Dini inanışımıza göre, Allah’ın terazisi olan ‘Mizan’, ahirette günah ve sevapların tartıldığı terazi anlamına geliyor. Ama bir de bu yaşadığımız dünya var. Burada ise ADALET!
Hukukçuların daha iyi bildiği bir ADALET TERAZİSİ sembolü var. Buradaki ‘Kılıç’ adaletin verdiği cezaların caydırıcılığını ve gücünü, ‘Terazi’ adaleti ve bunun dengeli bir şekilde dağıtılmasını simgeliyor. ‘Kadın’ ise bağımsızlığı ifade ederken kadının gözü bağlı olması da tarafsızlığını anlatıyor.
Ben size bir hikaye anlatacağım ve en sonunda hem ALLAH’IN hem de ADALET terazisinin asla şaşmadığını anlayacaksınız. Sonunda da “Adalet er geç tecelli ediyor öyle ya da böyle” diyeceğinize eminim.
Bugün LİDER’de özel bir haber okuyacaksınız. Benim uzun süreden beri takip ettiğim bir konu ve dava idi. Önceki dönem İYİ Parti İl Başkanı olan iş insanı Mehmet Başaran’ın ısrarla inkar ettiği, reddettiği, “SİYASİ KOMPLO-İTİBAR SUİKASTI” dediği AŞK SKANDALI!

Manşet Şerif Ali 2024 05 05T213632.313
Ben olayı kısaca özetleyeyim. Başaran, Elif Ş. isimli ve kendinden 34 yaş küçük bir kadınla AŞK HAYATI yaşıyor. Her ne kadar inkar etse de farkında olmadan (!) kadın hamile kalıyor!
Sonra vahametin farkına varan Mehmet Başaran, Elif Ş.’nin iddiasına göre, bebeğin aldırılması için baskı yapıp yasak aşkını tehdit ediyor. Kadının şikayeti ile olay jandarmaya kayıtlarına geçiyor. Sonradan şikayet geri çekilse bile...

Manşet Şerif Ali 2024 05 05T213346.732
Olay dallanıp budaklanınca siyasette köşeye sıkışan Başaran, bu kez olayı başka bir boyuta taşıyor. İşin içine o dönemki İYİ Parti Muratpaşa Belediye Meclis Üyesi Kamil Korkmaz’ı dahil ediyor.
“SİYASİ KOMPLO-İTİBAR SUİKASTI” diyen Mehmet Başaran bu kez de Korkmaz ve Elif Ş.’nin bu olayla kendisine “ŞANTAJ” yaptıklarını iddia ederek suç duyurusunda bulunuyor ve dava açıyor. 
Bu işlemler kendi mecrasında devam ederken Mehmet Başaran İYİ Parti İl Başkanlığı görevinden istifa ediyor ve sonrasında Milletvekili Aday Adayı oluyor. Listeye giremeyince de zehir zemberek bir açıklama ile partisiyle yollarını ayırıyor.
Hayat bu. Ne zaman neyi getirip neyi götüreceği hiç belli olmuyor. Koskoca 66 yaşındaki Başaran’ın 24 Nisan 2023 tarihinde reddettiği ve annesi tarafından verilen kızı D.M.Ş. dünyaya geldi.
Dedim ya olayı yakın takip ediyorum diye. Kısa bir süre sonra Elif Ş. kucağına bebeği alarak yanıma geldi ve haber yapılmasını istedi. Ben de, “Adli Tıp Raporu’nu bekleyelim. Her şey kesinleşsin ondan sonra. Çünkü şu an haber yapmak bebeğe ve sana bir şey kazandırmaz. Hatta ben Mehmet Başaran ile son kez bir görüşeyim belki çocuğu kabul eder ve olay çözüme kavuşur” diyerek genç kadını ikna etmiştim.

Manşet Şerif Ali 2024 05 05T213522.274
Ben verdiğim sözü tuttum ve bir hafta sonu Başaran’ı Çakırlar yolundaki ofisinde ziyaret ederek “Elçiye zeval olmaz. Elif Ş. bebeği ile yanıma geldi. Bebek sana benziyor. İstersen bebeği kabul et bu olay kapansın” diye teklifi ilettim. 
Ancak kendisi, “Yüzde 99 çocuk benden değil. Mahkeme DNA testi isterse vermek zorundayım. Adalet ne karar verirse ona uyarım. O vakit çocuğun tüm yasal haklarını veririm ama kadın beni ilgilendirmez” diyerek konuyu kapattı. 
Evet çok haklıydı, “Adalet ne derse o.” Zaten öyle de olacak gibi. Çünkü Adli Tıp Raporu’na göre DNA sonuçları örtüşüyor ve Mehmet Başaran her ne kadar inkar etse de çocuğun yüzde 99.9 kendisinden olduğu ortaya çıkıyor.
Hani,  “Zaman her şeyin ilacıdır” derler ya. İşte bu olayda da böyle oldu. Siyasetçi ve iş insanı Mehmet Başaran’ın yaşadığı belki de bir anlık zevk başına iş açtı. Siyasi hayatı neredeyse biterken itibarı yerle bir oldu.
Peki ya o kadın! Yani raporla çocuğunun annesi olan Elif Ş. neredeyse 2 yılı aşkın zamandır hukuk mücadelesi veriyor. Beş kuruş parasız pulsuz, kucağında bebeğiyle, aç susuz. Bir hayat kadını damgası vurularak insanlığı ve kadınlığı rencide edilmiş, sokağa çıkamaz hale getirilmiş!
Ya Kamil Korkmaz... Bir tarafta siyaseten İl Başkanı olan ağabey gibi gördüğü bir isim tarafından ŞANTAJ ile suçlanmış, yasak aşka adı karıştırılmış iş insanı, siyasetçi ve aile babası biri. İtibarı yerle bir edilen bir başka isim. Mahkeme kararı ile o da aklanmış durumda.
Tabi bizde adalet biraz geç işliyor olsa da sonunda mutlaka tecelli ediyor. Doğru ve yanlış ayırt ediliyor. Tıpkı bu olaylar dizimindeki gibi. Ya Allah’ın adaleti? İşte orası meçhul. Bunu da zaman gösterecektir. 
Lakin benim gördüğüm kadarı ile bu olayda en çok yıpranan ve zarar gören pozitif ayrımcılık yapacak olursam Elif Ş. ve halen nüfusta soyadı farklı olsa da D.M.Ş. olmuştur. Hele hele o saf sabi D.M.Ş. büyük yara almıştır bu yaşananlardan. Umarım hayatında bu karanlık, çirkin sayfayı bir daha açılmamak üzere kapanır.
Evet sevgili okurlarım, ben kimseyi suçlamadım. Olayı düz mantıkla anlatmaya çalıştım. Geçmişi ve sonucu ile birlikte. Zaten ayrıntıları haber de var. Sonuçta ben Kamil Korkmaz ve Elif Ş.’ye verdiğim sözü tutup konuya böyle bir yazı ile nokta koydum.
Evet sevgili Mehmet Başaran! Artık söz sende. Senin babalık yapma vaktinde. Halin vaktin yerinde ve yaraları sarmak için vakit çok geç değil! Haydi bakalım büyüklüğünü göster.