Havada savaş kokusu var.

Gelişmeler vahim.

Orta Doğu ülkeleri tedirgin!

Halklar ürkek.

Milletler önünü göremiyor.

İsrail savaş oyunu oynuyor.

Bu oyununa ortak olacak, onunla savaşacak oyuncu arıyor.

Amerika dışında hiç bir ülke onun bu oyununa alet olmak istemiyor.

Savaş kasabı elinde harita, Lübnan’dan sonra sıranın Suriye’ye geleceğini sonra Irak’a sonra İran’a saldıracağını açık açık dile getiriyor.

Bunu açıklarken kimseden korkmuyor.

Birleşmiş Milletler salonunda liderlerin, delegelerin gözünün içine baka baka bunu söylüyor.

Oysa ilk hedefi Türkiye olmasına rağmen bunu açıklamakta tereddüt ediyor.

Korkuyor.

Çekiniyor.

Eğer NATO üyesi olmasak belki elindeki haritaya bizi de ekleyecekti.

Batının güçlü desteği ile bölgede dilediği gibi at koşturuyor.

İsrail galip geleceğini sanarak kendi sonuna doğru hızla yol alıyor.

Gazze’de yaktıkları savaş ateşinin dumanını şimdi etraflarına yayıyorlar savaş rüzgârlarıyla.

Sonra kıvılcımı taşıyacaklar.

Yakacaklar her yeri ateşe vererek.

Hava da savaş kokusu var.

Amerika bir yıldır hep aynı şeyi söylüyor: “İsrail’in kendini korumasına destek veriyoruz…”

İsrail’e kim saldırıyor ki?

Yani “öldürmelere devam” diyor.

Soykırıma, katliamlara ortak oluyor.

Öyle olmasa havadaki savaş kokusunu yaymaya çalışır mı?

İsrail öldürüyor, Hıristiyan dünyası izliyor, Yahudiler seviniyor, Siyonistler övünüyor, İslam ümmeti uyuyor.