Sokaklar hep karanlıktır. Tehlike her daim karanlıklarda barınır. Elbette bunu herkes, özellikle de genç nesil, bilmeyebilir. Ama sokaklardaki karanlıklardan bu milletin ne çektiğini, yaşadığımız tarihi günleri araştırarak öğrenebiliriz. Mesela, bizim çocuklar kazandı diyen Soros’un veletleri, 12 Eylül döneminde neler yapmadı ki…

***

Kardeşi kardeşe düşman ettiler! Sağ-sol dediler, Alevi-Sünni dediler, yetmedi Türk-Kürt dediler ve hep etle tırnağın arasına girmeye kalktılar. Zaman zaman da başardılar. Dikkat edin, ne zaman ülkemiz tünelin ucunda bir ışık görse, o alçak zihniyetler devreye girerek o ışığı sokakların karanlığına çevirdiler.  İçimize sızan ve bizden zannettiklerimiz de bunların hain emellerine hizmet etti. Kimisi birkaç kuruşluk yalancılığından, kimisi beş para etmeyen makamlar uğruna. Sonuç, öyle ya da böyle, hep Türk milletinin aleyhine işledi.

***

Bu karanlık tarihlerin yakın örneklerinden biri, 2014 yılında yaşadığımız 6-8 Ekim olaylarıdır. Acı sonuçları olan bu olaylar sonrası, sokakların karışmasına neden olan çağrıyı dönemin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş yapmıştı. Şimdi o çağrının bedelini öderken, o karanlık günlerin bedelini daha ziyade evlatlarını kaybeden anne ve babalar her gün gözyaşı dökerek ödüyor.

***

Şimdi, yine aynı kirli eller veya zihniyet, bu kez CHP üzerinden devreye girdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve toplamda 106 kişinin gözaltına alınması sonrası aklanma umudunu yargıda değil, sokaklarda ararmışçasına CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel sokak çağrısı yapıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’ndan farklı olarak daha marjinal bir çizgi izleyeceğini ilk günden belirttiğimiz Özel’in bu kadar sorumsuz bir anlayışta olabileceğini açıkçası hiç düşünmemiştim.

***

Aymazlık mı dersiniz, cahil cesareti mi dersiniz, yoksa tarihte yaşananlardan hiç ders almamış mı dersiniz bilemem ama böylesi bir sorumsuzluk kabul edilemez. Halkı sokağa çağırmak, insanları galeyana getirmek, marjinal grupların vandallık yapmasına vesile olmak, sağduyu sahibi bir insanın yapabileceği bir durum değildir elbette.

***

Ancak Özgür Özel, sağduyu çağrısı yapmak, "Sakin kalalım, daha dosyanın içeriğini bile bilmiyoruz, hele durun bakalım durum netlik kazansın, sonra ne yapacaksak yaparız" diyeceğine, bir yandan kolluk kuvvetlerini, diğer yanda devletin valisini tehdit etme cüretinde bulunuyor. Ayıptır yahu!

***

Sen önce ilgili bürokrat ve belediye başkanlarına, "Bu ne rezilliktir, bu iddialar yenilir yutulur değil, biz sizi hizmet için aday gösterdik ama siz iddialar doğruysa bizi rezil kepaze ettiniz, gidin yargıda aklanın, sonra gelin" desene. Diyemezsin, çünkü diyet borcun var değil mi?

***

Ama unutma ki, o sokaklara çağırdığın masum CHP’lilere, böylesi kifayetsizleri, ismi sürekli şaibelere karışanları aday yaptığın için bir özür borcun var. Bu konuda, kazandığı ilk ve tek büyükşehir belediye başkanına, en küçük ithamda "Aklan da gel başkan" diyen MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin tavrı örnek olsun.

SON SÖZ

Sokakları karıştırmak suretiyle bu olaylardan veya şaibeli kurultay iddialarından kurtulacağını zannediyorsan, zamanında halkı kışkırtıp sokaklara çağıran Selo’nun durumu da ibret olsun.