Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki 12 katlı ahşap bir otelde sabaha doğru yangın çıktı.
Otelin restoran bölümünde başlayan yangında alevler, 237 kişinin konakladığı ahşap yapıyı kısa sürede sardı.
2 bin 200 rakımlı bölgedeki yangına itfaiye ekiplerinin ulaşması 40-45 dakika sürdü.İlk belirlemelere göre faciada 10 kişi hayatını kaybetti, 30’dan fazla kişi yaralandı.
Yangın felaketinin yaşandığı ahşap yapı, bölgenin ilk otellerinden biriydi.Konumu gereği yangına sadece tek cepheden müdahale edilebilmesi, yangının kontrol altına alınmasını da güçleştirdi.
Elbette soruşturmalar yangınla ilgili ihmalleri ortaya koyacak ve can kaybına neden olan felaketin sorumluları hak ettiğini bulacaktır.
Fakat bu facia, Bursa için de kritik bir soruyu gündeme getiriyor!
Kentimizin en önemli marka değeri olan Uludağ’da 1’inci ve 2’nci Gelişim Bölgeleri’ndeki otellerin durumu nedir?
Benzer bir yangın senaryosuna Uludağ hazırlıklı mı?
Uludağ’daki otellerin kaçının yangın merdiveni bulunuyor?
Uludağ’da itfaiye raporu bulunmayan otel işletmesi var mı?
Uludağ’daki otellerin hangilerinde yangın tesisatı var?
Uludağ’daki otellerde personellerin yangına ilk müdahale için yeterli eğitimi var mı?
Bursa’daki yerel yöneticilerin ve Uludağ’daki turizmcilerin bu konuları gündemine alması gerekiyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı buyursun açıklasın!
Osmangazi Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü buyursun açıklasın!
Bilelim bu soruların cevaplarını!
Aslında bu sorular cevabı bilinen ama bazılarının işine gelmediği için konuşulmayan konuları içermektedir.
Özellikle düne kadar Uludağ’daki yetki düzensizliği kaynaklı bir çivi bile çakamayan otel işletmecilerin yeni süreçte tesislerini yeterli teknik şartlara eriştirmesi için imkanlar oluşmuştur.
Uludağ Alan Başkanlığı, yetkisi dahilindeki sınırları kapsayan bölge için bir plan hazırladı ve bakanlıktan onay bekliyor.
Özellikle de Uludağ’da böylesi felaketler yaşanmaması adına bu planın bir an önce uygulamaya alınması ve işletmelerin tesislerini modernize ederek günün yönetmelikleri ve teknik şartlarına uygun hale kavuşturması önem arz ediyor.
Uludağ’da bilinmekte ki halen bazı işletmeler, Kirazlı Belde Belediyesi döneminde alınmış raporlar ve ruhsatlarla hizmet veriyor.
Bazıları, güncel yönetmelik ve mevzuata uygun olmayan şartlarda çalıştırılıyor. Bazılarında bırakın itfaiye raporunu, işletme ruhsatı dahi olmadığı söyleniyor. Yine yangın tüpü, Uludağ’ın endemik türlerinden biri gibi her işletmede göremezsiniz…
“Bursa’nın turizm hazinelerinin hak ettiği değeri görmesi ve kentin turizm gelirlerinin artması” yıllardır birilerinin ezberine dönüşmüş ve her platformda ifade edile gelmiştir.
Fakat bugüne kadar bu hedef için adam akıllı bir plan ve yöntem ortaya konamamıştır.
Hemen herkes sanayi karşısında tarım ve turizmden bahseder ama sıra bu iki başlıkta bir şey yapmaya geldiğinde üç maymunu oynar.
İşte biliyoruz ki Bursa’da turist konaklamıyor. İstanbul’un arka bahçesi olarak günü birlik ziyaretlerle geçiştiriliyor. Bursa’da bir tek Uludağ konaklamaya dönük turist çekiyor.
Peki, bu çok bilen ve çok konuşan çevrelerce Uludağ’ı daha de geliştirmek için ne yapılıyor?
Koca bir hiç!
Pozitif manada bir şey yapılmadığı gibi Uludağ, kriz ve kaosla yan yana getiriliyor. Üstelik sezon açtığı dönemde!
İşte bu nedenle suni gündemlerle Uludağ’ın marka değeri düşünmeden kriz ve kaosa dönük ayak oyunları yapanlara asıl gündemin ne olduğunu hatırlatmak isteriz!
Kartalkaya’dakine benzer bir felaket Uludağ’da yaşanırsa herkes o enkazın altında kalır, kalmalıdır.
‘Parsa’ toplama yarışındaki şaklabanlar gibi ucuz hesaplara değil kent yararına ortak akla ihtiyaç var!
Bursa için çalışanlara saygıyla…