Alanyaspor olarak Süper Lig’de yer aldığımız 9. sezonumuzda hiç olmadığı kadar kötü bir durumdayız. Kapısında icra kamyonları çekili bir ilçe takımı, Türkiye’ye örnek gösterilecek adımlarla gelen yükselişin ardından 9 yıldır devam eden rüyasından uyanmak üzere.
Sezon başı çok umutlu başlamış her zaman ki gibi kah gülüp kah ağladığımız bir sezon görürüz diye düşünmüştük. Ancak sezon içinde alınan yanlış kararlar pek çok şanssızlıklar ve rakiplerin yükselen grafiği bizi ligin dibine doğru itti. Puan tablosunu açıp bakmak dahi istemiyorum.
Bu karamsar tabloda son periyoda girerken son kurşunlarımızı böyle doğrudan rakibimiz olan takımlara karşı oynarken kullanacağız. O maçlardan ilkinde Antalyaspor’a yenilmiştik. Hadi o deplasman, içerideki maçlara bakalım dedik ama o da olmadı.
Rezalet bir oyunla Bodrum’a sahamızda 3 puanı verdik ve siz devam eden biz düşeriz dedik resmen. Maçla ilgili pek konuşulacak bir şey var mı derseniz yok. Alanyaspor’un gereksiz ortaları, topun sürekli yana oynandığı garip bir oyun, futbolcuların isteksizliği ve beceriksizliğinin çileden çıkaracak seviyeye gelmesi ve tabi ki her zaman olduğu gibi kornerden yediğimiz golle gelen mağlubiyet.
Daha başka ne söylenir maçla ilgili bilmiyorum. Yeni hocamıza da kötü kadro çıkardın, kötü değişiklik yaptın da denmez çünkü olan zaten bu. Maç boyunca ileri çıkın diye bağırmaktan yoruldu ama sahadakiler nafile. Bir kaç isim hariç o ruhsuz topluluk hadi hiçbir şeyden utanmadınız da, hafta boyunca herkesin yaptığı çağrılarla, sahayı ful dolduran şu taraftarın hatırına oynayın.
Ben dahi, basın tribünü yerine taraftarlarla maçı izleyerek, en azından tezahürat yapayım diye düşündüm ve herkes sesi kısılana kadar elinden geleni yaptı. Daha kötü şeyler yazmamak adına yazıyı tamamlıyor ve takımımıza her şeye rağmen başarılar diliyorum. İnşallah bu süreci de omuz omuza verir atlatır, ligden düşmeyiz.