Medyanın hali içler açısı!

İletişim fakültelerinde gazetecilik eğitimine yönelik kuram derslerinde ‘JournalismorBlackmailing’ tartışmaları yapardık… -Gazetecilik ya da Şantaj!-

Şimdi yeni bir boyut var. Basınla aklama dönemindeyiz!

Usulsüzlükler ve birtakım dolapları temize çekmenin yolu basından geçer olmuş.

Rant şebekelerinin emrindekiler, tarafsız/özgür basın martavalları okuyor.

Sanki kamuoyu, onların ne uğruna kimlere yamandıklarını bilmiyormuş gibi duayenlik taslıyor!

Tabi onlar için böyle bir sorun yok! Yamanmayı başarmışlar iyi kazanıyor. Şöhreti buluyor. Cepleri doluyor. Kadeh kaldırabiliyor.

Ama gerçek emekçiler kan ağlıyor!

Eğitimli gençler, bu işin eğitiminin yanından yöresinden geçmemiş vasattiplerin yöneticiliğinin altında sersefil ücretlere belki ideal belki hayalin peşinden mesleğini icra etmeye çalışıyor.

Ama görüyoruz ki tahammül giderek azalıyor! İletişim mezunu genç çocuklar hamaldan az kazanıyor!

Neden? Çünkü medya kazanmıyor kazandığı da vasat yönetici tiplerin semirmesine anca yetiyor!

Bu noktada altını çizmek gerekir ki Lider Medya, her yönüyle sektörden pozitif anlamda ayrışıyor. İnsana verdiği değerle de yöneticilerinin yetkinlikleriyle de yayın politikasıyla da birinci sınıf iş çıkarıyor.

***

Mevcut ekonomik şartlarda basının hali ortadayken ve kime sorsan ‘basın özgürlüğünden’ dem vururken okuryazar olmasını beklediğimiz sözüm ona ‘akademik’ temsili vurgulayanlar, yine kendilerinden başka bir şey düşünmediklerini gösterdi.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), aldığı yeni bir kararla bünyesinde bulunan odaların genel kurul ilanlarının artık gazetelerde yayımlanmayacağını duyurdu.

Nerede yayınlayacak? Kendi internet sitesinde!

Madem öyle haberciliği de kendiniz yapın! Zaten her platformda yetkinlik alanınız olsun olmasın çok biliyormuş gibi konuşuyorsunuz ya! Onu da yaparsınız! Gerçi semirmiş tetikçileriniz de var zorlanmazsınız!

Şu şartlarda gazetelerin kazandığı üç kuruş paraya göz dikmek, hırsızlık değil de nedir?

Sözde ‘emeği savunurken’ bu emek sömürüsü değil midir?

Lafa gelince ‘basın hürriyeti’ deyip basının ayakta kalmasının tüm yollarını baltalamak arsızlık değil midir?

Tabi ki değildir! Çünkü sizin de hizmet ettiğiniz çıkar çetelerinin emrindeki tetikçilerin böyle bir derdi yok.

***

Peki, işin garibi ne?

Bu konuda basından ses yok!

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, bu konuyla alakalı bir açıklama yaptı. Takip ettim Bursa basınında manşetten yer bulduğu yayın sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.

Herhalde diğerleri iyi kazanıyor. Halinden memnunlar!

Başkan Kolaylı, ‘kararı şaşkınlıkla izliyoruz’ diyor.

Kolaylı, ‘Basın kapanmanın eşiğinde’ diyor.

Kolaylı, ‘deprem bölgesindekiler maddi anlamda da enkaz altında’ diyor.

Kolaylı, ‘yerel gazeteler yaşam savaşı veriyor’ diyor.

Kolaylı, “Bu karar, yerel basına vurulan yeni bir darbedir” diyor.

Başkan Kolaylı’nın dediği bunca söz, basında yer bulmuyor.

Basın ya ölüm uykusunda ya da sefa dolu akşamdan kalma olduğu için gözünü açamıyor.

Üstelik biz, bu itirazı resmi ilan almayan bir kuruluştan yükseltiyoruz.

***

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz da dün konuyla ilgili açıklama yapmış.

Koramaz, sanki yönetim olarak kendilerinin bir rolü yokmuş gibi suçu TMMOB Genel Kurulu’na atıyor.

Koraman, açıklamasında şöyle diyor:

“İki yılda bir yapılan genel kurul duyurularının yerel basın kuruluşları üzerinde olumsuz bir etki yaratabileceği, TMMOB Ana Yönetmeliğinde yapılacak değişikliğin diğer kuruluşların ilanlarına etki edebileceği ve benzeri hususların gözden kaçırıldığı anlaşılmaktadır.”

Yahu bu ilk değil ki siz daha neleri gözden kaçırdınız! Neleri ıskaladınız!

Bir de ‘yahu zaten 2 yılda bir veriliyordu’ demeye getiriyor…

Şimdi buna ‘utanmazlık’ dışında bir tarif yapmak mümkün mü?

***

İdealleri uğruna çetin şartlara rağmen meslekte kalma direnci gösteren eğitimli genç meslektaşlarıma saygıyla…