Önceki gün Antalya Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen Basın Sohbetleri'nin Şubat ayı konuğu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i dinledim.
Dün yazmam gerekenleri bugün gecikmeli olarak yazıyorum. Aslında, ‘Bugünün işini yarına bırakma’ diye bir atasözümüz var. Ben buna uymayıp bir gün sonraya bıraktım.
Tam ben bu cümleleri kurarken bizim Bülent Uçma’nın sosyal medyadan paylaştığı videoyu gördüm. Bir üniversite hocasının öğrencilerine, “Yarın ölecek olsanız bugün ne yapardınız?” sorusu ve ilginç cevaplarını izledim.
Biraz derine indim. Soruyu soran, Güney Kaliforniya Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü'nden Prof. Leo Buscaglia. Öğrencilerin cevapları çok ilginç ve düşündürücü…
Buscaglia’nın en genç olan öğrencisi, “Sanırım annemle barışırdım. Onunla üç aydır konuşmuyoruz” der. Bir diğeri “Karıma seni seviyorum derdim çünkü onunla evlendiğimizden beri ona hiç sevdiğimi söylemedim” der.
Birçok öğrenci benzer cevaplarla ya pişmanlıkları için özür dilemeyi ya da sevdiğini söylemek istediğini ifade eder. Kimi de yapmak isteyip de yapamadığı önemli bir işini hemen yapmak istediğini anlatır.
Bu cevaplarda karşı Buscaglia öğrencilerine döner ve şöyle der; “Peki bütün bunları yapmak için niye ölmeyi bekliyorsunuz?” der. Ne kadar haklı değil mi? Bugünün işini yarına bırakmamak gerekir. Ben de dersimi almış oldum.
Şimdi geleyim aldığım dersten sonra Başkan Böcek’in anlattıklarına ve soruma verdiği cevaplarına. Hoş birçoğunu dün okudunuz ama ben anladığım şekliyle anlatacağım.
Her yöneticiye sorarım, “Bu şehir için yapmak istediğiniz bir hayal var mı?” diye. Ben de Başkan Böcek’e aynısını sordum. Ne kadar deşelesem de aldığım cevap, “BEKLEYİN. ÇOK ÖZEL SÜRPRİZİM OLACAK” oldu.
Vallahi ne yalan söyleyeyim o cevap verinceye kadar ben meraktan çatlayacağım. Her gördüğümde bunu tekrar tekrar soracağım. Bakalım o SÜRPRİZ neyse sizle de paylaşacağım.
Antalya için önemli ve kangren yarası olan TOPLU ULAŞIM konusunu sormuştum, “Ne zaman bu işi belediye kendisi yapacak?” diye. Başkan çok net cevap verdi aslında.
Böcek, “Otobüs filosunda ciddi bir yenileme olacak. İlk etapta bin 130 otobüs için değerlendirme yapacağız” dedi. Bildiğim ve edindiğimiz bilgiye göre kısa sürede kırmızı otobüs (siyah plaka) sayısı artırılıp halk otobüsleri devre dışı bırakılacak. Olması gereken bu!
Her ne kadar Böcek hayalini açıklamasa da benim için sürpriz ve hayal ötesi olan bir konu var. TRT Caddesi'nden başlayıp üniversiteyi bölmeden geçiş sağlayacak TÜP GEÇİT projesi! Bunu görmeye ömrüm yeter mi bilemem.
Fakat benim bildiğim Yörük Böcek, kafasına koyduğu bir işi allem eder kullem eder yapar. İşte bu yüzden SÜRPRİZ dediği HAYALİM dediği o projeyi çok merak ediyorum. Etmesem bu mesleği yapamazdım herhalde.
Uzun lafın kısası. Başkan Muhittin Böcek o kadar gazeteciyi karşısında bulunca şehrin tüm sorunları, yaptıkları ve yapacakları hakkında DOBRA DOBRA konuştu.
-----------------
ZABITA TEHDİT EDER Mİ?
Bizim memleketin ne sorunu biter ne derdi ne de insanlıktan nasibini almamışları! Dün, Antalya Pastacılar Odası Başkanı Kerim Üre aradı. Canı sıkılmış, hop oturup hop kalkıyor.
“Hayrola kim sinirlendirdi seni?” diye sordum. Aldığım cevapla şaşırdım. Kısaca konuyu anlatayım da siz de memlekette ne olup bittiğini bir görün bakalım.
Kerim Bey’in pastanesi, Kepez’deki Karatay Caddesi üzerinde. Bu nedenle buradaki düzenden Antalya Büyükşehir Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri sorumlu.
Ancak dün “Kepez Belediyesi Zabıta Ekipleri” gelerek, kaldırım üzerine gelip geçenlerin soluklanması için konulmuş, yağmurdan çamurdan yıpranmış ahşap masa ve kanepelerin kaldırılmasını istemiş!
Anladığım kadarıyla birileri yan tarafındaki halıcıyı şikâyet etmiş, kabak Kerim Başkan’ın başında patlamış amma ne patlama! Dağlı Kerim’in tepesi atmış, “Burası Büyükşehir’in yetkisinde, sizin yetkiniz yok” diye söylemiş.
Lakin zabıta memurları, Nuh demiş peygamber dememişler. Bırakın yetkilerini aşmayı, “Biraz sonra sen görürsün” diye tehdit ederek gitmişler. Aradan 1-2 saat sonra tekrar gelip ceza yazıp imzalatamadan gitmişler.
Yahu kardeşim; bir kere tartıştığınız adam bir odanın ve onlarca esnafın temsilcisi; hadi bunu geçtim yetkiniz de olmayan bir yere ceza yazmak neyin nesi? Hadi bunu da geçtim TEHDİT neyin nesi? Siz memur musunuz yoksa nesiniz?
Bakın arkadaşlar; madem yetki alanınızı aşıp Karatay Caddesi’nde bir uygulama yapacaksınız o zaman esnaf seçmeden o bölgede kaldırımda ne var ne yok hepsini kaldırabilecek misiniz? İki dükkân ötede kaçak ekmek üreten fırını mühürleyebilecek misiniz?
Ama sizin derdiniz üzüm yemek değil. Sizin amacınız bağcıyı dövmek, esnafın CANINA OT TIKAMAK! Eyyy Mesut Kocagöz Efendi, bak gördün mü? Kepez’de senden başka MESUT kalmayacak gibi.
Bilmem anlatabildim mi?