Çocuklar şişelerin başına kapak niyetine yerleştirilen mantar gibidir. Mantar sürekli olarak neye maruz kalırsa onu emer ve onun gibi kokar. Şişeye alkol doldurursan mantar alkol kokar, esans doldurursan esans kokar.
***
Aynen mantar gibi çocuk evde neye maruz kalırsa, bilinçli bilinçsiz nasıl eğitim alırsa belki de bir ömür boyu o hayatı yaşar. Zaman zaman iniş çıkışlar olsa bile mayasına, özüne geri döner.
***
Unutmayalım ki çocuklarımız için örnek anne babadır. Arabanın ön tekeri nereye giderse arka tekeri de oraya gider. Sizi dinlemiyor, izlemiyor gibi gözükseler de çocuklar izinize basarak ilerler.
***
Son dönemde sıkça gördüğümüz psikiyatr ve yazar Gülseren Budayıcıoğlu bir konuşmasında şöyle diyor: ‘Çocuklar anne karnından itibaren ve doğduktan sonra -Yaradan tarafından- beyinlerine yerleştirilen kayıt cihazı sayesinde tüm konuşulanları kaydederler.
***
Beşiğinde yatan, pusetinde etrafı izleyen bebek anne babanın konuşma, iltifat, tartışma, kavga dahil her şeyini duyar ve kaydeder. Sizin o dönemdeki ruh haliniz, psikolojiniz ona yerleşir’.
***
Bazı gençler akşam erkenden yatıp gece yatsıyı, Teheccüt Namazını, Hacet Namazını kılmadan yatmaz. Bazı gençler de namazını hiç kılmadığı gibi evlerine gelen misafir namaz kılmak istediği zaman evdeki seccadeyi hangi yöne sereceğini bile bilmez.
***
Fakat aynı gençlerimiz maç ve takımlar konusunda tabiri caizse profesör olmuşlardır. Sizlere futbol ve iddia konusunda saatlerce ders verebilecek donanıma sahipler.
***
Namaz ilahi bir kurtarıcıdır. Fakat kaç tane şuurlu Müslüman bunu düşünüp, gündelik dünya telaşlarını bir kenara bırakıp çocuklarını ahirete hazırlıyor? Ahiret hazırlığını günlük yapmamız lazım. Yoksa akşam olsa da dizi izlesek, bir şeyler içsek, oyun oynasak diyerek Müslümanlık olmaz!
***
Kabe-i Muazzama (Allah’ın Evi) insanların saygı duyduğu, hayran kaldığı ve meleklerin sürekli ziyaret ettiği kutsal bir mekan. Bizler de evlerimizde sabah erkenden kalkınca güzel bir abdest almalı, şartlarına uygun namaz kılmalıyız.
***
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’den sureler okumalı; zahiri -açıktan-, batıni sessizce zikirler yapmalıyız. Müziksiz bir sofra kurmalı, güler yüz ve tatlı dille Besmele ile muhabbetle bir yemek faslı olmalı.
***
Ondan sonra sofra duası bilen bir dua okumalı, bilen yoksa Fatiha Suresi okuyup verdiği nimetler için Yaradan’a teşekkür etmeli. Bu güzel adeti de devam ettirmek için her gün tekrar etmeli. Sonra da helal kazançlı bir işte çalışmalı. İşte böylesine güzellik merkezi bir evi melekler o zaman ziyaret eder.