Çocuğun okulla ilk tanıştığı dönemlerde, okulda yaşadığı başarısızlıklar geçici olarak okula gitmek istememesine neden olabilir; ancak bu korkular uygun ebeveyn tutumları ve okulun desteği ile ortadan kalkabilir.

***

Genellikle ayrılma anksiyetesi yaşayan çocukların, daha önceki gelişim dönemlerinde anne ve çocuk arasında bağlanma ya da ayrılık güçlükleri gibi sorunlar yaşadıkları görülmektedir.

***

Araştırmalar bu çocukların annelerinde de anksiyete bozukluğu ya da depresif bozukluklar olduğunu göstermektedir. Özellikle panik bozukluk tanısı alan annelerin çocuklarında ayrılık anksiyetesinin daha yüksek olduğu bulgulanmıştır. Ayrılma Anksiyetesi yaşayan çocukların, birinci derece akrabalarında da ayrılıklar konusunda sıkıntı yaşadıkları gözlenmektedir.

***

Anne çocuk arasındaki ilişkinin niteliği çocuklarda ayrılık anksiyetesinin oluşumunda önemli bir faktördür. Çocuğa aşırı düşkün ve korumacı ebeveyn tutumu, aşırı korumacılık nedeniyle çocuğa yaşına uygun sorumlulukların verilmemesi, aşırı katı disiplin uygulanması, aşırı katı kuralların konulması, örnek olmak yerine, sürekli uyarıların yapıldığı eğitim anlayışının olması, sürekli suçlayıcı ve eleştirel tutuma sahip olunması da çocuklarda uyum problemleri yaşamalarına neden olabilmektedir.

***

Çocuğun en önemli özdeşim nesnelerinden birisi annesidir.  Bu nedenle annenin çocuğuna yönelik geliştirdiği tutumlar çocuk üzerinde oldukça etkilidir. Kaygı düzeyi yüksek, dış dünyaya güvensiz bir annenin çocuğunun da güvensiz, kaygılı, tedirgin olması, anneden ayrıldığında aşırı korku tepkisi yaşaması şaşırtıcı değildir.

***

Ayrılık anksiyetesi yaşayan çocukların tedavisinde çocukla bireysel görüşmeler, oyun terapisi uygulamaları, aile içi çocuğa yönelik tutumların düzenlenmesi ve gerektiğinde ilaç tedavisi uygulanmaktadır.

***

Tedavinin olumlu sonuç vermesinde önemli nokta, ailelerin terapist ile işbirliği içinde hareket etmesi ve yönlendirmelere uygun tutumlar geliştirme yönünde istekli olmalarıdır.