Biraz Antalyaspor’dan, biraz yönetimden, biraz şehirden ve biraz da bizim yan mahalleden yazmak zaruri hale geldi. Meydanı boş bulanlar kendilerini arşı alaya çıkardı.
Şehrin diğer mahallesinden ki sorunlardan pek vakit bulamadı. Bir süreliğine ara verdiğimiz spor yazarlığına mübarek günde kısa bir yüzey dalışı yapmak mecburiyetinde kaldık.
“Umudumuz gençler” dedik amma onlarda kendilerini ‘LA GAZZETTA DELLO SPORT’UN baş yazarı ilan etme noktasına geldi. Meydan boş, ustaya saygı desen hak getire.
Neyse bu minvalde şöyle bir ANTALYASPOR yolculuğuna çıkalım. Çünkü şehrin spor mahallesindeki yöneticiler CEK-CAK işleri ile TARAFTARA AFYON YUTTURUYOR!
Meslek büyüğümüz Reha Muhtar’ın bir döneme damgasını vuran, “AZ SONRA, HEMEN ŞİMDİ” gibi anonslarına benzer açıklamalar yapıp HAYATA TESPİH SALLATIYORLAR.
Ne yalan söyleyeyim, kavgadan, gürültüden, kimsenin etlisine sütlüsüne karışmadan, düzene ve sisteme de ayak uydurmak varken, Don Kişod misali, yanına da Sanço Pançayu al, yel değirmenlerine saldır!
Bizim mahallede yaşayan birkaç kişinin dışında hemen hemen herkesin üç maymunu oynadığı bir ortamda, Antalyaspor’un haklarını savun ya da Antalyaspor’un derdiyle dertlen! Oy anam oy.
“Sana ne bilader!” diyebilir, hatta bunda haklı da olabilirsiniz. Karakter ve duruş meselesi kardeş. Allah, her insana verip zayi etmiyor bu özellikleri. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” diyen Peygamber efendimizin bu sözünü de unutmamak lazım.
Anlayacağınız; hiçbir işe yaramayanlardan, etliye sütlüye karışmayanlardan, Çakırlar’ın ‘tat kızı Fedime’ gibi kenarda oturup, el-kol hareketleriyle dedikodu yapanlardan değilim. Benim yoğurt yiyişimde maalesef böyle! Dobra dobra yani.
Dolayısıyla bu şehre aidiyet duyan bir insan olarak, Antalyaspor Başkanı ve arkadaşlarının yaptıkları yanlış işleri, doğruymuş gibi savunmalarına ve sunmalarına “EYVALLAH” deyip görmezden gelip, bu dermansız yanlışlarını yüzlerine vurmamanın önce kendime, sonra da şehre ihanet olduğunu düşünüyorum!
Bu şehirde kendini bir b.k sanıp, yazan, çizen, konuşan ‘bananeci’ bir zihniyete sahip olamadığım için de, doğruları söylemeye, doğruları yazmaya ve itiraz etmeye uzun bir aradan sonra devam etmek istedim. Spor Yazarlığını bıraktığımı falan sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Mekanın sahipleri burada!
Antalyaspor EGO TATMİN ETME KULÜBÜNE dönmüşken, büyük iddialarla gelen Başkan Sabri Gülel geçmiş yönetimle ilgili her şeyi açıklayacağını söyleyip yan çizerken bir yere gitmek ve ÜÇ MAYMUNU OYNAMAK mümkün mü?
Antalyaspor Başkanı Sabri Gülel ile ilk buluşmamızda hakikaten bir şeylerin değişeceğine ve değiştirileceğine inanmıştım. YANILMIŞIM! Özür dilerim. Çünkü hiçbir şeyin ne değişeceği ne de değiştirileceği yok.
Başkan Gülel, özellikle hesapları bağımsız kurumlara inceleteceğini ve bunu da kamuoyu ile paylaşacağını açıklamıştı. Hatta Başkan Gülel, sosyal medya hesabından “Kıymetli Antalyaspor ailem, uzun zamandır birçok konuda huzursuz olduğunuzu biliyorum keza haklısınız da. Lakin Antalyaspor’umuzun ehemniyetli ellerde olduğundan emin olunuz. Zarar verdirtmeyeceğiz ve verenlerden hesap soracağız" paylaşımı bile yapmıştı.
Bu işler devam ederken kapalı kapılar ardında Başkan Sabri Gülel ile önceki Başkan Aziz Çetin’in birbirlerine etmediklerini bırakmadıkları ayyuka çıkmıştı. Sanıldı ki “GÜLEL HESAP SORACAK!” Aracılar girdi, ortalık yatıştı, aynı hamam aynı tasa dönüldü.
Ben kimin haklı olup olmadığını bilmiyorum. Aziz Başkan mı suçlu yoksa Sabri Gülel mi haklı bilmem bilemem. Taaaki hesaplar söylendiği gibi kamuoyu ile paylaşılıncaya kadar.
Ancak bildiğim bir şey var oda denetlettiren eski başkan Çetin, denetlettiğini ve hesap soracağını söyleyen ise o dönemin Başkan Vekili, yeni Başkan Gülel. Gariplik burada.
Hata varsa, yolsuzluk veya usulsüzlük varsa kim sorumlu acaba, onlar mı yoksa rot balansçı İbrahim Usta mı, yoksa yapılan açıklamaları yazar cesur yürekli spor yazarları mı?
Başkan Gülel bir taraftan denetlettirdiğini söylerken diğer yandan verdiği sözleri kulak arkası etmişken ortaya çıkacağı söylenen hesaplara kim inanacak ki?
Her gün ya paylaşım ya bir internet sitesine açıklama yapan Antalyaspor Başkanı bana göre önce bir güven oylamasına gitmeli. Çünkü söylediği ile yaptığı icraatları örtüşmüyor.
Bunun en canlı son örneği ise Gülel ve beraberindeki bazı yöneticilerin Antalyaspor Kulübü Derneği Başkanı Aziz Çetin ile yönetimini ziyaret sırasında, “İNCELEMENİN ÖN RAPORU HAZIR. SADECE AZİZ BAŞKAN İLE PAYLAŞACAĞIM” dediği iddia edilen sözü.
Yahu bizi ZIR CAHİL Mİ zannettiniz, yoksa TARAFTARA AFYON MU YUTTURMAYA çalışıyorsunuz? Arkadaş nerede görülmüş denetletildiği iddia edilen kişiyle ilgili rapordun kendisine verildiği?
Hem YAKINDA AÇIKLAYACAĞIZ ve KAMUOYU İLE PAYLAŞACAĞIZ diyeceksiniz sonra da kalkıp DENETLENENE o raporu (ki varlığına inanmıyorum) kalkıp sadece ona vereceksiniz!
Geçiniz beyim bunları. Siz bunları kendini ‘LA GAZZETTA DELLO SPORT’UN baş yazarı ilan etme noktasına gelen yeni yetme gençlere anlatınız. Ancak onlar inanır anlattığınıza!
Bak Sayın Başkan Sabri Gülel; ANTALYASPOR ne senin özel işletmen ne de babanın çiftliği! Sana inananlara verdiğin güveni bile boşa çıkarıyorsan işin başında yanlış yapıyorsun demektir.
Öyle büyük şirketler yönetmek, TFF yönetimine girmek, Kulüpler Birliği Vakfı’nda Başkan Yardımcılığını üstlenmekle bu işler olmuyor.
Ya verdiğiniz sözü tutar kamuoyunu bilgilendirirsiniz ya da çıkıp özür dilersiniz. Ya da EGONUZU TATMİN ETME görüntüsü ile oturduğunuz koltuğu mekanın sahiplerine teslim edersiniz.
Unutmadan. Takımın içler acısı halinden de önümüzdeki süreçte yaşanacak gelişmelere göre birkaç kelam edeceğim.