‘Kurda kuzu teslim etmek’ bir deyim var. Bu deyim, birini veya bir şeyi tehlikeli bir duruma sokmak veya onu koruyamayacağı bir ortama bırakmak anlamına gelir.

Aynı zamanda bir kişinin veya bir grup insanın, güçlü ve tehlikeli bir düşmana veya duruma karşı savunmasız, korunmasız bir konumda olan birinin bırakılmasını da ifade eder.

Buraya kadar olan sözlük anlamıydı. Asıl konuya geçmeden bu deyime yol açan mevzuyu kısaca bir anlatayım. Antalya’da taksilere kamera ve panik butonu takılacak. Çok güzel!

Taksi şoförleri ve yolcuların güvenliğine yönelik çalışma bu. Türkiye'de ilk kez Antalya'da 6 bin 615 taksiye Büyükşehir Belediyesi'nce ücretsiz kurulacak bu sistem.

Her ne kadar birçok esnaf kesiminden “Biz de isteriz” diye tepki gelse de bu da güzel bir çalışma. Çünkü bununla hem taşınanın hem de taşıyanın güvenliği sağlanacak! Çok güzel.

Bu çalışma öncesi konunun tarafları Vali Hulusi Şahin başkanlığında düzenlenen bir toplantıda bir araya gelmişti. Sanırım burada bir dizi kararlar alındı. Neler olduğunu bilemiyorum.

Peşin peşin söyleyeyim. Ben bu projeye karşı değilim. Ancak sakıncalı gördüğüm tarafı anlatacağım. Buna geçmeden önce de Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Mehmet Ali Alkan’ın açıklamasına yer vereceğim.

Alkan, projenin hayata geçirilmesiyle taksilerin izleme merkezi sayesinde anlık takip edileceğini, panik butonuna basılması durumunda emniyet birimlerine anında bilgi iletileceğini söylüyor.

Devamında ise “Araçlardaki kamera kayıtları hem araç içinde hem de merkezi sunuculara aktarılıp 30 gün boyunca saklanacak. Panik butonuyla anlık acil durum bilgisi izleme merkezine ve emniyete iletilecek. Gerektiğinde adli delil olarak kullanılabilecek. Taksiler elektronik haritalar üzerinden izlenecek ve trafik akışına göre yönlendirilecek. Hava durumu bilgileri şoförlerle paylaşılacak” demiş!

Bu proje muhtemelen Mart ayında tamamlanmış ve taksilerde BBG devri start almış olacak. Benim anlamadığım İZLEME MERKEZİ oluşturulması işi. Yani MOBESE kayıtlarını takip etme merkezi gibi bir şey yapılmak isteniyor.

Eğer bu İZLEME MERKEZİNİN başında güvenlik kuvvetleri olacak ise sorun yok, yasal olanı bu. Fakat işin ince ve TEHLİKELİ ayrıntısı burada gizli… Merkez Şoförler ve Otomobilciler Odası’nda olacak!

İçişleri Bakanlığı’nın taksilere panik butonu ve kamera takılmasıyla ilgili genelgesine göre; kamera ve kayıt cihazlarının görüntüsü araçta bulunacak mobil NVR cihazına en az 30 gün

süreyle kayıt yapacak. Acil çağrı butonuna basıldığında kayıtların IP adresine otomatik aktarımının başlaması, yetkililerin ihtiyaç duyması halinde NVR cihazındaki kayıtların/anlık verinin uzaktan erişim ile alınması, belirlenecek zaman dilimleri arasında IP adresine otomatik aktarımın yapılması sağlanacak.

Burada bir izleme merkezi kurulmasından söz edilmiyor. Sadece NVR ile IP adresine aktarımdan söz ediyor. Bunun amacı da zaten belli: Savcılık kayıt isterse vermek için.

Yani görüntülere; müşteriler, taksi şoförü veya gazetecilerin ulaşması söz konusu olamayacak. Ama Antalya’da bununla ilgili İZLEME MERKEZİ oluşturulacak olması çok TEHLİKELİ!

Niye mi? Açıklayayım. Seversiniz sevmezsiniz amma Mehmet Ali Alkan, RÜŞVET-İRTİKAP suçlaması ile yargılandı ve 5 yıl hapis cezası aldı.

Alkan buna Bölge Adliye Mahkemesi’nde (BAM) itiraz etti. Uzun bir süredir de karar bekleniyor. Şimdi düşünün ve zihninizde canlandırdın. Dosyaya bakan HÂKİM kazara sevgilisi ile taksiye bindi ve bu kayıt ALKAN’ın eline geçti.

Veya aynı HÂKİM taksiye eşi ile binip KAVGA etti! Kayıtları İZLEME MERKEZİ görüntüleri alıp ALKAN’a verdi. Sonuç ne olur sizce? Yahut bunlar bir iş adamına ait olsa…

Ben söyleyeyim. Ortalık harman yerine döner. Polis ve jandarma haricinde yapılan izlemeler ile özel hayatın gizliliği ihlal edilmiş veya önü açılmış olur.

KURDA KUZUYU TESLİM ETMİŞ olursunuz. Benden uyarması!

----------------

YUH ARTIK DEDİRTEN MASA

Ben mesleğimde ne masalar gördüm. Kimi çilingir sofrası kimi makamın görkemli görünmesi için yapılmış. Amma ilk kez AY YILDIZLI bir masayı da bir okulda görmüş oldum.

Sosyal medyadaki bir fotoğrafı araştırdım, bu da neyin nesi diye. Karşıma Aksu Özel Yedisu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi çıktı. Kurucu Mehmet Can’ın makam odası!

Tamam, bu Türk Bayrağı değil amma Türk Bayrağı’nda yer alan ve inanışımıza göre; Türk hilali İslamiyeti, yıldız ise Türklüğü, kırmızı renk ise toprağa karışan kanı temsil ediyor.

Ay yıldızlı masanın üzerine şöyle bir baktım da neler konmuş neler. Hayatımda ay yıldızın bu kadar değersizleştirildiğini ilk kez gördüm. Resmen kanım dondu!

Mehmet Hocam, senin milliyetçiliğinden ve bayrak hassasiyetinden hiç şüphem yok. Lakin bu hiç olmamış, yakışık almamış. Eğer bu ay yıldız masa değil de duvarda olsa sözüm olmazdı.

İsterseniz, İçişleri Bakanlığı’nın 29.06.2012 tarihli genelgesine şöyle bir göz atın ve gereğini yapın. Sonra bana haber verin, bende düzeltme yapayım. Ne dersiniz?