Türkiye’nin vitrini olarak adlandırdığımız Antalya, nüfusu hızla artan bir şehir. Nüfusa paralel olarak inşaat sayısı da sürekli artıyor. Bomboş arazilere bir bakmışsınız, bir anda mantar gibi yükselen binalarla karşılaşıyorsunuz. Bunun son örneğini Antalya Havalimanı'nın doğusundaki Altıntaş Mahallesi'nde görüyoruz. Antalya’da yapılaşmasını tamamlamış diğer semtler de geçmişte böyleydi. Örneğin, bugün Antalya’nın en gözde semtlerinden Lara ve Konyaaltı, 1990’lı yıllara kadar bomboştu. Zamanla o bölgeler tamamen inşaatla doldu.

***

Öte yandan Antalya’nın altyapısı ve yolları bu yoğunluğu artık kaldıramaz hale geldi. Sık sık su boruları patlıyor, tamir için asfalt kazılıyor ve sonrasında musluklardan günlerce kırmızı çamur akıyor. Geçenlerde Gürsu Mahallesi'ndeki bir eve misafir oldum. Baktım musluklardan kırmızı çamur akıyor. Bu suyla ne banyo yapabilirsiniz ne çamaşır ne de bulaşık yıkayabilirsiniz. Hatta yemek bile yapamazsınız. Evin sahibine sordum; musluğu günlerce açıp çamurun bitmesini beklemiş. Bu çamurlu suyun aktığı ev, lüks bir sitede yer alıyor. Zengin Rusların ve üst düzey yöneticilerin yaşadığı bir site. Bu manzara turizmi de olumsuz etkiler, değil mi?

Bunun bir de maddi boyutu var. Antalya’da suyun faturalandırılması kademeli. Tüketim arttıkça aboneye suyun birim fiyatı katlanıyor. Çamurlu su aktığı için suyunu kullanamayan aboneleri düşünen var mı? Günlerce çamur aktığı için kullanamadıkları suyun sayaçları çalışmaya devam ediyor ve Büyükşehir Belediyesi tıkır tıkır suyun parasını tahsil ediyor.

***

Sadece su değil, Antalya’da bir de voltaj sorunu var. Bu nedenle son zamanlarda hafta sonlarımı tamircilerle geçirmeye başladım. Birkaç ay önce televizyonlarımdan biri arızalandı. Gittim yetkili servise. “Besleme kartı yanmış” dediler. Oysa o odayı pek kullanmam. “Durup dururken televizyonun kartı niye yansın” dedim. İnanmadım, 400 lira arıza tespit bedeli ödedim, başka bir tamirciye götürdüm. Meğer doğruymuş. Voltaj düşüklüğünden dolayı kart yanmış. Televizyon tamir edilirken başında bekledim. Tamirciye en çok hangi sorunlarla karşılaştıklarını sordum. Çocukların televizyon ekranlarını kırması birinci sıradaymış. İkinci sırada ise voltaj düşüklüğünden kaynaklanan arızalar varmış. Bizimki 2 bin 500 liraya çözüldü.

***

Bu sorundan kurtulduktan sonra havalar soğuyunca salondaki klimayı açtım, baktım ısıtmıyor. Televizyon gibi servise götüremem tabii. Servisi aradım, izinli olduğum gün için randevu aldım. Servis iki çırakla birlikte geldi. Usta Adanalı’ydı, sohbet ettik. ABD ve Rusya’da çalışmış. “Orada mesleğin varsa kralsın, burada mesleğin itibarı yok” dedi. “Ee o zaman niye döndün?” dedim. “Memleket aşkı” dedi. ABD’de birkaç yıl çalışıp ev ve araba parası biriktirmiş, ama döndüğüne pişman olmuş. Tekrar gitmeyi planlıyormuş.

***

Benim klimanın sorunu iç ünitedenmiş. Voltaj düşüklüğünden dolayı cihaz kendini korumaya almış. İç ünitedeki sorunu kısa sürede çözdüler. Usta, “Bu bölgede voltaj düşüklüğü çok sık yaşanıyor. O yüzden sık sık buraya geliyoruz” dedi. Evim Altınkum Mahallesi’nde. Voltaj sorunu sadece burada değil, Lara’daki Yeşilbahçe Mahallesi’nde de yaygınmış.

***

Geçen aylarda apartmanımızdaki profesör komşum da benzer sorunlar yaşadı. Diyafonu dahil birçok elektronik cihazı bozuldu. Antalya’nın elektriğinden CK Akdeniz sorumlu. Bu şirket Burdur ve Isparta’nın da elektrik dağıtımını yapıyor. 2022 Şubat ayında, altyapı eksikliği nedeniyle Isparta günlerce elektriksiz kalmıştı. O dönemde CK Akdeniz’e 18,8 milyon lira ceza kesilmişti. Bu cezanın 15,6 milyonu tazminat, 3 milyon 236 bini ise idari para cezasıydı.

SON SÖZ

Antalya, sadece Türkiye’nin değil dünyanın gözbebeği bir şehir. Bu nedenle altyapı sorunları, su ve elektrik problemleri gibi meselelerde gereken yatırımlar ihmal edilmemeli. Unutmayalım, Antalya ihmale gelmez!