Kime inanacağız? Adaletin açıklamalarına göre belgelenmiş suç teşkil eden uygulamalar yapılmış.

İspiyonlama varmış.
Usulsüzlük varmış.
İhbarlar varmış.
"Yolsuzluk, rüşvet, irtikap" diye devam ediyor.
Adalet öyle söylüyor.
Suçlu kişi İBB başkanı İmamoğlu ve ekibi imiş, tutuklandılar.
Adalet soruşturdu.
Suçu belgeledi.
Hukuk yargıladı.
Yasalar tutukladı.
Anamuhalefet partisi CHP buna büyük tepki verdi.
Genel başkan halkı sokağa davet etti.
Binlerce insan farklı şehirlerde Özel'in davetine uydu, meydanları doldurdu.
İmamoğlu'nun yargılanmasına, tutuklanmasına karşı çıktılar.
Kimi muhalif parti ve liderleri de tepki verdi.
Kim haklı kim suçlu?
Yada kimler suçlu?
Onlarca insan sorgulandı, tutuklandı.
Neden tutuklandılar?
CHP'liler diyor ki:
"İftira, yalan, kumpas"
Savcılık diyor ki:
"Elimizde belgeler ve deliller var ve İmamoğlu ve ekibi suçlu"
Hükümet kanadı diyor ki:
"Görevlerini kötüye kullanmışlar, yargılandılar, suçluymuşlar"
Kimi avukatlar diyor ki:
"Suçlanacak bir olay yok, herşey usulüne göre yapılmış, serbest bırakılmalı"
Kimi hukukçular diyor ki:
"Balya balya paralar evde ne arıyor?
Usulsüz emlak alışverişi yapılmış, tutuklama doğru"
Suçlananlar var.
Suçlayanlar var.
Suçsuz olduklarına inananlar var.
Ve yargılayanlar var.
Kime inanacağız?
Binlerce insan "suçsuz" diyor.
Yüz binlerce kişi:
"Adalet yanılmaz diyor"
Bir değil beş değil on değil tam kırk sekiz kişi birbirleriyle ilişkili bulunuyor ve tutuklanıyorlar.
Adalet yanılıyor mu?
Hukuk yanlış mı yargılıyor?
Kime inanacağız?
"Suçsuz" diyenlere mi?
"Suçlu" diyenlere mi?
"Sahte şirketler kurulmuş" deniyor.
"Hayır efendim, hepsi legal şirket" deniyor.
Yargılanmaktan kaçanlar var.
"Suçsuz iseler neden kaçıyorlar?" diye soruluyor.
O kadar çok soru var ki!
Herkes bir şey söylüyor.
Kime inanacağız?
Adalet en güçlü oluşumdur ve ona inanmak, güvenmek zorundayız yoksa toplumda  orman kanunları uygulanmaya başlar.