Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin elinde tespih, ayaklarında körüklü çizme, fonda Zeki Müren’den ‘Ağlama Sevdam’ şarkısıyla yayınlanan videosu Akdeniz’i titretti.

Yunan basını hopladı. Rum kesimi morardı. BM’nin ayarı kaçtı. Fakat içimizde sınırsız, kimliksiz, bayraksız bir ülke rüyası kuran ahmaklar, bu videoyu sosyal medya üzerinden hedef aldı.

Lafa gelince mangalda kül bırakmayan, Atatürkçülük maskesine sığınmış asalaklar, sanki ne oldukları bilinmiyormuş gibisine ahkâm kesiyor. İşin üzücü tarafı, sosyal medyadaki bir yığın da bu ahmaklığa katılma gafletine düşüyor.

Kıymetli okur, bakın.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) çok değerli Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şöyle diyor: “Rumların gayesi, Pile'nin tamamen bir Rum köyü olması. Amaç ve gayeleri bu. Pile'deki Türklere yaşamı zorlaştırarak onları Lefkoşa'ya Gazimağusa'ya göç ettirmek. Pile'deki Türklere devletin onları unuttuğu izlenimi vermek. Pile'yi Türklerden arındırmak…

Bir Türk buna seyirci kalabilir mi? Kalamaz! Bu konuyu alaya alabilir mi? Alamaz!

Biz, ‘Türk’ü yerinde ve yurdunda güçlü kılmaya’ inananlarız. Yerinde ve yurdunda güçlü kılamadığımız her bir Türk’ün acısını yaşarız.

Batı Trakya için hissettiklerimiz ile Kıbrıs için hissettiklerimiz arasında bir fark yoktur. Kimlik ve özgürlük dar bölgeciliğe sıkıştırılamaz. Özellikle Balkan camiası ve kendini orada konumlandıran herkesin bunu çok iyi anlaması gerekiyor.

Türk’e karşı küresel ittifak ile mücadele, yüreklerin toplu atışından geçiyor. Şimdi gereken ciddiyetin gösterilmediği her konu, bize gözyaşı ve acı olarak dönüyor… Geçmişte olduğu gibi…

***

MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, Kıbrıs gündemine ilişkin bir mesaj yayınladı.

KKTC yönetiminin Yeşil Hat üzerindeki Pile köyüne ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla hazırladığı insani projeye karşı BM Barış Gücü’nün hukuksuz şekilde takındığı, yalnızca Rum kesimini memnun etmeye yönelik haksız tavrının hiçbir meşru zemini yoktur” diyen İsmet Büyükataman, BM Barış Gücü’nün adadaki meşru zeminini kaybettiğini şu sözlerle ifade etti:

BM Barış Gücü’nün çifte standart içeren bu tavrı Kıbrıs’taki varlığını tartışmaya açmıştır. Barış Gücü’nün Rum kesiminin provokatif emellerine hizmet eden bu tavrı yalnızca kaosa ve kutuplaşmaya sebep olmaktan öteye gidemeyecektir. Nitekim BM Barış Gücü’nün insani bir amaç taşıyan Pile Yiğitler yolu projesine karşı gösterdiği haksız tavra, KKTC güvenlik güçleri hak ettiği cevabı vermiştir.

Türkiye, KKTC’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının çiğnenmesine asla sessiz kalmayacak ve her zaman Kıbrıs Türklüğünün yanında olacaktır” güvencesi veren Büyükataman, Yunan basınının Devlet Bahçeli’yi hedef alması hakkında görüşleri paylaştı:

Ayrıca Barış Gücü’nün hukuksuz tavrını savunan, Kıbrıs’ta kaos yaratma arzusu taşıyan EOKA artığı bazı Yunan basın organları Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’yi hedef almıştır. Genel Başkanımızın Kıbrıs Türklüğüne sahip çıkan, Türk milliyetçilerinin tarihteki efsanevi mücadelesini hatırlatan duruşunu ve tüm dünyaya verdiği mesajı ‘kışkırtıcı açıklamalar’ olarak değerlendiren Yunan basınının Kıbrıs’ta huzursuz bir ortam yaratmak istediği apaçık ortadadır. Yunan basınının Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin açıklamalarını hedef alması elbette tesadüf değildir. Yunan basını maksatlı ve kışkırtıcı haberleri ile Kıbrıs’taki huzurun bozulmasına hizmet etmekte ve Kıbrıs Türklüğüne düşmanlık gütmeye devam etmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi her zaman Kıbrıs Türklüğünün yanında olacak ve egemenlik haklarını savunmaya devam edecektir” diyen MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, mesajını şu çağrıyla tamamladı: “Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin duruşundan rahatsız olan EOKA artığı çeteci zihniyet yakın tarihten ders almadıysa; Türk milliyetçilerinin tarihteki onurlu ve haklı mücadelesi ile tekrar karşılaşacaklarından hiç şüphe duymasınlar ve ivedi bir şekilde akıllarını başlarına alsınlar.

***

Kıbrıs’ta BM Barış Gücü’nün imza attığı hukuksuzluğa karşı yalnızca siyasilerden değil sivil toplumdan da ses gelmeli…

Ne yazık ki şuana kadar müspet bir yankı duyulmadı. Bu konularda bir tavır ortaya koymayan sivil toplum ne işe yarar düşünmeli bunu…