Altın Portakal Film Festivali’nde son yaşanan gelişmelerle bir kez daha gördük ki kültürde güç odaklarının bileği bükülmüyor!
Siyasette, bürokraside, yargıda, askeriyede, iş dünyasında, sivil toplumda ve inanç kesiminde güç odaklarını alt edebilirsiniz.
Dağda, ovada teröriste diz çöktürebilirsiniz ama salonda?
Devrimci liderlikle her alanda reformlara imza atabilirsiniz. Fakat iş kültür ve sanata geldiğinde güçsüz ve ötekisiniz!
***
Kültür endüstrisi, küresel ölçekte bir düşman endüstrisine dönüşürken siz savunmada zayıf, mücadelede ise yetersizsiniz.
Neden?
Çünkü ne teçhizatınız var ne de ordunuz!
Neden?
Çünkü kültür ve sanat alanına dogmatik bir etiketlemeyle yaklaşıyor ve kalıp arıyorsunuz.
Neden?
Çünkü felsefeye yabancısınız ve felsefe yapanı hor görüyorsunuz.
Neden?
Çünkü sorgulayan ‘eleştirel yaklaşımı’ şeytanlaştırıyorsunuz.
Neden?
Çünkü kompleksli bir taklitçilik ve özgüven eksikliği içindesiniz.
Neden?
Kısaca bu alanla ilgili bir ontolojiniz yok.
Yahu sadece İsmet Özel’in ‘Münacaat’ şiirinin her bir satırından bir film çıkar ama siz yapamazsınız!
***
Kitle gibi popüler akımın esiriniz!
Kültür ve sanatı, şöhret ve fenomen dairesine sıkıştırmışsınız.
Nasılsa toplumun anlama çabası da arayışı da yok.
Öyleyse öndekilerle bu iş olur!
Olmaz!
İşte olmuyor!
Dün, benzer salonlarda şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) kimyasal iftirası atanlar alkışlanıyordu.
Çelimsiz ama yürekli bir adam itiraz etti. Ne oldu?
TV’lerde ya da beyaz perdede yüzünü gören var mı? Göremezsin! Göstermezler!
Konusunu geçirmeden ismini yazsam kim bu dersiniz!
Neden? Çünkü sizin ünlüleriniz var…
***
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) bir karar veriyor.
ByLock kullanıcısı olan ve Bank Asya’da hesabı olduğu tespit edilen bir FETÖ’cü, AİHM’e başvuruyor.
AİHM de her zamanki gibi vazifesini yapıyor ve Türkiye aleyhine bir kararla ‘hak ihlali var’ diyor!
Emsal olursa vah ki ne vah!
Bazı aklı evveller de AİHM’in bu kararını ‘Türkiye için bir fırsat’ şeklinde yorumluyor, ‘olağan hale dönüş’ güzellemesi yapıyor.
Hadi oradan!
***
Düşman endüstrisi kurulmuş saat gibi tıkır tıkır işliyor.
Bu kararla aynı günlerde işte KHK’lıları anlatan bir belgesel gündemi işgal ediyor!
Bir film festivali, terör propagandasına kapılarını açıyor.
Propaganda çıkarıldığında da malum dantel mahalle ayaklanıyor!
Niye? Hepsi özgürlük savaşçısı ya ondan!
Türk milletine, Türk tarihine, Atatürk’e yapılan saygısızlıklara sessiz akalan endüstrinin köleleri, iş örgütlü kötülüğe geldi mi yine görevini yapıyor.
‘Sansür’e itiraz’ kılıfı giydirilen ‘camia’ baskısı işe yarıyor. Belgesel festival seçkisine geri alınıyor.
Yahu terör örgütü propagandası yaptırmamak sansürse evet sansürleyin kardeşim!
Kültür ve Turizm Bakanlığı, festivalden çekiliyor. Bir yerde doğru da yapıyor. Fakat şimdi ne olacak?
Hiçbir şey!
Ülkenin kendini bir halt sanan krem şokela takımı, o gece ilaç takviyeli bir tatmin yaşayacak.
KHK konusu ülkenin gündemine otursun diye osuruktan işe ödül verilecek.
AİHM yeni kararlar alacak…
Yeni twitler atılacak.
Hıyarlar büyüyecek, koyunlar meleyecek!
Portakallar çürüyecek.
Okumada kal…