Antalya’nın dünyanın en güzel şehri olduğu kadar rantı yüksek bir yer olması sebebiyle kavgası da boldur. Özellikle seçim dönemlerinde her an her yerde bir kavgaya rast gelmeniz olasıdır.

Bu yıl yani 2025, Antalya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği’ne bağlı odalarda ve akabinde birlikte seçim yılıdır. Kavga yeni değil eskidir. Fitili 2024’te Azerbaycan’da ateşlenmiştir.

Ne hikmetse esnaf odalarında seçim öncesi hep bilindik kavgalar yaşanır. Bir odaya aday olanlar gözünü daha yükseğe çevirdikçe tansiyon da artmaktadır. Seçim sonu ise sanki hiç kavga yaşanmamış gibi, “Sepeti koluna herkes yoluna” misali oluyor.

Ancak yaşanan kavgalarda gerçekten çok YALANA başvurulması dikkat çekiyor. Her iddia bir YALANDAN ibaret. Bu aslında bir hastalık ve adı da MİTOMANİ!

Sözlüklere göre; ‘MİTOMAN KİŞİ’ sürekli hayali senaryolar, hayali olaylar ve kişiler uydurur ve söylediği bu yalanlara kendisi de inanırmış. Bu tip insanlar tüm hayatlarını bir yalanın üzerine kuruyormuş.

Oysaki yalan söylemek kötüdür. Çünkü yalan söylenen kişi insanların özgür ve bilinçli bir karar vermesini zorlaştırır. Yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmek hastalığın kronikleştiğinin delilidir.

Buraya kadar yazdıklarımdan kafanızın karıştığından eminim. Fazla karışmasın olayı ben anlatayım siz yazdıklarıma göre yorumunuzu yapın. Katkısız, hilesiz ve yalın haliyle!

Evet, AESOB’da seçim havası erken başladı. Bu nedenle Antalya dar gelmiş olacak ki kavga ülke sınırlarını aşıp Azerbaycan’a uzandı. Antalya Hafriyatçılar Odası Başkanı Özgür Bucaklı, adap sınırlarını aşarak AESOB Başkanı Adlıhan Dere’ye hakaretler yağdırıp bir de bunu kayda aldırıp ALGI OPERASONUNA kalkışmıştı.

Yaban ellerde başlayan kavga memlekete taşındı. Antalyaspor forması ile hafriyat ajitasyonu tiyatrosu oynayan Bucaklı, Azerbaycan’da söylediklerine benzer sözleri sosyal medyadan da paylaşınca ok yaydan çıktı.

Dolayısıyla Adlıhan Dere de kendisinden şikayetçi oldu. Ancak Bucaklı durulmak yerine yine hakarete varan sözlerle paylaşım yaptı. Fakat ZARGANA BALIĞI gibi birileri de bu paylaşıma CUMBURLOP atlamış!

Kendisini Adlıhan Dere’nin KUZENİ ilan eden Akay Seraki adından eski bir iş takip müşaviri. Özgür Bucaklı’nın paylaşımının altına öyle yorumlar yapmış ki sormayın gitsin.

Ben oraya geçmeden önce Başkan Dere’yi aradım ve Akay Seraki adında bir KUZENİ olup olmadığını sordum. Bana vukuatlı nüfus kayıt örneği ve aile soy bilgilerini göndererek, “Yedi göbek sülalemde böyle bir KUZENİM yok” dedi.

Anlaşıldığı üzere bu ÇAKMA KUZEN! Geçmişte yaşadığı iş ve ailevi sıkıntılarının intikamını almak için böyle sisli bir havayı seçmiş. Sahte dayıoğlu Seraki demiş ki, “Dere’yi TESK Yönetimine TESK Başkanı Bendevi Palandöken’in eşine yalvararak ben soktum. Palandöken’in yönetimine ben kattım onu. Palandöken’in çiftliğini temizledim karısına yalvar yakar (Adlıhan Dere’yi TESK yönetimine) soktum. Ama nankör vefa borcunu ödemedi….”

Tam bu noktada hemen TESK Başkanı Bendevi Palandöken’e ulaşıp böyle bir çalışanları olup olmadığını sordum. Cevap; “Böyle birini tanımıyorum. Hele hele eşim hiç tanımaz. Evimizin temizliğini de bu şahıs yapmamıştır.” Yani bu da bir MİTOMANİNİN hayal ürünü.

Seray Akay Seraki bununla da kalmayıp ispatı güç hatta olmayan iddialarda bulunup sözde Adlıhan Dere’nin kalesinde gedik açmaya yeltenmiş. Sanırsınız ki AESOB’u bu adam kurdu ve o kurtaracak.

Merak ettim bu Seray Akay Seraki kimdir diye. Karşıma çok ilginç konular çıktı. 2014 yılında AK Parti Muratpaşa Belyediye Meclis Üyesi Aday listesinin 16. sırasında yer almış. Seçilemediği gibi adı parti yönetimindeki bir kadınla aşk dedikodularına karışmış.

Akabinde, anlatılanlara göre işleri kötü gitmiş, eşi de çocuklarını alıp evi terk etmiş. Akay Seraki Takip Müşavirliği de kapanmış. Israrla AESOB’da işe alınması için siyasi baskılar yaptırmış. Ama ne yaptıysa olmamış.

Evet, sevgili dostlar. Ne esnafım ne de herhangi bir odanın danışmanı veya tetikçisi değilim. Sadece yazılıp çizilenleri okuyup ilgililerine sorup soruşturarak gerçekleri yazan biriyim. Yoksa kimin başkan olup olmayacağı beni değil esnafı ve temsilcilerini ilgilendirir.

Ancak; bir yerde YALAN ve ALGI OPERASYONU varsa bir gazeteci olarak beni de ilgilendirir.

Ama şu unutulmasın ki; kim birine hayal ürünleri ile saldırıyor ise, “Yel kayadan sadece toz alırmış.” Yani, güçsüz ve zayıf olan kişiler, kendilerinden daha güçlü olan kimselere karşı herhangi bir şey yapamazlar ve bu kişiler güçlü kişilere çok hafif, devede kulak kalacak kadar zarar verebilirmiş.