Konuşmasını bilip de başkası konuşurken susmasını bilmeyenin dinleyeni olmaz. Ağaç yaşlanıp eğilmeye başlayınca dik bir sopaya ihtiyacı vardır. Çocuk da büyüyüp dikleşince dayanacağı bir babaya ihtiyacı vardır.

***

Her canlının bir gıdası vardır, aşkın gıdası da fedakarlıktır. Mutlu insan gözlerinden belli olur. Ama her gülen mutlu her ağlayan da dertli değildir. Bir boru reklamında ne diyordu; ‘içimden neler geçer de dışarıya ses vermem’.

***

Yemeğin tuzunu unutursan hatanı yemek sofraya konunca anlarsın. Duvar örerken bir yerde harcı unutursan duvar göçtüğü zaman anlarsın. Hayatında da yanlışları sonradan fark etmemek için prensipli ve düzgün bir hayat yaşaman lazım.

***

Kapıyı açmak için kullanılan anahtarı bazıları cebinde bazıları da çantasında taşır. Fakat öyle akıllı ve hünerli insanlar vardır ki, kapıları değil de insanların kalplerini ve beynini açmak için dillerini anahtar olarak kullanırlar.

***

Akarsu küçük taşların üzerinden köpürerek, hafif ses yaparak geçerken büyük taşların yan tarafından sessizce akıyor. Kayalardan aşağı süzülürken ağlıyor mu çağlıyor mu bilemiyoruz. Yoksa Rabbine zikrederek coşuyor mu? Yorum sizin.

***

Bir insan sürekli kendini akıllı, kuvvetli görüp ‘benim kimseye ihtiyacım yok’ diyorsa ondan uzak dur. Çünkü bu tip insanlar başta Rabbimizi gücendirir. İnsanoğlu acizdir, nakıstır.

***

Aciz değilsen arabaya binme, hanımından çay yemek isteme. Topluma çıkma, sabah fırına gitme. Yaz geldi mi küçücük sineklerden korunmanın bin bir yolunu arıyorsun aciz insan.

***

İnsanlar üç kısımdır. Birisi devamlı her başlanılan işin kötü tarafını düşünüp ‘evlensem de geçinemem’ der. İkincisi, başkasının geçtiği köprüden ben de geçeyim. İnşallah eşimle iyi bir hayat süreriz der.

***

Üçüncüsü ise: ‘Rabbime şükürler olsun fiziki durumum iyi, maddi durumum da karnımızı doyuruyor, anne ve babam da razı. O zaman onların da onayı ile evleniyorum’ der.

***

Efendi bakıyorum da kendi kendine hüzünleniyorsun. ‘Annem ve babam sağken her gün işe giderken onların ellerini öper ‘herhangi bir isteğiniz var mı’ diye sorunca onların hayır duasını alırdım. Onlar şimdi rahmetli oldu, şimdi ben ne yapacağım?’ diyorsun.

***

SON SÖZ

Üzülme! Her gün yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i eline alıp, O’nu üç kere öpüp bir miktar okuyunca Mevlam sana kabir aydınlığı verir. Mahşer bekleyişinde huzur, Sırat Köprüsü’ne varınca Rabbimizin lütfu ile Cennete uçmayı nasip eder inşallah!