olay, bize sadece bir ders değil, aynı zamanda birer işaret sunuyor. Bu yıl yaşananların ardından, belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, birbirimize daha fazla sarılmak, dayanışma içinde olmak. Toplum olarak sevgiye daha fazla odaklanmamız, dünyadaki olumsuzluklara rağmen umut ışığımızı korumamız gerek.
SON SÖZ
Bu yıl dünya, bazen karanlık bir tablo sundu, ancak her karanlık gecenin ardından aydınlık bir sabah gelir. Hep birlikte o sabaha uyanmak dileğiyle, yeni yıla umutla bakmalıyız.