Yapmadığım tatili yaptım! Hiçbir iş yapmadım. Gezdim, tozdum, yan gelip yatıp dinlendim. Kitap okudum, film izledim. Anlayacağınız tatil bana yaradı. Yaradı yaramasına da sonrası vahim…
“Herkes gider Mersin’e ben giderim tersine” misali Antalya’ya tatile gelenlerden kaçıp memlekette ve yurdumun dört bir köşesinde dolaştım. Ancak ben gidince memlekette çarşı epey karışmış.
Biraz düşününce, kendi kendime, “Yahu sana ne memlekette olup bitenden” dedim ama olmadı. Gazetecilik damarlarıma işlediği için illa bir yerinden girmem gerekti mevzulara.
Efendim öncelikle Antalyaspor’un hafriyat geliri mevzusu var. Yeni bir konu değil zaten. Birkaç yıldır süre gelen bir kavga. Herkes birbirini suçluyor ama ortada ne suçlu ne de suç var. 
Sonrasında biri çıkıp, “Bu işin üzerine gazeteciler gidip olayı ortaya çıkarsın” demiş. Elbette. Biz edinebildiğimiz bilgi ve belgeler ışığında işin üstüne gidiyoruz ve gittik de. Ancak sonuç; sıfıra sıfır elde var sıfır oldu.
Bugüne kadar herkes elinde ne varsa, eteğinde hangi taş varsa ortaya döktü masaya serdi. Bu saatten sonra iş ne gazetecilerin sorumluluğunda ne de bu işin içinde adı geçen ve suçlanan isimlerde.


Bakın ben size şunu anlatayım. Bu memlekette gazeteciler ne savcı ne de hâkimlik görevi yapmaz, yapmaları da mümkün değil. O zaman yapılacak tek bir iş var: Bu işi yasal yollardan çözmek. Dolayısıyla İçişleri Bakanlığı, Antalya Valisi, Cumhuriyet Başsavcısı, Antalya Emniyet Müdürlüğü bu işi çözebilecek en yetkili makamlardır.
Yoksa gazeteci ne savcı, ne hâkim, ne KOM Şube ne de elinde böyle bir yetkisi olan makam değil. Ha bu saydığım kurumlar işi çözer, alengirli işler var ise açıklar ondan sonra sayfa sayfa ifşa etmek bize düşer. O iş zaten kolay.
Aksi halde hafriyat konusunu ısıtıp ısıtıp ortaya çıkarmak inanın sadece Antalyaspor markasına zarar verir. Hele hele Antalyaspor formasını giyerek toplantılar yapmak külliyen zarar verir. Kendine güvenen varsa gider elindeki belgeleri gerekli mercilere teslim eder ve adaletin kararını bekler.
Evet sevgili dostlar, ben tatilde iken çarşıyı karıştıran en önemli meselelerden biri bu hafriyat meselesi idi. Sanırım bu konudaki meramımı anlattım. Ve diğer konulara da kısa kısa değinme vakti geldi.
---------------
EŞ BAŞKANI KİM DURDURACAK?
Herkesin malumu yerel seçimlerden sonra Korkuteli ilçesinde garip bir durum ortaya çıktı. Önce MHP’den aday adayı olan Hasan Caran adli sicil kaydı nedeniyle aday gösterilmedi. Sonra gidip CHP’den aday oldu. Ancak sicili yakasını bırakmadı.
Caran ailesinin başkanlık inadı nedeniyle en son eşi Saniye Caran aday gösterildi ve kendisi CHP’den Belediye Başkanı seçildi. Ben de dahil herkes öyle zannetti ama öyle olmadığı ortaya çıktı.


Hasan Caran eşinin yanında bir de gölge başkan gibi dolaşmasının yanı sıra EŞ BAŞKAN gibi hareket etmeye başladı. Çok eleştiri almasına rağmen bu huyundan bir türlü vazgeçmedi.
DEP’lilerin uyguladığı bu illegal sistemi CHP’nin de kanıksadığı ortaya çıktı. Bunun kanıtı, Caran ailesinin yani EŞ BAŞKANLARIN, 1 Eylül’de 34’üncü Korkuteli Altın Kiraz Yağlı Pehlivan güreşleri nedeniyle CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ziyareti ile tescillendi. Bu ziyarette başkan olmayan tek bir kişi vardı o da Hasan Caran (EŞ BAŞKAN).
Buraya kadar olan belki köhnemiş siyasetin içinde kabul görebilir lakin asıl mesele başka. Ben kısaca anlatayım gerisine siz karar verin. Bakalım EŞ BAŞKAN ne yapıyormuş?
Hasan Caran EŞ BAŞKAN olmasının yanında aynı zamanda Korkuteli Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı. Yani devletten aldığı kredileri esnafa dağıtan bir kurumun idarecisi!


Peki Başkan Caran ne mi yapıyor? AK Parti hükümetinin desteği ile kredileri alıp esnafa kullandırıyor. Bir bakıma AK Parti desteği ile CHP’ye hizmet ediyor. Çünkü hem oğlan evi hem de kız evi rolünü iyi oynuyor.
Bu kadar mı? Olur mu canım. Bizim EŞ BAŞKAN yine kredilerde olduğu gibi AK Parti hükümetinin desteği ile Korkuteli Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifine aldığı LÜKS OTOMOBİL (resmi plakalı) ile geziyor, tozuyor, CHP toplantılarına katılıyor.
Tabi bunları yaparken Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği (TESKOMB) Genel Başkanı Abdülkadir Akgül de olanları tribünden seyrediyor.
İşin garip tarafı, Abdülkadir Akgül’ün halen AK Parti Yozgat Milletvekili olması! “Hadi iyi seyirler o zaman” diyelim. Diğer konuları ve tuzu biberi de yarına bırakalım.