Son zamanlarda Antalya’da yaşanan gelişmeler karşısında bu şehrin SAHİPSİZ olduğunu bir kez daha anlatayım. Sorun benim değil, bu şehirde yaşayan herkesin. 
Falezlerin katliamından tutun da plajlarda sözde KARAVAN ama aslında ‘KARAVAN GECEKONDU İŞGALİ’ne kadar. Buna bir de 40 dereceyi bulan havada trafik çilesini ekleyin.
Evet yanlış duymadınız, PLAJDA GECEKONDU! işgali. Hem de Lara sahilinde. KARAVAN desen değil, çadır desen hiç değil. Tamamı temeli atılmamış KARAVAN GECEKONDU!
Hani bir süre önce Konyaaltı’nı işgal eden o KARAVAN KONDUCULAR bu kez işi azıtmış. Büyükşehir Belediyesi yaptığı KARVAN PARK ile sahildeki sorunu çözünce bu kez zat-ı muhteremler hedef olarak Lara sahilini seçmiş.
Hadi karavanları park ettiniz diyelim. Üstlerine çektiğiniz çadır neyin nesi? Ya onun önünde yaptığınız KAMELYALAR? Neresinden tutansan tut, neresinden bakarsan bak tam bir GÖÇER KONAK HAYATI!
Büyükşehir zabıtası, Lara Halk Plajlarında kamusal alanları işgal ederek yerleşik düzene geçen karavanları tek tek tahliye etmeye başladı. Tıpkı Konyaaltı’nda olduğu gibi.
Bu işlemler yapılırken öyle akşamdan sabaha olmamış. İŞGALCİ 48 karavan sahibine önceden bildirim yapılmış. Giden gitmiş gitmeyen sayısı 8’i bulan YÜZSÜZLERİNDE KARVAN GECEKONDULARI zorla kaldırtılmış.
Bu arada karavan sahiplerine Büyükşehir Belediyesi’nin Konyaaltı’nda yaptığı Karavan Park’a gitmeleri tavsiye edilmiş. Elektrik, su ve güvenlik var. Tam Avrupai.
Ama biz ilkelliği seven bir yapıya sahibiz ya, ille de sahile yakın olacak. Duş, tuvalet yok. Git sağa sola ihtiyaç gider olmadı denize yap! Bu çağda vallahi yakışmıyor bizlere.
Neyse. Yapılan operasyondaki KARAVAN GECEKONDULARIN plakalarına baktım. 34, 06, 43,35. Yani çoğunluğu şehir dışından gelmiş. Kuralları falan yok ha. Kafalarına göre takılıyor. Sanırsınız Antalya sahillerinin tapusu onların elinde!
Peki bu mesele sadece Büyükşehir Belediyesi’nin sorunu mu? Sanmam. Ama ilgili kurumların çoğu son dönemde ÜÇ MAYMUNU OYNAMAKTA çok mahirler.
Mesela bizim o meşhur STK’larımız vardı ya. Hani o bir bardak suda fırtına koparıp adına EŞGÜDÜM deyip AT GÖZLÜĞÜ takanlar. Rant yok ya, onların ilgi alanına böyle talanlar girmiyor değil mi?

Lider Haber (33)-3
Yahu bu mesele bu şehirde yaşayan herkesin meselesi olmalı. Bakın adam kaç bin kilometre öteden gelip Antalyalıların plajını işgal ediyor. Yetmedi çevre sorunu yaratıyor. Bu şehirde batarsa hepimiz batacağız. Siz de yaşanan çevre katliamına sessiz kalmayın ki diğer zamanlar yaptığınız açıklamalar ciddiye alınsın.
Ben kendi yaşadığım şahsi bir sorunu yazmam. Fakat bu konu öyle değil. Şehrin güzide bir bölgesinin yok edilmeye çalışılmasıyla ilgili. Tek derdim cennet memleketin çirkinleştirilmemesi.
Fakat bu şehirde inanın hiçbir şey yolunda gitmiyor. Hangi mevzu üzerinde yoğunlaşsak mutlaka sorunlu bir konu ile karşılaşıyoruz. Neresine dokunsan orası dökülüyor.
Demek ki bu işlerin üzerine vakit geçirmeden gitmek gerekiyor. Fırsatçılar gözünü açmadan tepelerine çökmekten başka çare yok.
 -------------------
SANIRIM BÜYÜK BİR
FELAKET BEKLENİYOR
Bir süre önce ele aldığım Erenkuş Plajı’nın hemen yanı başındaki ve halkın kullandığı bir bölge vardı. Hatta uzun yıllar önce burada bir kişinin yaşamını yitirdiğini dile getirmiştim.
Hani bu yaşamını yitiren kişi orada boğulmadı. Tepesine düşen kaya parçaları nedeniyle hayatını kaybetti. Nedeni ise yetkililerin tehlikeli bir alanda önlem almaması!

Lider Haber (32)-2
Ben bunu gündeme getirdikten sonra Muratpaşa Belediyesi sözde o plajda önlem aldı. Oradaki demir kapıyı bir günlüğüne kilitlediler. Sonra vatandaştan gelen ısrar sonucu açtılar. Kapısına da bir iki önlem tabelası iliştirerek!

Lider Haber (31)-2
Sonra fırtına oldu, yağış oldu. Kaya parçaları peş peşe düşmeye başladı. Önlem alan yok. Aynı hamam aynı tas anlayacağınız. Sosyal medyadan bir iki tepki gelince Muratpaşa Belediyesi yine sözde önlem almış!
Sağa sola, ‘Bu bölgede kaya düşme tehlikesi vardır’ tabelası asmışlar. Her zaman olduğu gibi yine işi Allah’a havale edip vatandaşı pardon KOMŞULARI göz göre göre ÖLÜME göndermişler.
Bende soruyorum, “Burayı kapatmak veya ciddi bir önlem almak için illa büyük bir felaket mi olması gerekiyor?” Varsa cevabınız bekliyorum. Ama biri yaşamını yitirmeden!