Ülkede dönüşmesi gereken çok şey var…
Deprem gerçekliği, binaları dönüştürmek için elimize bir neden veriyor.
Öte yandan cehalet gerçekliği de toplumu dönüştürmemizin zorunluluğunu ortaya koyuyor. Bu dönüşümü yapmadan binaları yenilemek bize ne kazandırır, bilmiyorum.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, dün kentsel dönüşüm şantiyelerine bir yenisini daha ekledi.
Karapınar Kentsel Dönüşüm Projesi’nde 1’inci etabın temel atma törenine katıldım.
Program öncesi bir grup vatandaş, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın etrafını sarmış bir şeyler anlatıyordu.
Kulak misafiri oldum. İnanın ‘vatandaş haklı’ demeyi herkesten çok isterdim. Ama ne yazık ki öyle değil!
Yıldırım’da yıllar öncesinden yoğun göçle başlayan çarpık yapılaşma, bugün kimliksiz ve çöküntü alanı sayılabilecek düzeyde adalara neden olmuş.
100 metrekareye kimi 5 kat yapmış kimi 3 kat... Bazıları sıvalı bazılarına boya dahi yok… Her imar affında bir kat çıkılmış… Yol payı yok, kaldırım yok, otopark yok ama her katta bir araba var…
Bunları yaparken ne kural tanımış ne kanun… Şehre karşı, kamunun ortak menfaatine karşı adil olmamış.
Ama iş, kentsel dönüşüme gelince adalet istiyor. 5 kata 5 daire istiyor… Cebinden para çıkmasın istiyor… Yok, öyle yağma.
Yahu üstelik yapılar eski, çoğunda yalıtım bile yok. Yani deprem açısından riskli, enerji sarfiyatı ise had safhada… Cari açıkta en büyük pay enerjiden geliyor… Onun umurunda mı?
‘Çok da sert olmamak lazım’ denilebilir. ‘İşte kiralar ve ev fiyatları ortada vatandaş ne yapsın elindekini korumaya çalışıyor’ diye düşünülebilir.
Fakat bu noktada 6 Şubat’la birlikte üstümüze çöken toplumsal ve ekonomik maliyeti unutmamak gerekir. Halen 6 Şubat’ın ekonomik yükü altındayız…
Vatandaşın biran evvel aklıselimle bu konuyu talep eder pozisyona geçmesi gerek. Yoksa bu iş zor…
Hazır bu konuda farkındalık sahibi bir iktidar varken, hazır yerel yönetimler elini taşın altına koymaya hevesliyken gelin enkaz altında kurtarıcı bekleme durumuna düşmeden kendi kendinizi kurtarıcısı olun.
Sonra pişmanlık fayda etmiyor. Bir depremde tavan tabana dönüyor, yuvalar kabre dönüşüyor. Milletçe canımız yanıyor.
Emin olunuz ki bu bedeller, fakirlikten veya yoksulluktan değil aksine cehalet ve açgözlülükten ödeniyor!
***
Büyükşehir Karapınar’da ne yapıyor?
Temeli atılan 1’inci etap projesi 90 konut ve 4 adet dükkândan oluşuyor.
25 Eylül’de ihalesi yapılan projenin 2025 yılı ortalarında bitirilmesi hedefleniyor.
Başkan Alinur Aktaş, “Ayrıca yılsonuna kadar diğer 3 bölümde de temel atma törenlerini gerçekleştireceğiz. Planlamaya aldığımız çalışmaları teker teker hayata geçirdiğimizde 2029 yılı sonuna kadar 10 bin civarı konutu kentsel dönüşümle şehrimize kazandırmış olacağız” diyor.
Kentte toplumsal manzarayı gören herkes bu işin hiç de kolay olmadığı kabul eder. Başkan Aktaş, kentsel dönüşümü ‘mayınlı alan’ diye tanımlamasının dayanağı çok:
“Maalesef biz arabamızı, beyaz eşyamızı değiştirirken fark ödemeyi kabul ediyoruz, ancak kentsel dönüşümde fark ödemeyi aklımıza getirmiyoruz. Yıldırım, 660 bin nüfusuyla Bursa’nın ikinci büyük ilçesi ama Bursa’nın tüm coğrafyanın sadece yüzde 1’i kadar alana sahip. Bundan 40- 50 yıl önce yolu izi olmayan, imar planı bulunmayan alanlara kaçak köçek yapılan konutlarla bir şehir kurulmaya çalışılmış. Eskiyi yeni hale getirmek en zor iştir.”
Sizce, haksız mı?
Aynı törende konuşan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz da aynı minvalde konuştu:
“Yıldırım’da imar planları ve imar uygulaması ile ilgili işlerimiz vardı. Bunlar olmadan dönüşüm mümkün değildi. Bursa 40-50 yıldır ciddi göç almış. Çarpık yapılaşma ile yol, sağlık ocağı, otopark, okul alanları düşünülmeden kaçak yapılaşmaya gidilmiş. Şimdi bu sıkıntıyı çözmeye gayret ediyoruz. 40 - 50 yıllık sorunların bir anda çözülmesi kolay değil. Önce mülkiyet problemlerini çözmeniz gerek. Bu bölgede 5800 civarında tapu dağıttık. 1 etap dediğimiz Ankara yolu civarında da yakında 1500 tapu dağıtmış olacağız. Dönüşüm çalışmasıyla mülkiyet problemlerimizi nihayete erdirmiş olacağız. 10 binden fazla hak sahibine tapu dağıttık. İnşallah 40 binli rakamlara ulaştıracağız.”
Bu tabloda, kaçak köçek ev yapıp sonra da adaletten bahsedene ne demeli? Ona hangi adaleti vermeli? Orasını da siz düşünün…
***
Karapınar’dan Hamas’a selam
Temel atma törenine Bursa Milletvekilleri Refik Özen ve Mustafa Yavuz da katıldı. İki vekil de kentsel dönüşüme yönelik Meclis’ten geçen yeni yasanın önemine değindi.
Özellikle Milletvekili Özen, heyecan dozu yüksek bir hitapta bulundu.
Seçim öncesi ve sonrasında orta çıkan muhalefet tablosunu özetleyen Özen, CHP’deki genel başkanlığında yaşanan değişikliğe işaret ederek “Sözde bir değişim yaşandı. Ama daha ilk gün terörist başlarına selamla işe başladılar. Terörist başlarına selam gönderenler, Gazze’de vatanı için mücadele eden Hamas’ı terör örgütü ilan ettiler. Yazıklar olsun. Biz, Karapınar’dan Gazze’ye, Hamas’a ve onun kahraman mücahitlerine selam gönderiyoruz” dedi.
‘Her gecenin bir sabahı var. Bu ahlar karşılıksız kalmayacak’ diyen Özen, “Ukrayna’da 20 ayda 510 çocuk hayatını kaybetti. Gazze’de 34 günde 4 bin 500 çocuk soykırıma uğradı ve toplamda hayatını kaybedenlerin sayısı 10 bini geçti. Vicdanları kara, gözleri kör sözde medeni Batı’nın himayesi ve desteğiyle gerçekleşiyor bu katil İsrail’in soykırımı. Aslında insanlık katlediliyor. Ve bu Batı, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu insan haklarından dem vurarak bize ayar vermeye çalışıyor. Yahu sizin ne insanlığınız var ne vicdanınız var. Çukurdan ve hayvandan aşağısınız; bu soykırımı görmeyip katillerine destek olanlara başka söyleyecek söz yok” ifadelerini kullandı.
Refik Özen’i bu yürekli ifadeleri için tebrik ediyorum.
***
Muhtara helal olsun
Karapınar Mahallesi muhtarını tanımıyordum.
Dünkü programda ev sahibi olarak ilk kendisi konuştu. Muhtar beyin kürsü hitabı, bugüne kadar şahit olduklarımın en iyisiydi diyebilirim.
Muhtar Mehmet Çakır’ı temsil kabiliyeti için kutluyorum.
Karapınar için yaptığı ‘havası sert insanı mert’ tanımlaması kadar muhtar beyin Başkan Alinur Aktaş’a yönelik ‘hizmette elinin ayarı olmayan başkan’ ifadesi de dikkat çekti.
Muhtar Çakır, bu ifadesine mahalleye Büyükşehir’ce yapılan sağlık ocağını dayanak gösteriyor ve şöyle diyor: “Biz küçük bir sağlık ocağı bekliyorduk. Bursa’nın en büyük sağlık ocağı yapıldı. Şuan dördüncü doktorumuz oldu. Hemen yanındaki 112 istasyonumuzla birlikte hem Karapınar’a hem de çevresindeki mahallelere hizmet veriliyor.”
***
Uraloğlu’na mesaj
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, bugün Bursa’da olacak.
Sayın Bakan önce Gürsu’da Ankara-Bursa Hızlı Tren Hattı şantiyesinde inceleme yapacak.
Öğleden önce Demirtaş OSB Kavşağı Açılış Töreni’ne katılacak olan Bakan Uraloğlu, sonrasında Mudanya Hasköy’deki hızlı tren şantiyesini inceleyecek.
Çalı Yolu Genişletme Çalışmaları 2. Etap’ı denetleyecek Bakan Uraloğlu, sırasıyla Valilik, Büyükşehir ve Ak Parti İl Başkanlığı’nı ziyaret edecek, milletvekilleri ile toplantı yapacak.
Sayın Bakan, Sivas hattı bitti ama Bursa gibi bir büyükşehir, yıllardır hızlı tren bekliyor. Bu işin artık kesinkes nihayete ereceğine ilişkin kamuoyunu ikna edici bir mesaj vermeniz gerekiyor.
Yıllardır ‘çalışmalar sürüyor’ başlığında ‘ha geldi ha gelecek’ diye savuşturulan konuya dair kent kamuoyunda oluşan yaygın şüpheleri gidermelisiniz.
Saygılarımla…