Herkesin merakla beklediği 2025 yılında geçerli olacak asgari ücret belli oldu.
Böylece, 2024 yılı giderayak son şakasını yaptı…
7 milyon bandındaki asgari ücretli çalışanın 22 bin 104 TL’lik nur topu gibi maaşı oldu.
Asgari ücretin miktarı tartışılırken bir o kadarda açıklama şekli tartışıldı.
Sürpriz bir toplantı ile dananın kuyruğu koptu…
Yeni ücretin üzerine, gözü dönmüşçesine çullanıldı.
Akabinde sert eleştiriler, ekonomik ‘derin’ analizler, savunmalar yapıldı...
Çok söz söylendi, miktarda henüz bir oynama yok…
EVET, Bu kısma kadar hepimiz vakıfız…
Mevzunun üzerine sadece sosyal medya da yüz binlerce görüş beyan edildi.
Üç aşağı beş yukarı aynı söylemler…
Miktar üzerinden bende esip gürlemek isterdim ama ne fayda…
Çünkü miktardan önce belirleme yöntemi artık değiştirilmelidir…
Literatüre göre asgari ücretin tanımı: “İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrete asgari ücret denilmektedir.” Şeklinde…
Asgari ücretin açıklandığı gece Resmi Gazete’de aile yapısının ve değerlerinin korunması için araştırmalar yapacak ‘Aile Enstitüsü' Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla kuruldu.
Önemli bir gelişme.
Mevcut hükümet aile yapısının korunması için daha öncede bir dizi adımlar atmıştı.
Aile yapısı konusunda hassas olan mevcut hükümetin asgari ücret konusunda da aile yapısı odaklı bir çalışmaya yönelmesi gerektiğini düşünüyorum.
Asgari ücret tanımıyla bir işçinin asgari ihtiyaçları üzerinden yapılan asgari ücret yöntemi dumura uğramıştır.
İşçi, baz alınarak hesaplanan asgari ücret, aile bütçesi olarak hesaplanmalıdır.
Çocuklu bir aile için çalışan işçinin asgari ihtiyacı üzerinden hesaplanan miktar mağduriyet doğurduğuna inanıyorum.
Bu sebeple asgari ücretin bir ailenin asgari geçimi üzerinden belirlenmesi nefes ve su kadar hayatidir.