Birisi maddi imkanları bol olduğu için kıtaları, okyanuslardaki adaları gezmiş. Bol bol malumat toplayıp ufkunu genişletmiş. Diğeri ise kısıtlı imkanları ile kitaplara bütçesi yetmediği için emanet alarak yüzlerce kitap okumuş.

***

Ruhu’l Beyan, Marifetname, Bostan ve Gülistan, Ehl-i Sünnet alimlerinin (4 hak mezhebten) fıkhi meseleleri, Nuru’l İzah, milli, dini, fıkhi, tarihi vb. Burada ismini sayamadığımız kadar farklı konularda kitaplar okuyarak beslemiş ruhunu.

***

İmkan olmasa bile ayaklı kütüphane olabilecek kadar kitaplar okunabiliyor. Yeter ki insan bir şeyi istesin. İmkansızlıklardan dertlenip isyan edeceğine çözüm yolları arayıp bulunabiliyor.

***

‘Karanlığa küfredeceğine bir mum yak’ demiş Konfüçyüs. İnsanlar bir şeyi niye yapamadığını sürekli her ortamda anlatırken birileri eyleme geçiyor. Anlatmaya harcadığı enerjiyi yapmaya harcasa zaten konu kapanmış olacak.

***

İnsan beyni, düşünebildiği her şeyi yapar. Yeter ki düşün ve yapmak iste. Zaten sen bir yola çıkarsan yollar içinde yeni yollar açılıyor. Hayatınızda bunun tecrübesinin mutlaka yaşamışsınızdır.

***

Yola çıkmazsan yol sana gelmez. Bir bahçe yapmaya karar verince bir arkadaşın ‘bende fazla fidan var sana vereyim’ der. Diğeri ‘eski bahçeden kalma çapam var’ der. Bir başkasının elinde gübre vardır, paylaşalım der. Ama bahçe yapmak istemeyenin bunlardan haberi olmaz.

***

‘Kader gayrete aşıktır’ diyor ya. Sen kararını ver ve yola çık. Sonrası senin de inanamayacağın kadar hızlı gelişiyor. Sadece konuşmak, hayıflanmak, dertlenmek, şanssızlık hikayeleri okumak boş. Eyleme geçen kazanıyor, sadece oturup dertlenen değil.

***

Meyve alıp satmayı hayal ediyorsan, yeterli bütçen olmasa bile hale gitmen lazım. Çünkü o ürünler orada alınıp satılıyor. Bakarsın bir tanesi sana al bunları sat, öyle parasını getir diyebilir.

***

Böyle bir teklif alamasan bile kim ne alıyor ne satıyor bunu öğrenirsin. İnsanlarla tanışırsın. Fiyatları öğrenirsin. İyisi ne kadar, küçüğü ne kadar. Sadece hayal etmenin ötesine geçip artık fikir sahibi değil bilgi sahibi olursun.

***

Ne diyordu Sinan Ergin: ‘Elma yemek istiyorsan elma ağacının altında otur. Çıkıp toplayamazsan da rüzgar eser, bir tanesi kafan düşer. Yersin.’ Her ne yapmak istiyorsan düşünmeyi, hiçbir şey yapmadan konuşmayı bırak ve yola çık!

SON SÖZ

Bazı anlar sanki birer şifre gibi. Bazı anahtarlar dönüveriyor sanki eski kilitlerin içinde ve sanki açılıveriyor zihinlerdeki gizli odalar. Değil mi? Dedem ‘İlim, ışık gibidir’ demişti. Ve hemen ardından ‘Kitaplar ise mum gibidir’ demişti. ‘Muammer Erkul’