İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, geçen akşam bir TV programına katıldı.
İmamoğlu, görev süresi boyunca yaptıklarından çok yine tavırlarıyla gündem oldu.
Şehitlerden Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sorumlu tutan İmamoğlu, Erdoğan’ın sesini taklit eden Muhammed Nur Nahya’yı aratmadı.
Akşener’in partisine operasyon iddialarını doğrular nitelikte görüşmelerini açıklayan İmamoğlu, Akşener ile ‘abla-kardeş’, Kılıçdaroğlu ile ‘baba-oğul’ ilişki denklemine bir yenisini ekledi ve ‘CHP’nin emanetçi genel başkanı’ olarak görülen Özgür Özel ile ‘kardeşlik hukuku’ içinde olduklarını söyledi.
Kardeşiyle kürsüyü dahi paylaşamadığı herkesçe görülen İmamoğlu, TV programındaki iletişim stratejisi kendini anlatmaktan çok sataşma üzerine kuruluydu.
Olası rakibi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın imza attığı başarılı operasyonlar üzerinden isim vermeden eski bakan Süleyman Soylu’yu hedef alan İmamoğlu, TOKİ ve TOKİ Başkanı Sayın Ömer Bulut’a sorular yöneltti.
Bulut, İmamoğlu’nun sorularına yanıt vermek üzere yayına bağlanmak istedi.
Sunucu, “Yapımcı notunu düşmem lazım. Özel yayınlarda formatımız buna müsait değildi. TOKİ Başkanı Ömer Bulut katılmak istedi, fakat bu yayında değil. Sözcü TV ekranı her zaman açık. İmamoğlu'nun soruları vardı, eğer kendisi gelir ve yayınımıza katılırsa çok da memnun oluruz. Hem İmamoğlu'nun eleştirerek gündeme getirdiği sorunlar ve Türkiye'nin deprem gerçeğini kendisiyle konuşuruz” ifadeleriyle program formatının uygun olmadığı söyleyerek Bulut’un isteğine olumsuz yanıt verdi.
Sunucunun bu anonsuyla gerilen İmamoğlu, “…TOKİ Başkanı sizin için neyi ifade ediyor bilmiyorum ama bir gün isterse KİPTAŞ Genel Müdürüyle oturur konuşur. İkidir tekrar ediyorsunuz. Yarın bir gün İstanbul Belediye Başkanı ya da İstanbul Belediye Başkan Adayı'yla konuşacak kişi o değildir. Sizin üzerinizden prim yapmaya gayret ediyor. İşine baksın. Yarın bir yerde cevabını verir. İşini görsün, işine baksın. Bence yanlış bir anons yaptınız onu da söyleyeyim. Burada bir bakan oturabilir Başbakan oturabilir. KİPTAŞ'ın Genel Müdür onu arayıp bir şey derse anons eder misiniz? Etmezsiniz. Doğru bir yayıncılık politikası değil. Ben eleştirimi yapıyorum. O zaman bir sürü insan daha yazabilir yani. Benim muhatabım TOKİ değil. İkidir açıklama yapıyorsunuz. Ben İstanbul Belediye Başkanı'yım. Ben kendisini tanımam. Programdan sonra ararsınız…” ifadelerini kullandı.
Hani haksız da sayılmazdı çünkü ‘özel röportaj’ diye soslanan ‘özel bütçeli pr çalışması’ olduğu belli programda habercilikten eser yokken uyduruk bir yayıncılık şovuna hiç gerek yok.
Doğru düzgün bir tane soru yöneltemediğiniz ‘ne dediyse doğru kabul edip kafa salladığınız’ adam elbette sizi azarlayacak, ‘parayı veren düdüğü çalar’ tavrında olacak.
Kızdırmayın patronu…
Üstelik o bu işleri sizden iyi bilir.
Kıbrıs’ta özel bir üniversitede iki yılını iletişim fakültesine vermiş bir isim var karşınızda… Hem danışmanı kim!
Her ne kadar sonrasında İstanbul’da bir üniversitede işletmeye yatay geçiş yapmış olsa da anlar bu iletişim işlerinden… (İletişimden işletmeye nasıl yatay geçiş yapılıyor acaba?)
Ayrıca öğrenin Kıbrıs’ta bir futbol kulübünde kalecilik yaparken lakabı ‘Uçan Çuval’ imiş…
Şimdi de bu kibirli temsiliyle ‘uçan koltuk’ ya da ‘uçan kürsü’ veya ‘uçan başkan’ olmasına ve ayrıca kurmalı saatine şaşmamak gerek…
İmamoğlu, herhalde İBB’yi tüm kurumların üstünde görüyor ve rolünü büyütmeyi seviyor. Ki TOKİ’yi muhatabı saymıyor!
Oysa İmamoğlu, İBB başkanı olarak 14 milyon İstanbul’a hizmet etmekle görevli iken TOKİ Başkanı ise 81 ilde 85 milyona hizmet ediyor. Şüphesiz denk değiller…
İmamoğlu, öyle bir siyasi rota izliyor ‘keşke kalecilik yapmaya devam etseydi!’ dedirtiyor. Hadi o olmadı futbol yorumculuğunda kalsaydı…
Ama belli ki bir zamanlar bazı aklı evvellerin ‘İkinci Atatürk’ diye gördüğü Trabzonlu Müteahhit, siyasetini üst perdeden sürdürmeyi daha kazançlı görüyor.
Nasılsa pazara indiğinde sarılacak bir teyze bulunur…
Saygıyla…