2025 yılının ilk gününden herkese merhabalar.

Bir yılı daha geride bıraktık ve yeni umutlarla, yeni hayallerle 2025’e adım attık. Her yıl bir önceki yılın tekrarı gibi görünse de, insanlığın yeni yıla girerken hissettiği heyecan hiç eksilmiyor. Nedense, sanki başka bir gezegene yolculuk yapıyormuşçasına aynı coşkuyu yaşıyoruz.

***

Ancak pek çoğumuzun dilinde hep aynı cümle dönüp duruyor: “Bu yıl hem benim için hem ülkem için geçen yıldan daha kötüydü, gelen yıl geçen yılı mumla arattı...”

Bu ifade, son yıllarda hepimizin ortak düşüncesi haline geldi. Gelecek yıllardan umudumuz olmadan coşkuyla, heyecanla kutluyoruz yeni yılı... Çünkü hepimiz umut insanıyız. Umudumuzdan başka tutunacak başka bir şeyimiz yok.

***

Ömrümüze neleri sığdırırsak sığdırılalım, kimlerin darbesiyle yaralanırsak yaralanalım, toprağın altına kimi verirsek verelim, hayal kırıklığımızı nasıl dile getirirsek getirelim, ne kadar perişan bir yıl geçirirsek geçirelim, yeni yıl kapıya dayandığı vakit hepimizin elinde bir umut ışığı var.

Belki böylesi bize iyi geliyor, kim bilir? Umut etmek, umuda sarılmak, inandığın duygu her ne ise ona sıkı sıkı sarılmak...

***

Şimdi geçen yılı; acı kayıplarımızla, can yakan kadın, çocuk cinayetleriyle, ekonominin olumsuz gidişatıyla, elini kolunu sallayarak içimizde dolaşan sabıkalı adamların her yeni gün yeniden işledikleri suçlarla gündemden düşmeyen manşet haberlerini madde madde yazıp yılın ilk günü iç karartmak istemiyorum ama maalesef içimiz zifiri karanlık. İçimiz de dışımız da karadan daha kara...

***

Uzun zamandır pembe hayallere dalmayı bırakan biri olarak, yeni yıldan büyük beklentilerim yok. Tek dileğim tüm insanlık adına akıl ve ruh sağlığı... Şimdi bu satırları okurken, “yazmak kolay tabi” dediğinizi duyar gibiyim. Son yıllarda yaşadığımız maddi ve manevi büyük savaşlardan sonra akıl ve ruh sağlığımızı korumak öyle kolay olmuyor, farkındayım.

***

Temeline inmek lazım. Bizlere ve ülkeye verilen değeri tekrar tekrar, hatta binlerce kez, uyanık bir zihinle gözden geçirmek gerekiyor. Temeli dediğim şeyin haliyle geçmişi de uzun. Çok uzun yıllara dönmek lazım. O yıllardan bu yıllara kadar olup bitenin bir sağlamasını yapmak lazım. Neydik, ne olduk? demek lazım...

***

Artık hepimizin silkelenip uyanması gerekiyor. "Sen, ben, o" demeden, "biz" diyerek hareket etmenin zamanı geldi. Yıllarca süren dalgınlık, uyku hali ve üzerimize atılan ölü toprağını silkeleyip yeniden dirilmeliyiz. Çünkü bu umursamazlık bir yere kadar.

SON SÖZ

İnsanlığa yakışır bir uyanış için aklımızın ve ruhumuzun sağlam kalması şart. 2025’in hepimiz için daha sağlıklı, daha umut dolu bir yıl olması dileğiyle…