Yılbaşı kutlamaları bitti. Üç aylar girdi. Regaip Kandilini idrak ettik. Ne güzel peş peşe gelen insana mutluluk ve huşu veren olayları yaşadık. Bundan mütevellit suya sabuna birkaç gündür dokunmadık. Âdettendir; ‘Pişmiş aşa su katmamak’.

Yazımın başlığına gelince; bu deyim ‘Çok basit, önemsiz ve küçük olan şeyleri büyütüp içinden zor çıkılır bir hale getirmek’ anlamında kullanılır. Konum da tam böyle bir olay. Ancak ondan önce şu fırtına koparma mevzusunu bir ele alayım ki koparılan fırtınayı anlamış olasınız.

Aslında konu basittir ve aklıselim hiç kimse onu büyütmez ve uzaktan seyreden, yapılan o işi o kişiye yakıştırmaz. Ama olayın derininde çok farklı şeyler gizlidir. Bardaktaki su sadece patlamaya hazır bombanın pimini çekmek için beklenen fırsattır. Trafikte, iş yerinde, evde kısaca insanın olduğu her yerde sık sık bu fırtınalara şahit oluyoruz.

Herkes kendine göre haklı. Nasrettin Hoca bodrumda yüzüğünü kaybetmiş, sokakta arıyormuş. Sormuşlar; “Hoca niye kaybettiğin yerde aramıyorsun?” Hoca, “Ee orası karanlık, burası aydınlık” demiş.

Hem fert hem toplum olarak, okumuş ve okumamışıyla, mürekkebi az veya çok yalamışıyla hepimiz Nasrettin Hoca gibiyiz. At gözlüklerimizi takmayı çok seviyoruz ve ondan bir türlü vazgeçemiyoruz.

Bu at gözlüğü takan biri var. CHP’nin Antalya İl Başkanı Nail Kamacı! Kendi yönetimine sahip çıkamamış, yönetimindeki çete mensuplarını temizleyememiş bir Başkan!

Partisinin belediye başkanlarının belediyeleri iflasın eşiğine getirmelerine bir çift laf edememiş biri, kalkıp son dönemde kafayı bürokratlara takmış. Kendilerindeki ayıpları kapatmak için.

Nail Başkan’ın ‘Bir bardak suda fırtına kopardığı’ son olayını anlatayım. Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı Muratpaşa Gençlik Merkezi ‘Genç Sivil Toplum Kuruluşları Arası Futbol Turnuvası’ düzenlemiş. 16 farklı Genç Sivil Toplum Kuruluşu, kulüp ve vakıf temsilcileri katılmış.

İçlerinde bir tek CHP tandanslı STK yok. Çünkü katılan olmamış. Onlarda abileri gibi başka işlerle meşgullerdir sanırım. Yoksa katılırlardı. Hepsi cıva gibi delikanlı sonuçta!

Neyse turnuva 31 Aralık’ta sona ermiş ve Genç Animder  (Antalya İmam Hatipliler Derneği) şampiyon olmuş. Gençler lüzumsuz işler yerine dostluğun ve muhabbetin pekiştiği bir turnuvada bir araya gelmiş. Ne kadar güzel değil mi?

Velhasıl kupa töreni Zeytinköy’deki Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne ait halı sahada yapılmış. AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin, Milletvekili İbrahim Ethem Taş, İl Gençlik ve Spor Müdürü Yavuz Gürhan ilk üçe girenlere kupaları vermiş.

İşte bu mevzuya kendi yönetimine çeki düzen veremediği için çetelere bulaşan bir il yönetiminin başkanı olan Nail Kamacı çok içerlemiş. Ve, “Gençlik Spor İl Müdürü, AK Parti Antalya İl Gençlik Kolları Başkanlığının düzenlediği futbol turnuvasında fotoğraf vermekten de çekinmiyor, devlet memuru oluşunu unutmuş ki kendisini milli takım maçında sanıyor. Yoksa İl Gençlik Kolları Başkanlığından mı sorumlusunuz? Kazanan gruba kupasını bari verseydiniz…” demiş.

Yahu bu adam neci haberin var mı senin Nail Bey? Gençlik ve Spor Müdürü bu suçladığın adam geçen hafta yani 29 Aralık’ta CHP’li Konyaaltı Belediyesi’nin 4'üncüsünü düzenlediği “Maviden Beyaz’a” adı verilen Antalya Ultra Maratonu’nun startına ve ödül törenine katılıp kupa-madalya veren aynı kişi huuuu.

Bak Başkan; Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan kimseyi ötekileştirmeden, siyasetine bakmadan sporu spor olarak gördüğü ve olması gerektiği her sportif faaliyete katılmış. Gerekeni yapmış.

Ne yani senin belediye başkanın gibi çocuk bezi bağlama yarışmasına mı gitseydi? Eğer böyle bir şey yapmış olsaydı ve sen eleştirmiş olsaydın bende senin eleştirine katılır yerden yere vururdum Yavuz Gürhan’ı.

Lafı uzatmayayım. Daha önce de yazmıştım, “Yel kayadan sadece toz götürür” diye. Beyler elinizdeki o çamur, bu güneşi kapatmaz bilin isterim. Çetelerden uzak kalmak ve sağlık için spora devam.

---------------

BUNUN ADI ZULÜMDÜR!

Yılbaşından önce emekli öğretmen bir dostum aradı. Döşemealtı Altınkale Mahallesi’ndeki Gt Taşıt Muayene İstasyonları Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında.

Burası; ‘Tehlikeli Madde Taşıyan Araç ve Üstyapıların Teknik Muayeneleri Hakkında Yönetmelik’ gereği tanker ve benzeri araçların kontrolünü yapıp belge veriyormuş.

Ancak 3-5 görevli ile bu hizmet veriliyormuş! Hal böyle olunca da insanlar saatlerce kuyrukta beklemek zorunda kalıyormuş. Hadi yaz sezonunda neyse de kış ortasında?

Biz bu tür işleri bir türlü rayına oturtamadık. Yaptığımız işin hakkını bir türlü veremedik. İnsanları zulmetmeyi hizmet olarak gördük. Yapmayın etmeyin kimse zulüm ile abat olamaz.

Bakalım ilgili kuruluş bu yazıdan sonra kendine çeki düzen verecek mi, yoksa Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı gerekli işlemi yapıp ZULMÜ BİTİRECEK Mİ?