Yazımın başlığına bakınca baya ağır bir cümle değil mi? Evet haklısınız hem de çok. Ama yazdıklarımla ne olduğunu anlayacak ve umarım bana hak vereceksinizdir. Vermeyeniniz de olabilir tabi ki!
Evet sevgili dostlar, gözü dönmüş bir hırs, duygusal bir doyumsuzluk, tatmine muhtaç egolar ve katı bir vicdan. Buna bir de iş bilmezlik eklenmiş hani böyle bir kokuşmuşluk var bu yüzyılda.
Çürümüşlük, kokuşmuşluk, hırsızlık, yolsuzluk, liyakatsizlik, cehalet, inanç istismarı, hukuksuzluk… Yani kısaca hayatımızın her alanında inanılmaz bir çürümüşlük var.
Nereye el atsanız bir olumsuzlukla karşılaşıyorsunuz. Yaşananlara seyirci, kişisel çıkarlarına düşkün bireyler haline geldik. Köşeyi dönücü yani yorulmadan, emek harcamadan oturduğu yerde para kazanma düşüncesi hâkim olmuş durumda Antalya’mızda.
Bu sadece iş hayatında mı? Yok canım. Yerel yönetimlerde de bu böyle olmuş veya bu hale getirilmiş. Hele hele son dönemde iyice ayyuka çıkmış bu mesele.
Çevremizde nelerin olup bittiğine aldırmadan, yarın ne olacağını düşünmeden günü kurtarmayı hedefleyen bir yönetim anlayışı ve yapıya bürünmüş yerel yönetimler. 
Ben size basit bir örnek vereceğim. Yer Döşemealtı, iki dönem CHP’li Belediye Başkanı Turgay Genç tarafından yönetildi. Koskoca devlet kurumu neredeyse iflasın eşiğine getirildi.
İşçiler aylardır maaşlarını alamadı. Bugün işçiler belediyeye haciz getirse yönetimi ele geçirecek bir hal aldı. Esnaf ise hala beklemede. Parasızlıktan maaşlar ödenmeyince işçiler işi ağırdan aldı.
Aylarca çöpler toplanamadı. Villaların yapıldığı ALTIN ŞEHİR olarak lanse edilen Döşemealtı çöplüğe döndü ve bu yüzden de KOKUDAN geçilemedi. Bir umut ile ilçe halkı CHP’li Menderes Dal’ı seçti.


Lakin Menderes Dal, iflasın eşiğinde olan bir belediyede koltuğu devraldığı için hareket kabiliyeti neredeyse sıfır hale geldi. Hatta geçmiş borçlar bir köşede bekletilerek işçilerin maaşları kendi döneminden itibaren ödenmeye başladı. Veya ben öyle biliyorum.
Velhasıl Menderes Başkan da yapabileceği kadarını yapmaya çalışıyor, çalışanlar da NE KADAR EKMEK O KADAR KÖFTE misali işlere bu gözle bakar hala gelmiş canım DÖŞEMEALTI’DA!
Çöpler toplanmıyor, vatandaş kendi imkânları ile buldukları boş arazilere veya mahallere (ALTINKALE) çöpünü boca ediyor. Villalarda oturanlar “İLLALLAH” diyor. Haydi ilçeye hizmet yok bari ÇÖPLER toplansın, KOKUDAN kurtarılsın istiyor.


Bu sadece madalyonun görünen yüzü. Madalyonun diğer yüzünde kim bilir (MENDERES DAL BİLİR) daha ne sorunlar ne ibretlik hikâyeler var? Anlayacağınız çöp KOKUSU içinde KOKUŞMUŞLUK diz boyu.
Diğer belediyelere gelirsek, işin içinden çıkılmayacak bir hal almış başını gidiyor. Bırakın kokuşmuşluğu, çürümüşlük ve ahlaksızlık hâkim olmuş. Kimi müdür personelinden çocuk sahibi olmuş, kimi başkan yardımcısı ahlaksız teklif yapınca ortalık savaş alanına dönmüş.
Belediyedeki bazı bürokratların dudak uçuklatan servetleri ise tam araştırmalık. Sanırım bu mevzu yeteri kadar anlaşılmıştır. Gelelim diğer klasikleşen mevzumuza!


-----------------
BAMBUS MESELESİ SIKTI ARTIK
Muratpaşa ilçesi sınırlarında yer alan falez bandındaki BAMBUS Koyu hikâyesi TEMCİT PİLAVI’NA döndü artık. Her gün yeni bir hikâye, her an yeni bir atraksiyon ortaya çıkıyor.
Malumunuz BAMBUS ihalesi mahkeme tarafından durduruldu. İhaleyi alan firma bir üst mahkemeye başvurdu. Hukuki süreç devam ederken -falez bandı KATLEDİRLİRKEN- Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ani bir çıkışla, “BAMBUS’A EL KOYUYORUZ” açıklaması yaptı.
İhalesi iptal edilen firma ile belediye didişti. Ama Uysal hep Antalya Valiliği ile yaptığı görüşmede aldığı “sözde izni” gizledi. Sonuçta öyle veya böyle dediği gibi BAMBUS’A EL KOYDU! Plajı 15 Temmuz gibi önemli bir günde açacağını duyurması akıllarda soru işareti oluşturduğu için bu eylemini ancak 13 Temmuz sabahı hayata geçirdi. Çoğunluğu bürokrat olanlara dondurma ikram ederek!
Ben bu süreçte, BAMBUS’a girişteki falezlerin üzerine ASFALT döküldüğünü yazmıştım. Ama ben yanlış görmüşüm. Asfalt değil TOZU (Çakılı) imiş. Malzeme bulamışlar anlaşılan para yok ya! Bunu düzeltelim ve ÖZÜR dileyelim.
Bir açıklama daha geldi benim yazıma. Başkan Uysal “ÇÖKÜYORUZ” ifadesini hiç kullanmamış ama “EL KOYUYORUZ” demiş. Aldık kabul ettik. Ben yanlış anlamışım ama buna ÖZÜR DİLEMEYECEĞİM!
Neden mi? Önce ‘EL KOYMAK’ın sözlük anlamına bakalım: “Bir mal veya bir kuruluşu kendi yetkisi altına almak, üstüne konmak.” Hukuki anlamı ise, “Rıza bulunmayan hallerde zorla o şeyi alma yetkisini ifade etmektedir.”
Peki ‘ÇÖKMEK’ argoda ne anlama geliyor: “Kişinin, ona ait olmayan bir şeye el koyması.” İşte benim yazdığımla Başkan Ümit Uysal’ın yaptığı açıklama ve eylemin anlamı.
Evet bu iş gerçekten çok ama çok sıktı. Kısa süre içinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, BAMBUS ile ilgili herkesin memnun olacağı bir karar verecek. Bekleyip görelim. “Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler” demiş Erzurumlu İbrahim Hakkı!