Vergi rekortmenleri en son 2019 yılında açıklanmış pandemi ile uzun bir ara verilmişti.

Yakın tarihli yazılarımda ‘neden açıklanmıyor?’ diye sormuştum: https://www.liderhaber.com.tr/bakanlik-sahada-dikkat-edin

Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı, 2022 yılına ilişkin kurumlar ve gelir vergisi rekortmenlerini açıkladı.

Kurumlar vergisinde Tofaş Türk Otomobil Fabrikası birinci oldu. İkinciliğe ise Uludağ Elektrik yerleşti. Üçüncünün adı gizli…

Dördüncü Çemtaş, beşinci Oyak Renault oldu…

Özdilek Alışveriş Merkezleri, 6’ncı oldu.

Özdilek, bununla kalmadı: Özdilek Ev Tekstili Sanayi, 14’üncü, Özdilek Otel-Turizm İşletmeciliği de 42’nci sırada kurumlar vergisi rekortmenleri arasında yer aldı.

Düşünün ki yalnızca bu üç kurumun ödediği toplam vergi 250 milyon Türk Lirası’ndan fazla… Gelir vergisini de ekleyince 300 milyona dayanıyor…

Bir de bunlar 2022’nin rakamları!

Elbette tüm kurumlar ve şahısları tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyor ve vatandaşlık bilinciyle teşekkürü bir borç biliyoruz.

Ülke ekonomimize katkı sunan, vatandaşlık sorumluluğuyla hareket eden ve toplumsal ilerlemeye çalışan her kişinin övgüye değer olduğunu düşünüyorum.

Bu kapsamda yazıya ‘Teşekkürler Hüseyin Özdilek’ başlığını atarken esasen Özdilek nezdinden her bir rekortmene vatandaş olarak şükran beyanında bulunuyorum.

Hüseyin Özdilek özelinde ise hem 3 şirketiyle kurumlar vergisinde yer alması hem de gelir vergisinde kendisinin ikinci oğlu Emir Murat Özdilek’in ise 19’uncu sırada olması hasebiyle ayrı bir vurguyu hak ettiğine inanarak konuya yaklaşıyorum.

Bu noktada yazı; PR çalışması, reklam, danışmanlık gibi organik bir bağ olmadan, talep ve beklentiyle değil tamamen bir düşünceyi etkili kılmak adına dikkat çekmek üzere kaleme alıyorum.

Çünkü gelir ve kurumlar vergisi listelerinde çok sayıda gizli rekortmen var.

Dürüst olmak gerekirse ben vergi rekortmeni olsam herhalde üzerinde ‘vergi rekortmeni’ yazan bir tişörtle gezerdim.

Kurumlar ve kişiler neden kendini gizliyor merak ediyorum…

Vergi kaçırmak için bin takla atan ve ‘benim vergimle maaş alıyorsun’ diyerek caka satan yüz binler varken işini düzgün yapan ve vergisini ödeyen biri neden saklı kalma ihtiyacı duysun?

Bu soruya klasik cevaplar türetilebilir.

Dikkat çekmemek ve üzerinde bir baskı oluşturmamak adına denebilir. Ama bu yönetilemez bir süreç değil. Sırf bu sebepten böylesi bir başarı ve gururun saklı kalmaması gerekir.

Nihayetinde toplumsal ilerleme açısından iyi örneklere, başarılı temsillere ve rol modellere ihtiyaç var.

Güzel ülkemizde çalışarak ve iyi kalarak başarılı olabilmenin imkânı ve fırsatları bulunduğunu daha çok örnekle göstermek mümkün…

İşte bu bağlamda Hüseyin Özdilek temsili son derece önemli. Vergi kadar Özdilek ile aklımda yer eden bir başka konu da pandemi döneminde enflasyon etkisiyle sıkışan ekonomik şartlarda çalışanlarına karşı gösterdiği korumacı yaklaşımdı. Hükümet maaş artışı yapmadan Özdilek, o dönemde çalışanlarına enflasyonu görerek iyileştirme yapmıştı. Bu, Bursa’da şahit olduğum nadir örneklerden biriydi. O dönem bunu, yapması gereken ama bundan imtina eden niceleri vardı…

Hem yerli sermaye özelliği hem markalaşma başarısı hem sanayi hem hizmet hem de perakende sektörlerinde başarıları itibarıyla Özdilek muazzam bir hikâye.

Bu başarı yolculuğunu anlatmak da esasen ‘övgünün’ değil sosyal gelişime hizmet çabasının konusudur.

Yaşama kalite sunan hizmet anlayışının, vatandaşlık sorumluluğunu eksiksiz yerine getiren yönetim tarzının ve ülke için hayaller kurmanın paha biçilemez bir yanı vardır.

Bu yüzden açık yüreklilikle ifade etmeliyim ki Özdilek’ten alışveriş yaparken aklım geride kalmıyor, biliyorum ki vergisini ödeyen, kenti ve ülkesi için çalışan ve binlerce kişinin geçim sorumluluğunu sırtlanan bir kurum.

Vatandaş olarak refah isterken tüketici kimliğimizle bu ‘vergisini ödeyen’ kurum hassasiyetini gözetmeliyiz diye düşünüyorum.

Belki de vatandaşı bu bağlamda bilinçlendirmek adına ilgili kurumlar bir de vergi kaçıranlar listesi yayınlamalı!

Ki tüketici, vergi kaçırmaya meyledenlerden uzak dursun…

Saygıyla…