Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İnegöl İlçe Başkanıydı. 
İnegöl Belediye Başkan Adayıydı.
30 Mart 2014 seçimlerinde Alinur Aktaş’a kaybetmişti.
2015’te 5’inci sıradan milletvekili adayı da gösterilmiş seçilememişti.
Sonrasında İYİ Parti’ye geçmişti. İlçe Başkanlığı yapmış ardından siyasetten çekilmişti.
Şimdi de kendisiyle aynı savrulmaları yaşayan Yusuf Halaçoğlu’nun kurduğu Kutlu Parti ile siyasete döndü.
Kutlu Parti’nin kurucular kurulu üyeleri arasında yer alması İnegöl’de yankı buldu.
Bahsi geçen kişi Fikret Fidan.
*** 
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İnegöl İlçe Başkanı Uğur Bayram, sosyal medya hesabından isim vermeden şu açıklamayı yaptı:
“İnegöl teşkilatının on beş yılını yiyen adam MHP'den sonra geçtiği partiyi de bırakıp başka partiye geçmiş. 
Ben seni 2014 yerel seçimlerinde İnegöl otogarından alıp seçim bürosunda ağırladığın FETÖ’cü subaylardan bizzat bilirim. 
FETÖ’cü iş adamları derneğindeki kalabalık masa fotoğrafını, meclis listesine aldığın FETÖ’cüleri, FETÖ’cü Cihan Haber Ajansına verdiğin MHP müşahit kartlarını unuttuk mu sanıyorsun?”
*** 
MHP İnegöl İlçe Başkanı Uğur Bayram’ın açıklamaları neden önemli? Çünkü kendisinin bizzat söz konusu dönemde Fidan’ın seçim çalışmalarında yer alan bir isim olduğu herkesçe biliniyor. 
Tanıklığını dile getirdiği bu ifadelerle Başkan Uğur Bayram, bir manzarayı da netleştiriyor.
Haliyle bu açıklama şu soruyu zaruri kılıyor: Kutlu Parti’nin İnegöl ayağı nereye uzanıyor?
Bu tablo ile birlikte Kutlu Parti’nin Kurucusu Yusuf Halaçoğlu’nun şu sözlerinin nedenselliği de yerli yerine oturuyor: 
“…Herhangi bir şekilde yurt dışından herhangi bir yere sırtımızı dayamış değiliz. Onu özellikle belirtmek istiyorum. Yurt içinden herhangi bir yere yine sırtımızı dayamış bir parti olarak görmeyeceksiniz…”
Halaçoğlu’nun bu izahı yapma ihtiyacını neden duyduğu, kurduğu kadronun üzerindeki şaibe ve şüpheden anlaşılıyor herhalde…
*** 
Türk siyaseti, dalgalı günlere doğru ilerlerken hafızanın önemi bu örnekle ortaya çıkıyor.
At izi it izine karıştı tanımlamasını hatırlatarak geleceğin pusunu silmek için gerçeğe daha fazla ihtiyaç duyacağımız ortada.
Öyleyse gerçeğin referansı ne ve kim olacak?
Siyasi savrulmalarla ideolojik istismarla politika yapanlar mı? Siyasi tutarlılık ile ideolojine bağlı olarak politika üretenler mi?
Hafıza olanlar ve hafızası olanlara saygıyla…