Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin dünkü grup toplantısında siyasette yumuşama ve normalleşme kavramlarını yerli yerine oturttu.

Bizim; siyasette yumuşama, muhataplarımızın ifadesiyle 'normalleşme' çabamız, aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sıkılı yumrukları açacak olan muhalefettir. Hançerleri kınına koyacak olan muhalefettir. Dilini, söylemini, siyaset tarzını düzeltecek olan muhalefettir. Yani yumuşaması gereken, normalleşmesi gereken muhalefettir” ifadelerini kullandı.

Siyasetteki gerilimin kaynağını bu sözlerle muhalefet olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreci farklı yorumlayanların da aklındaki soru işaretlerini yanıtladı:

Bizim, son bir yılda üst üste yaşanan üç seçim sebebiyle artan siyasi tansiyonu düşürmek için attığımız adımları kimse yanlış anlamasın. İktidar partisiyle ana muhalefet partisi arasında siyasi ittifak olmaz. Uzlaşma olur, normalleşme olur, yumuşama olur ama ittifak olmaz. Zira iktidar ve ana muhalefet arasındaki ittifak, siyasetin de demokrasinin de çok partili sistemin de fıtratına aykırıdır. Biz de zaten böyle çaba içinde değiliz.

Sivil ve özgürlükçü anayasa, terörle mücadele ve dış politika gibi milli meselelerde iç cepheyi sağlamlaştırmanın gayretindeyiz” ifadesiyle sürecin mantıksal gerekçesini ortaya koyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle dedi:

“İstiyoruz ki CHP gerilim siyasetini artık bıraksın, normalleşsin, milli iradeyle barışsın ve bundan da milletimiz ve demokrasimiz kazançlı çıksın. Diyaloğa şans tanıma arzumuz; partimize, hükümetimize ve Cumhur İttifakına yönelik hadsizlikleri kabulleneceğiz manasına gelmez. Edepli olmamız, edepsizliğe göz yumacağımız anlamına asla gelmez. Yumuşak başlıyız ama kimse unutmasın, boynu çekilecek uysal koyun da değiliz. Şimdi çıkmışlar, sabah-akşam sürekli 'suç ortaklığından' bahsediyorlar.Suç ortağı arayanlar, kendilerini fazla yormasın, nereden geldiğini ve halen nereye gittiğini tam olarak açıklayamadıkları para kulelerine baksınlar. Suç ortağı arayanlar, bize laf söylemeden, bize çamur atmadan evvel, sözde 'kent uzlaşısında' kimlerle yol yürüdüklerini sorgulasınlar.

“15 Temmuz darbe girişimine karşı şehitlerimizin fedakarlıkları üzerinde yükselen Cumhur İttifakı, Türkiye'nin bekasının teminatı olmuştur” diyerek Cumhur İttifakı vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde MHP ve Ülkü Ocakları’na yönelik saldırıların asıl hedefinin Cumhur İttifakı olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Son 8 yıldır ülkeye hizmet mücadelesini, aynı hissiyatı taşıdığımız, ülkemiz ve milletimiz adına aynı duyguları paylaştığımız, yol arkadaşımız, ittifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi ile omuz omuza yürütüyoruz.Cumhur İttifakı, her ne kadar farklı siyasi partilerin bir araya gelmesinden teşekkül etmiş olsa bile Türkiye adına, milletimiz adına birdir, tek yürektir, tek ruh, tek vücuttur. Cumhur İttifakı'nın herhangi bir üyesine yapılan saldırı, doğrudan doğruya Cumhur İttifakı'nın birliğine, bütünlüğüne, insicamına yapılmıştır. Biz bu saldırılara eyvallah demeyiz. Bu saldırılara müsamaha göstermeyiz, geçit vermeyiz. Oynanan oyunun da farkındayız.

İtibar suikastlarıyla, haysiyet cellatlarıyla, affedersiniz bitleri kanlanan FETÖ'nün tetikçi kalemleriyle nereye varılmak istendiğini çok iyi biliyoruz. Gerek Sayın Devlet Bahçeli gerekse şahsım; yapılan saldırıları, fitne çabalarını, o saldırıların arkasındaki aklı, maksadı ve karanlık odaları gayet net biçimde görüyoruz. Şunu açık açık ifade etmek isterim ki bunların meselesi, Milliyetçi Hareket Partisinden ziyade Türkiye'nin güvencesi olan Cumhur İttifakı'dır. Allah'ın izniyle bu tuzağa düşmeyeceğiz, milletimizi de düşürmeyeceğiz. Şunu herkes görsün, anlasın ve zihnine adeta mıh gibi kazısın. 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı meydanlarda kurulan Cumhur İttifakı sapasağlam ayaktadır, birdir, bütündür ve ülkemizin, milletimizin selameti adına, sarsılmadan ayakta kalacaktır.Müttefikimiz MHP ile, Sayın Devlet Bahçeli ile hem Türkiye'ye ve milletimize yönelik saldırılara hem de tek tek partililerimize yönelik saldırılara, sinsi planlara, fitne hareketlerine bütün bunlara karşı bir olmaya, diri olmaya, tüm saldırılara birlikte göğüs germeye devam edeceğiz.”

Özellikle 1 Temmuz’a doğru Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu mesajı son derece önemliydi. Hem Cumhur İttifakı’nın kanadında hem de kamuoyunda akıllardaki sorular cevap bulmuş oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu açıklamalarıyla aynı gün yayınlanan ‘Bunun adı zafiyet’ başlıklı yazımdaki konulara da yanıt vermiş oldu.

***

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına CHP Genel Başkanı Özgür Özel de yanıt verdi. İlginçtir Özel’in cevabı yine MHP’ye sataşma ve niyet okuma oldu:

“Bizim Milliyetçi Hareket Partisi’nden farkımız bu; sandıkta ‘muhalefet edeceğiz’ diye oy toplayıp ‘bu anlayışa karşıyız’ diye oy toplayıp araya bir daha sandık girmeden 180 derece taraf derece taraf değiştirecek bir anlayış bizde yok. Bekleyen varsa boşuna beklemesin. Ama biz milletten kavga etmek için, seçilmiş cumhurbaşkanına hakaret etmek için ya da siyasi muhataplarımızla sadece itişip kakışmak için de yetki almadık. Siyasetin gereği olgunluk içinde, nezaket içinde, her lidere oy veren seçmenlerine saygımızdan hak ettiği saygıyı göstermeye devam edeceğiz. Ama milletin verdiği muhalefet sorumluluğundan bir adım geri atarsak zaten millet bize hakkını helal etmez. 'Normalleşelim, muhalefet etmeyin' diyorlarsa biz orada yokuz. Ama 'yumruğunuzu yeniden sıkacak mısınız' diyorlarsa biz orada da yokuz. El sıkışmaya, müzakereye de devam, mücadeleye de devam…”

***

Yahu kimsenin muhalefet yapmayın dediği yok. Aksine vatandaş sizden muhalefet bekliyor. Öyle ki sizin muhalefette bıraktığınız boşlukları dolduran komedyenler var.

Ülkenin ve dünyanın gerçekliğini yadsımayın. Hem jeopolitik riskler hem de küresel ekonomik değişimler sürecini ve sonuçları görün.

Sizden beklenen siyaset alanının saygınlığı zedelemeyin. Yalan, iftira, karalama ve istismar temelli bir tutumda olmayın. Hakaret, yakıştırma, aşağılama ve hor görme içinde olmayın.

Yıllardır yaptığınız şeytanlaştırma, düşmanlaştırma, kriminalize ve terörize etme taktiklerinden vazgeçin.

Ama nerede! Görünüyor ki AK Parti’nin üzerinden çekilen okların hedefi bu kez MHP. Peki, neden?

Avrupa’daki akımlar sizi çok ürküttüyse çok endişelendirdiyse merak etmeyin, Türk Milliyetçiliği ile Avrupalıların milliyetçiliği aynı kefede tartılamaz!

Türk Milliyetçiliği, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünün en güçlü burcudur!

Önce ülkem ve milletim diyenlere saygıyla…