Türk kültüründe dağdan taşa, aydan güneşe canlı ya da cansız tüm varlık ve nesnelerin sembolik birer anlamı bulunur ve bu anlam tüm yaşama etki eder. Örnek vermek gerekirse eski Türklerde kuşlar tanrı ile olan iletişime aracılık etmiş ve haber taşımıştır.

***

Hatta bugün bile gündelik yaşamda “kuşlar söyledi” biçiminde kullanılan ifade, arka planda bu kültürel kodlara dayanıyor olmalıdır. Kuşlar arasında özellikle kaz çok fazla öne çıkmasa da Türkler tarafından kutsiyet atfedilen bir hayvandır. Şamanist inanca göre Kamın (şaman) gökyüzüne çıkma yolculuğu bir kaz figürü üzerinde gerçekleşir.

***

Her zaman söylediğimiz gibi Tamga Türkler için hayatı kolaylaştırıcı, toplum huzuru ve düzenine katkı sağlayıcı bir etkiye sahip olmuş, dini, ekonomik, siyasi birçok farklı alanda anlam ifade etmesi, çok yönlü bir özelliğe sahip olması bir yana “biz” duygusu yaratmış, “bize ait” mesajı vermiştir.

***

Bu açıdan bakıldığında ilk anda çok basit gözüken küçük bir işaretin, toplumsal iletişimin en kestirme yolunu oluşturduğu açıktır. Boy mensupları tarafından tamgalara; her türlü tehlike ve tehditten koruyan, dahası şans getiren bir anlam yüklenmiştir. Bugün sizlere Salur damgası olarak da bilinen özellikle Tahtacı Türkmenlerinin kullandığı “Kaz ayağı” damgasından bahsetmek istiyorum.

***

Kaz ayağı damgası Türk kültüründe en yaygı olarak kullanılan damgaların başında gelir. Kaz özellikle Tahtacı Türkmenleri için de kutsal olduğuna inanılan bir hayvan olmuş ve önemli sayılmıştır. Avlanması yasaktır. Gökyüzünde, yükseklerde uçması, Tanrıya yakınlık olarak değerlendirilmiş ve kendisine bir kutsiyet atfedilmesine neden olmuş olmalıdır.

***

Türkler Gök Tanrı inancı gereği, göğe yükselebilen kuşlara da bu inanç bağlamında büyük önem vermişler ve kuşları, Tanrı’nın aracısı olarak görmüşlerdir. Uçma yetenekleri onları, gökyüzü ve yeryüzü arasındaki iletişim araçları durumuna sokmuştur.

***

Bunun yanı sıra Tahtacı Türkmenler, ‘kaz’ı Hz. Ali’nin öldürüleceğini hisseden ve bunu engellemeye çalışan hayvan olarak görmekte; evinin bahçesindeki kazların o gün Hz. Ali’nin evden çıkmaması için kıyafetinden çekiştirdiğine inanmaktadır. İşte bundan dolayıdır ki ölümü ve Hz. Ali’yi çağrıştırdığı için Tahtacı Alevi mezar taşlarına ters kazayağı yaparlar.

***

Aynı zamanda bu tamga Oğuzların Salur boyuna ait tamga ile de birebir benzerlik gösterir. Özellikle Selçuklu Dönemi yapılarından olan Evdirhan, Kırkgöz Han gibi yapıların duvarlarında taşçı işareti olarak karşımıza çıkar. Ayrıca mezar taşlarının yüzeylerinde aynı damganın emsalleri ile karşılaşmak mümkündür. Her zaman söylediğim gibi Antalya koca bir çınar.

***

KUTU

KOCA CEVHER: ANTALYA

Tarihin ve zamanın gölgesinde gönlümüze en içten türküleri fısıldar. Antalya koca bir cevher, hatıraların ve zamanın en güzel mihmandarlığını yapar. Her hafta dilim döndüğünce köşemde siz değerli okuyucularla paylaştığım Türk kültürel kodlarının ve tarihi şifrelerinin ev sahipliğini yapar.