Bugün yine gündemimde Muratpaşa Belediyesi var. Ben en tepeden tırnağa yapılanları anlatayım, siz de yorumunuzu buna göre yapın. Birbirinden bağımsız ama birbiriyle ilintili üç ayrı konu!

Bilindiği üzere Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Genel Başkan adaylığını erken olmakla birlikte açıkladı. Her partilinin en demokratik hakkıdır. Ancak mesele, zamanlama ve had meselesidir.

Bir taraftan belediyenin borç içinde olduğunu açıklayacak (sanki 10 yıldır başka biri yönetmiş gibi), diğer taraftan hizmetten çok tribüne oynayıp Genel Başkanlık için çalışmalar yapacaksınız. İnsanın sevdası ve hayali başka olunca mevcut işe hiçbir faydası olmazmış. Başkan Uysal’ın durumu da bunun aynısı. Ne belediyeye hayrı var ne de ilçe halkına. Hava cıva. Önceliği farklı çünkü.

Bunun yakın örneği önceki gün yaşandı. Paşamız Genel Başkan adayı ya, CHP’li Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık SGK borçlarına tepki olarak ev hapsi kararı aldığını açıklamıştı. Kendi bileceği bir iş. Ancak CHP’li delegelere şirin görünmeye çalışan Ümit Uysal, son dönemde olduğu gibi bu konuda da Antalya sınırlarını aşmış. Ta Zonguldak’a kadar uzanıp sosyal medya hesabından destek açıklaması yapmış.

Açıklama tam bir garabet: “Salt siyasi nedenle millet menfaatini ve kamu hizmetini engellemek açık ve tartışmasız bir vatana ihanet eylemidir. Bütün hainleri kınıyoruz. Ereğli Belediye Başkanımızın yanındayız.” diyor.

Bir başkanın bir başkana destek vermesi gayet doğal. Ancak vatana ihanet eden kim veya kimler? Açık ve net yazsa, ağzındaki baklayı çıkarsa herkes bilse. Öyle arkadan dolanıp sözü ortaya atmakla olmaz. "Acaba Uysal, seçildiği bölgeye hizmet etmeyenler için mi kullandı bu cümleyi?" diye düşünmeden edemiyorum. Bunun yansımalarını zaman gösterecek.

Başkan Uysal’ın yeni sevdası nedeniyle Muratpaşa Belediyesi’nde herkes kafasına göre takılmaya başlamış. Örneğin, Başkan Yardımcısı ve Zabıta Müdürü M.T.D.!

Bu satırları dikkatle okuyun: Başkan Yardımcısı, belediyenin kiralık hizmet aracını kendi zevki için kullanmaya başlamış. İddiaya göre (ki polis kayıtlarına girmiş), Lara Çağlayan Mahallesi-Güzeloba bölgesinde 22 Aralık gecesi 01.27 sıralarında polis çevirmesine takılmış. Yapılan kontrolde, M.T.D.’nin 138 promil alkollü olduğu tespit edilmiş. Yasa gereği ehliyetine el konulmuş. Muratpaşa Belediyesi’nin kiralık beyaz renkli 07 ARN 3.. plakalı aracı ise alkolsüz ve ehliyetli birisi gelene kadar bekletilmiş. Tabii bu tür olaylar Muratpaşa’da ne ilk ne de son.

M.T.D.’nin adı bir süre önce de pazarcılarla ilgili bir yolsuzluk olayına karışmıştı. Eğer yanlış hatırlamıyorsam, o suçlamadan yargılanıp ceza almış ve cezası ertelenmişti. Tam bir rezalet. Peki bu olayla ilgili yapılması gereken nedir?

TCK 257’ye göre Başkan Yardımcısı’na görevi kötüye kullanmaktan ve TCK 179’a göre kamu görevlisinin alkollü araç kullanması sonucu trafik güvenliğini tehlikeye atmaktan cezai işlem uygulanmalı. Ayrıca Muratpaşa Kaymakamlığı derhal bir muhakkik tayin ederek soruşturma başlatmalı. İta amiri olan Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal da iç soruşturma açmalı. Yapılır mı yapılmaz mı, bilemem.

Bu mevzudan sonra Muratpaşa’daki başka bir konuya geçelim. Hani bir şarkı sözü var ya, “Kafa nereye biz oraya” diye. Muratpaşa’da da durumlar buna benziyor. Baştaki işi boş verince alttakiler de işi savsaklıyor.

Yeşilbahçe Mahallesi 1450 Sokak’ta bir kaldırım çalışması var. Ama 100 metrelik mesafede başka şeyler de var. Yapılan çalışma yarım bırakılmış (görme engelliler kılavuzu kesintiye uğramış), kaldırımlar depo olmuş ve çöp yığınlarıyla dolmuş durumda.

Bu yazdığım üç konu için “Balık baştan kokar” atasözü tam isabet olur diyorum. Ya siz?