Türkiye, bölücü azınlığın azgınlığından yeteri kadar çekti.
Büyük Türk Milleti, ‘birlikte yaşama kültürü’ için hiçbir milletin gösteremeyeceği sabrı gösterdi.
Askeri, jandarması, polisi, korucusu şehit edildi.
Sabretti!
Öğretmeni, doktoru, hemşiresi, mühendisi, işçisi pusuya düşürüldü.
Sabretti!
Köylüsü, çobanı, hamile kadını, yaşlısı, kundakta bebeği katledildi.
Sabretti!
Evi, işyeri, tarlası, tapanı, traktörü, davarı, neyi varsa yakıldı.
Sabretti!
Yolu kesildi, meskeni taşa tutuldu, arabası yakıldı, yağma gördü, çocukları öldürüldü.
Sabretti!
‘Türk-Kürt kardeştir’ demekten geri durmadı. 
‘Her iki millet de bu ülkenin asli unsuru olarak eşittir’ noktasından taviz vermedi.
Ne yazık ki Türkiye’yi bölme planının taşeronları, masum halkın iradesini gasp ederek ülkenin huzurunu, güvenliğini, refahını, gelişimini baltaladı.
Politik, ekonomik, sosyolojik tüm katmanlara bölünmeyi ve düşmanlığı enjekte etti.
Biri çıktı, bebek katili abdullah öcalan hakkında ‘başkan apo’nun heykelini dikeceğiz’ dedi.
Diğeri pervasızca, sırtını Bölücü Terör Örgütü (BTÖ-pkk) ve uzantılarına yasladığını söyledi.
Bir başkası ‘pkk sizi tükürüğünde boğar’ dedi.
Hepsi boy boy terör elebaşlarıyla poz verdi.
Her biri terörist cenazesinde ağıt yaktı.
Biz, ‘demokratikleşme’, ‘özgürlük’, ‘ilerleme’ dedikçe bölücü güruh azgınlaştı.
Sonunda işi, iç savaş çağrısı ve denemesine kadar götürdüler!
6-7 Ekim’deki Kobani olaylarında bunu gördük!
Hendek/Çukur’da gördük!
İşte dün, Kobani/6-7 Ekim davasında kararlar açıklandı.
Çok şükür ki Yüce Türk Adaleti, yarına bıraksa da yaptığını kimsenin yanına bırakmadığını gösterdi.
Selahattin Demirtaş, 42 yıl ceza ile hak ettiğini buldu. 
Bir kez daha gönül rahatlığıyla ifade etmek isterim ki Selahattin Demirtaş Teröristtir!
Figen Yüksekdağ, ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’, ‘suç işlemeye tahrik’, iki ayrı ‘terör örgütü propagandası’ ve ‘seçim yasaklarına aykırı hareket etmek’ suçlarından 30 yıl 3 ay hapse çarptırıldı.
Şimdi sırtını koğuş duvarına yaslasın artık!
Ahmet Türk’e ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 10 yıl hapis cezası verildi.
Bir de her gün İstiklal Marşı okuma zorunluluğu verilseydi, tam olacaktı.
Bazılarının cezası bazılarının tahliyesi bazılarının da beraati tartışma konusu olsa da nihayetinde ‘Yaşasın Türk Adaleti’ demekten geri durmayacağım.
Bölücülüğe geçit vermeyenlere saygıyla…